Galaxy ailesinin yeni temsilcisi olan Samsung Galaxy S10 Plus ’un ilk izlenimi gerçekten çok etkili. Samsung Galaxy S10 ve Galaxy S10E’den farklı olarak ister istemez devasa ekrandan gözünüzü ayıramıyorsunuz. Neredeyse çerçevesiz bir tasarıma sahip olan bu telefon, tüm S serisi telefonlar arasında en yüksek görüntü oranına sahip. 19:9 formatlı olan bu ekranın üst sağ kısmında ön kameralar yer alıyor. Bu kameralar ekranın içinde gizlenmiş durumda. Samsung’un bu akıllı tasarımı sayesinde telefonun çerçevesini en aza indirgeyebiliyor. Bu sayede de %88.9 oranında bir görüntü alanı (103.8 cm2) elde edebiliyor.
Elbette burada yapılan değişiklik sadece bunula sınırlı değil. Samsung ekranın büyüklüğünü 6.4 inç’e çıkarmayı tercih etti. S9 Plus’ın 6.2 inç ekranı ile kıyasla sözü edilen ekran gerçekten büyük duruyor.
Ama bu büyüklük rakiplerle kıyaslandığında ekstra bir artı sağlamıyor. Bildiğiniz gibi Mate 20 Pro benzer bir ekran büyüklüğü ile karşımıza çıkmıştı. Fakat Samsung, ekranın büyüklüğü ile kendisini övmüyor. Sözü edilen ekran şu ana kadar gördüğümüz en iyi, belki de piyasanın en iyi ekranı olduğunu söylesek çok da yanılmış olmayız.
Samsung AMOLED dediğinizde zaten akan sular duruyordu. Sevseniz de sevmeseniz de, Samsung bu ekran işini çok iyi beceriyor. Ne zaman AMOLED ekranlı üst seviye bir Samsung telefon çıksa, piyasanın en iyi ekranı bu üründe dedirtiyordu bize.
Bu olay yine değişmedi. Samsung Galaxy S10 Plus, müthiş kontrast değeri, güçlü ve tok renk dağılımı ve çok yüksek parlaklık değeri ile karşımıza çıktı. Samsung ekran teknolojisinde daha ne yapabilir dediğimizde, bizi sürekli şaşırtıyor. Ölçtüğümüz yaklaşık 1000 Candela’lık parlaklık değeri resmen bir rekor denemesi. Bu parlaklık değeri ile en güneşli yaz gününde bile ekranınıza sorunsuzca bakabiliyorsunuz. 110 000:1’lik kontrast değeri elbette burada önemli bir rol oynadığını da söylemeden edemeyeceğiz. 552 ppi piksel yoğunluk değeri ve %97.2 oranında renk doğruluğu ile birleştiğinde, 3040×1440 piksel çözünürlüğünde müthiş bir görüntü elde etmemek neredeyse imkansız.
Unutmadan. Oldukça parlak, keskin ve canlı olan bu ekran standart ayarında 2280×1080 yani FullHD+ çözünürlüğünde çalışıyor.
Samsung Galaxy S10 Plus’un birde Premium sürümü var. Daha doğrusu arka tarafı siyah veya beyaz renginde seramik kaplamalı ürününü Premium olarak adlandırıyor. Burada özellikle beyaz seramik kaplamalı olan ürün fazlasıyla göze batıyor. Ama tasarımdan çok cam kaplamalı sürüm ile kıyasla, parmak izi tutmaması ile fark yaratıyor.
Seramik kaplamanın diğer bir avantajı çizikler karşı çok daha dayanıklı olması. Bu özellikle cebinde anahtarlık ve bozuk para taşıyan kişiler için önemli bir avantaj. Dezavantajı ise 200 gram’lık toplam ağırlığı ile 25 gram daha ağır olması.
Galaxy S9 Plus iki adet ana kameraya sahipti. Standart kameranın yanı sıra bir tane de telefoto kamera yer alıyordu. Galaxy S10 Plus’un farkı ise, üç adet ana kameraya sahip olması. Samsung, 12 MP’lik standart (f/1.5-2.4, 26mm )ve 12 MP’lik telefoto kameranın (f/2.4, 52mm ) yanı sıra bir tane de 16 MP’lik geniş açı çeken (f/2.2, 12mm ) bir kamera entegre etmiş durumda.
Yaptığımız fotoğraf çekimlerinde bu fark hemen belli oluyor. Çok geniş Panorama çekimlerinden tutun, yakın çekimlere kadar başarılı fotoğraflar çekmeniz mümkün. Kamera özelliğini şöyle de düşünebilirsiniz. Elinizde 13-52 mm’lik bir objektif ile 45-123 dereceye kadar fotoğraf çeken bir kamera var. Bunun anlamı benzer ürünlerle kıyasla daha esnek bir ortamda fotoğraflar çekebilmeniz.
