Sanayi Bakanı: Cari açık azalırken, büyüme hedefimize ulaşacağız

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yüzde 3,8'lik sanayi üretim endeksini, "Ağustos ayı sanayi üretim endeksi, ekonominin planlarımızla ve tahminlerimizle uyumlu bir gidişat içinde olduğunu göstermektedir. Bu yıl sonunda hem yüzde 7’nin üzerinde büyüme hedefimize ulaşmış olacağız hem de cari açığı azaltmış olacağız." şeklinde değerlendirdi.
Türkiye'nin 2011'in ilk yarısında dünyada Çin ile birlikte en hızlı büyüyen iki ekonomiden biri olduğuna işaret eden Nihat Ergün, yılın ikinci yarısında da büyümenin devam etmesini ancak daha ılımlı bir seyir izlemesini beklediklerini vurguladı. Bu arada hükümet olarak, cari açık riskini azaltmak için ekonominin hararetini azaltacak bazı önlemler de aldıklarını ifade eden Ergün, ağustos sanayi üretim endeksinin, ekonomi planlarına ve tahminlerine uyumlu bir gidişat içinde olduğunu gösterdiğini belirtti. Dolayısıyla bu yıl sonunda hem yüzde 7’nin üzerinde büyüme hedefine ulaşacaklarını hem de cari açığı azaltmış olacaklarını dile getiren Ergün, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gelişmiş piyasalarda resesyon korkularının dolaştığı günlerde, ağustos ayı üretiminin geçen yıla göre artması, ekonomimizin sağlam bir altyapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bizim ılımlı büyüme diye bahsettiğimiz rakamlar, henüz birçok Avrupa ülkesi için hayal gibidir. Dünya ekonomisinde belirsizlikler devam ederken Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu haberler gelmeye devam etmektedir. Son olarak, Standard and Poors, Türkiye’nin yerel para cinsinden notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmıştır. Aynı süreçte, önce Moody’s İtalya’nın kredi notunu üç kademe düşürdü. Ardından Fitch, yine İtalya’nın ve İspanya’nın notunda indirim yaptı. Avrupa ekonomilerinde bütçe açıkları ve kamu borçlarından kaynaklanan ciddi riskler var. Ancak esas büyük risk, ekonomik göstergelerden ziyade siyasilerden kaynaklanıyor. Siyasiler, ne yazık ki mevcut şartları düzeltecek iradeden yoksun görünüyorlar. Ülkemiz olaylar karşısında hızlı ve proaktif davranabilme yeteneğiyle, Avrupa piyasalarındaki belirsizliklerden en az seviyede etkilenmektedir. Önümüzdeki süreçte de büyüme eğilimini koruyacak olan Türkiye, gerek sınai ve ekonomik altyapısıyla gerek de siyasi yapısıyla Avrupa ekonomilerinden olumlu yönde ayrışmaya devam edecektir.