Marilyn Monroe ismiyle tanınan efsanevi aktris, Norma Jeane Mortensen adıyla 1 Haziran 1926'da doğdu. Sanat hayatı ve özel yaşamındaki sansasyonlarıyla sürekli olarak gündeme gelen Monroe her daim ilgi odağı olmayı başardı. Yüksek şöhret beraberinde ise ünlü sanatçının hakkında ortaya atılan iddiaları getirdi. İşte Marliyn Monroe’nun hayatına dair konuşulan komplo teorileri...
Marilyn Monroe’un aşk hayatı her daim merak konusu oldu. İlişkilerini saklamayı tercih etmeyen ünlü sanatçının Amerika Birleşik Devletleri’nin eski başkan yardımcısı JFK ile aşk yaşadığı iddia edildi. Söylentilere göre ikili dönemin en ünlü şarkıcılarından biri olan Frank Sinatra’nın evinde bir araya gelmeyi tercih etti.
Marilyn Monroe’un ölümü üzerindeki sır perdesi ise bir türlü aralamadı. Genç yaşta vefat eden ünlü sanatçının ölümü üzerine birçok komplo teorisi üretildi. Birçok kişi, John. F Kennedy’nin kardeşi Bobby Kennedy’nin mafyaya Marilyn’i öldürmeleri için para verdiğine inanıyor. Ölümüne dair komplo teorileri de bununla sınırlı kalmadı. Bazı kesimlere göre Marilyn Monroe’un JFK ile birlikte olduğu için bilgi sızdırmaması için CIA tarafından öldürüldü. Hatta ölümün öncesinde 1950 tarihinde yakın arkadaşı Johhny Hyde’ın ölümü sonrasında Marilyn’in yüksek miktarda uyuşturucu alarak intihar girişiminde bulunduğu iddia ediliyor.
Tüm dünyada kadınlığın ve seksapalitenin ikonik sembollerinden biri olarak görülen Marilyn Monroe’un bir seks kasedi olduğu uzun bir süre konuşuldu. Galeri sahibi ve koleksiyoner Keya Morgan, başkan ve Marilyn’in yer aldığı bir seks kasedinin elinde bulunduğunu iddia ediyor.
Güzelliğiyle dünya standartlarının üzerinde bir yere sahip olan Monroe’un estetik yaptırdığı da söylendi. Sanatçının burnunda düzeltmeler yaptırdığı ve silikon taktırdığı da iddia edildi.
Marilyn Monroe’un güzelliğinin yanında zekası da oldukça sık konuşulan arasında yerini aldı. Marilyn sık sık 'aptal sarışın' rollerini oynamasına rağmen 163 IQ'ya sahipti ki bunun Einstein ve Stephen Hawking'den daha yüksek bir rakam olduğunu belirtmemiz gerekir.
İddialara göre Marilyn’nin eski kocası Joe DiMaggio evliliklerinin Marilyn’nin kadınlara olan ilgisi nedeniyle bittiğini söyledi. Önceki dedikoduların destekleyicileri, Marilyn’nin ilk eşi olan Jim Dougherty ile birlikte olmaktan hiç hoşlanmadığını ve bu yüzden evliliği boyunca kendisini hep banyoya kilitlediğini iddia ediyor. Evliliğindeki sıkıntılarına ek olarak Marilyn’in geçirdiği travma dolu çocukluk ve ailesinin ruhsal problemleri nedeniyle ünlü yıldızın çocuk sahibi olmak istemediği konuşuluyor.
Tiffany’de Kahvaltı filminde başrol oynaması için ilk düşünülen isim Marilyn Monroe’ydu. Yönetmen Truman Capote ünlü filmi Tiffany’de Kahvaltı için ünlü yıldızı düşünmüştü ancak yıldızın oyuncu koçu ona yer almamasını söyledi ve bu unutulmaz rolde Audrey Hepburn yer aldı.