Sanayici Devletin Teşvik Ödemelerini Hızlandırmasını İstiyor

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, mevcut teşvik ödemelerinin tahsilatında uzun bir süredir zorluklar yaşamakta olduğunu belirterek, “Ödemelerin hızlandırılması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz” dedi.

Bursa ve Türkiye ekonomisine büyük katma değer sağlayan üyeleri ile sivil ekonomik toplumun güç birliğinin ifadesi olan BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, 17 Ekim 2012 tarihinde Kültürpark Altınceylan tesislerinde düzenlenen BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu. Dünyadaki borç sorunu ve bunun neticesindeki finansal istikrarsızlık ile ekonomik belirsizliğin diğer ülkelerdeki negatif gelişmeler olduğunu dile getiren Özer, en büyük pazar olan AB’deki finansal sorunlardan etkilenmemesinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programın (OVP) ekonomik büyümeye yönelik hedefleri aşağıya çekerken, enflasyon beklentisini yukarı yönlü revize ettiğini söyleyen Özer, “Buna göre, 2012 yılı için büyüme hedefi, yüzde 4’ten yüzde 3,2’ye indirildi. Enflasyon beklentisi yüzde 5,2’den yüzde 7,4’e çıkarıldı. OVP’da ekonomik büyümeye yönelik hedefler aşağı çekilirken, enflasyon beklentisi yukarı yönlü gözden geçirildi. 2013 yılı için ise, yüzde 4 ekonomik büyüme, yüzde 5,3 enflasyon, yüzde 8,9 işsizlik, 159 milyar dolar ihracat ve GSYH’nın yüzde 7,1’i oranında cari açık öngörüldü. Ortalama enflasyon rakamının yüzde 12.84 olduğu görülmekte. Bu durum, tamamen ihracata çalışan firmalarımızın geleceğini riske atmaktadır. İhracatın sürdürülebilirliği için gerçekçi kur çok önemlidir” dedi.

“TEŞVİK ÖDEMELERİ TAHSİLATINDA SIKINTI YAŞIYORUZ”

“Mevcut teşvik ödemelerinin tahsilatında uzun bir süredir zorluklar yaşamaktayız. Ödemelerin hızlandırılması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz” diyen Özer, Türkiye’de yenilikçi girişimin kaynağı olan KOBİ'lerin özgün teknoloji üretmesinin önünün açılması gerektiğinin altını çizdi. Özer, şöyle devam etti:

“KOBİ teknoloji işletmelerinin sanayinin temel taşı olduğu her zeminde bahsedilmekle birlikte kanun ve yönetmeliklerde bu konu maalesef göz ardı edilmektedir. Ar-Ge kanunu, ‘Teknoloji KOBİ'leri’ lehine iyileştirilerek Ar-Ge merkezlerine sağlanan destekler verilmeli. Teknolojide Türkiye kendine özgün sistemini oluşturmalı. Şirketlerin halka açılımında bürokrasinin azaltılarak kolaylaştırılması ve maliyetlerin düşürülmesi gerekli.Şirket öz kaynak temininde sağlıklı olan bu yöntem aynı zamanda halk için de ciddi bir tasarruf alternatifi olacak. Çin’in tasarruf oranın yüzde 53 olduğu dikkate alınırsa, ülkemizdeki tasarruf oranının ne kadar düşük olduğu daha iyi anlaşılır. Türkiye artık servet biriktiremiyor ve refahını kalıcı olarak arttıramıyor. Özel sektörün ve halkın tasarruf yapması için ciddi stratejiler ortaya konulmasına bağlıdır. Bu yılın sonunda yetişmesi hedeflenen anayasa çalışmaları çok ağır yürütülmekte. Konu ile ilgili çalışmalar yoğunlaştırılmalı, bir an önce yeni anayasaya geçilmeli ve adli reformların yapılması sağlanmalı” açıklamalarında bulundu.