Samsung S sınıfı için bunlar gerçekten önemli özellikler. Ama şunu da unutmayalım. Samsung üçlü kamera tekniğini Galaxy A7 ile denemişti. Huawei Mate 20 Pro ise, ek olarak 3x optik zum özelliğini de kattı. Dolaysıyla ister istemez akla fotoğraf performansı geliyor. Galaxy S10 Plus’un kamera performansı gerçekte ne kadar başarılı.
Denemelerimizde Galaxy S10 Plus’un Galaxy S9 Plus ile kıyasla hemen hemen tüm kategorilerde daha iyi olduğunu gördük. Toplamda iPhone XS Max ile kafa kafaya yarışıyor. Buna karşın gün ışığında Huawei Mate 20 Pro’nun çok daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Benzer bir durum düşük ışıklı ortamlar için de geçerli. Huawei Mate 20 Pro bu alanlarda önde.
Yine de Samsung Galaxy S10 Plus’un hakını yemeyelim. Yapay zeka özelliği sayesinde çekim ortamlarını artık daha iyi anlayabiliyor. Çok daha fazla ortam tanıyabiliyor ve kamerayı çok da başarılı bir şekilde ayarlıyor. Özellikle gece modunun her ne kadar en iyisi olmazsa da oldukça başarılı olduğunu söylemeliyiz.
Üründe beğendiğimiz diğer bir özellik, 8bit yerine 10bit renk derinliğinde HDR+ fotoğraf ve video çekebilmesi. Evinde 4K Televizyonu olan kişiler bu özelliği fazlasıyla beğeneceklerini düşünüyoruz.
Bitmedi. Galaxy S10+, ön tarafta iki adet kamera bulunduruyor. Selfie tutkunlarını çekimlerini Bokeh efekti ile yapabilmeleri çok önemli bir artı. Bununla birlikte yapay zekanın bu kameralar için aktif olduğunu da söyleyebiliriz. Ama bundan da önemlisi ön kameraların 4K video çekebilmeleri.
Video demişken. Samsung Galaxy S10+’ın ön kamerası piyasanın en iyi Selfie çeken kamerasında resmen zirveye oynuyor. Video kalitesine zaten diyebileceğimiz bir şey yok. Galaxy S10 Plus, bu alanlarda Huawei Mate 20 Pro’yu ciddi anlamda solluyor.
Galaxy S10+’da kendini ispatlamış Exynos 9820 işlemcisi kullanıyor. Çok yüksek bir performansa sahip olan bu işlemciyi zorlamak neredeyse imkansız. Fakat bundan da önemlisi bu işlemcinin özelliği yüksek miktarda bellek rezervelerle birlikte çalışabilmesi. Dolaysıyla üründe 8 Gbyte’lık bir belleğin olmasına çok şaşırmamalı. Ülkemizde şimdilik 128 GByte kapasiteli model satılıyor. Bu ürünün bir de 12 Gbyte bellek ve 1 Tbyte kapasiteli modeli olduğunu söylememiz gerekiyor.
3500 mAh’lik pil yerine 4100 mAh’lik bir pilin kullanması önemli bir avantaj. Ama bundan da önemlisi Samsung’un pil sorununu çözmüş olması. Yaptığımız denemelerde bu ürünü karışık kullanımda 15 saat 30 dakika rahatlıkla kullanabildiğimizi söylemeliyiz.
Unutmadan. S10 Plus kablosuz şarj özelliği ile birlikte geliyor. Bu ürünü kablosuz olaraj şarj edebildiğiniz gibi, farklı akesuarları S10 Plus2un pilini kullanarak da şarj edebiliyorsunuz.
Ürünün önemli bir özelliği parmak izi sensorunun ekranın altında gizlenmiş olması. Ekranın sadece belli bir alanda çalışan bu parmak izi sensoru gerçekten çok hızlı. Buna karşın yüz tanıma özelliği daha da gelişeceğine gerilemiş durumda. Hatta IRIS tarayıcısının olmaması bizde resmen şaşkınlık yarattığını söylemeliyiz. Bu yüzden size tavsiyemiz yüz tanıma özelliğine kesinlikle güvenmemeniz.
Veri transfer hızına gelince, WLAN AX standardının burada yer aldığını görüyoruz. WiFi 6 olarak da adlandırılan bu teknoloji sayesinde 1200 Mpbs hızına ulaşmak mümkün. Yaptığımız testlerde 700 Mbps hızına ulaştığımızı gördük. 450 Mbps hızında bağlanan WLAN AC standardına göre ciddi bir performans artışının olduğu bir gerçek. WLAn AX’in diğer bir özelliği dış etkenlerden çok daha az etkilenmesi. Yani yakın çevrede kayıpsız çalışması.