HABER

Sanat meclisi, takvim gazetesine dava açtı

İSTANBUL (ANKA) - Sanat Meclisi, Takvim gazetesine, "Berkin Elvan'ın katillerinin bulunması talebiyle hazırladıkları klipte yer alan sanatçıları itibarsızlaştırmaya çalıştığı" gerekçesiyle dava açtı. Efkan Şeşen, Tayfun Talipoğlu ve Hüseyin Turan'ın davacı olduğu duruşma, 10 Aralık Perşembe günü Çağlayan Adliyesi'nde görülecek.

Sanat Meclisi, Beyoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, tüm sanat disiplinlerinden sanatçıları bir araya getirerek gerçekleştirdiği "1. Sanat Sempozyumu"nun sonuç bildirgesini açıkladı.

Tiyatro Yönetmeni Mehmet Esatoğlu, Türkiye'de insanların ekonomiden politikaya, adaletsizliklerden kanlı saldırılara dek ağır yaptırımlar altında bulunduğunu belirtti. Sanat alanının da bu saldırılardan nasibini aldığını ve her geçen gün bedeller ödediğini söyleyen Esatoğlu, şöyle konuştu:

"Biz zaman zaman ülkenin acılı, zorlu günlerinde sadece bildiri yayımlayan bir örgütlenme değiliz. Aksine kurulduğu günden bu yana gerek duruşu gerekse etkinliğiyle sanat alanının yaşadığı sorunlara, tıkanıklıklara ve yaşadığı baskılara çareler, çözümler arayan, sanatı omuz omuza çevresindeki insanlara taşıyan bir oluşumuz. Gerçekleştirdiğimiz sempozyumun ardından yaptığımız konuşma ve tartışmaların ışığında bir sonuç bildirgesi hazırladık. Bu görüşler ve ilkeler doğrultusunda da önümüzdeki günlerde eyleme geçmek istiyoruz."

-"BÜTÜN SANATÇILAR, BİRLEŞİN"-

Sempozyumun sonuç bildirgesini okuyan Müzisyen Efkan Şeşen, sanat alanının varlığını koruması, eldeki haklarını yitirmemesi, yıllardır dillendirdiği sorunlarına çözüm bulabilmesi adına Sanat Meclisi'nin 6-7 Kasım tarihlerinde "1. Sanat Sempozyumu"nu gerçekleştirdiğine dikkat çekerek, şunları ifade etti:

"Ülkemizde sanatçı ve meslek örgütlerinin büyük kısmı; yönetimleri çıkmaz içinde bocalayan, içsel ve dışsal (devlet politikaları) nedenlerle işlevi kağıt üstünde kalan, varlık sebebine yabancılaşan ve tabanlarından hızla uzaklaşan birer tabela örgütü haline gelmişlerdir. Sanat kesiminde yer alan sanat insanları, alanlarındaki örgütlenmelere karşı güvenlerini yitirmiş durumdadırlar. Sanat alanında iş güvenliği, iş güvencesi ve iş sağlığı tehdit altındadır. Sanat insanları tarafından onlarca yıldan beri mücadele ederek kazanılan haklar, taşeronlaştırma ve yasa düzenlemeleriyle ellerinden alınmış, hedefte son kırıntılar vardır. İşsizlik korkusu, tüm alandaki çalışanların tepesinde 'Demokles'in kılıcı' gibi sallanıp durmaktadır. Bu nedenle her kesimdeki sanat çalışanları en ilkel çalışma koşullarına boyun eğmektedirler. Sanat insanları bir yanda görüşlerini açıkladıklarından ötürü, demokratik tepkilerini gösterdiklerinden, demokratik muhalefetin içinde yer aldıklarından ötürü işlerinden atılıp ekmeklerinden olup, kara listelere alınırken öte yandan yeni işe başlama durumunda olanlara ise hiçbir alanda konuşmama, hak aramama ve görüşlerini açıklamama şartı çalışma koşulu olarak dayatılmaktadır. Sanat alanında bir kural haline getirilen sansür ve otosansürün etkisini kırmak, sanatçıların bireysel karşı çıkışlarıyla mümkün olmamaktadır. Bunun için de örgütlü olmak bir 'tercih' değil, zorunluluktur. Sanat ve sanatçı, piyasanın insafına terk edilmiş durumdadır. Bu da sanat üretimine ciddi zarar vermektedir. Sanatçı kendi istediğini değil, piyasanın istediğini üretmek zorunda kalmaktadır. Bağımsız ekonomik ve demokratik kanalların açılması, hedefine bunu koyan bir sanat alanı örgütlenmesiyle mümkündür. Sanat alanında piyasa koşulları egemen kılınarak üretilen her türden sanatsal yapıt kitleleri düşünsel olarak geriletmekte, sanatsal beğenisini törpülemekte ve onu yozlaştırmaktadır. Sanatçı, politik atmosferin inşa ettiği korku ortamına karşı bir duruş sergilemelidir. Bu bir aydın olarak onun başlıca görevidir. Geniş kitleleri cehalet içinde bırakan, kafalarını her türden gerici düşüncelerle dolduran, din ve milliyet ayrımı yaparak toplumu birbirine düşman eden ve çatışma ortamına iten politikalara karşı durmak, daha güzel bir dünyadan yana taraf olmak bir aydın sorumluluğudur. Sanatını halkın yanında durup halkın içinde üretebilme becerisini göstermek ise 'insan ruhunun mimarı' olmaktır. Sanatın ve sanatçının özgür düşünme, üretme ve paylaşmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sempozyumdan öğrendiklerimizle çok daha güçlü diyoruz ki; bütün sanatçılar, birleşin."

-TAKVİM GAZETESİNE DAVA-

Bildirgenin okunmasının ardından Sanat Meclisi'nin, polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından vurulan ve Okmeydanı Devlet Hastanesi'nde verdiği 269 günlük yaşam mücadelesini kaybeden Berkin Elvan'ın katillerinin bulunması talebi ve bu soruna dikkat çekmek için geçen yıl bir klip hazırladığı anımsatıldı. Klibin ardından bazı gazetelerin ağır hakaretler içeren haberlerle klipte yer alan sanatçıları itibarsızlaştırmaya çalıştığını kaydeden sanatçılar, Takvim gazetesine dava açtıklarını söyledi. Efkan Şeşen, Tayfun Talipoğlu ve Hüseyin Turan'ın davacı olduğu davanın ilk duruşmasının, 10 Aralık Perşembe günü Çağlayan Adliyesi'nde görüleceği belirtilerek, tüm sanatçılar duruşmaya davet edildi. (ANKA)

(AYÇ/ÖZK)

En Çok Aranan Haberler