SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, azmedenin ve çalışanın başaramamasının söz konusu olamayacağını söyledi.
Konukoğlu, Trakya Aktif Genç İşadamları Derneği’nin (TAGİD) konuğu olarak, Tekirdağ Çorlu Silverside Otel’de, “Ayın Konuğu ve Tecrübe Paylaşımı” konulu program kapsamında, Trakyalı işadamlarına iş yaşamı ve SANKO’nun tarihçesine ilişkin deneyimlerini anlattı.
Toplantıya, Çorlu Kaymakamı Hulusi Doğan, Belediye Başkanı Ünal Baysan, Başsavcı Ercan Karakuş, Jandarma Komutanı Binbaşı Tolga Gemrek, TAGİD Başkanı Ali Canbulat ve 400’ü aşkın TAGİD üyesi katıldı.
Görsellerle desteklenen özgeçmişinin sunulmasının ardından kürsüye çağrılan Konukoğlu, özgeçmişinin yer aldığı filmi her izlediğinde, “Bunları ben mi başardım” diye kendisine sorma gereği hissettiğini kaydetti.
Babası Sani Konukoğlu’nun karşı çıkmasına rağmen, çalışmayı çok sevdiği için ortaokuldan ayrılarak fabrikada çalışmaya başladığını belirten Konukoğlu, “Sanmayın ki, babamın fabrikasında bana ‘patronun oğlu’ olarak bakıldı. Babam, ‘eti senin, kemiği benim’ diyerek beni ustama teslim etti. Aynen öyle de oldu” dedi.
Bunu ilk günden “yaşamaya başladığını” anlatan Konukoğlu, “İlk 6 ay yer süpürdüm. Ustam geçerken ayağı ile vurup çöp tenekesini devirir ve ‘Burayı niye temizlemedin’ diye kızar ve enseme tokat atardı. Daha sonra tezgahı sildim ama ustama bu işimi de beğendiremezdim. Bugün anlıyorum ki, ustam bana sabrı ve itaati öğretmiş” diyerek o dönemde yaşadıklarının kendisine başarıya giden yolu açtığını ifade etti.
Sanko’da her görevi çalışarak ve hak ederek elde ettiğini anlatan Konukoğlu, önce usta yardımcısı, sonra usta, işletme şefi, fabrika müdürü, genel müdür yardımcısı ve genel müdür olduğunu, babasının vefatının ardından da yönetim kurulu başkanlığı görevine getirildiğini bildirdi.
Temeli 1904 yılında atılan SANKO’nun gelişimini anlatan Konukoğlu, 1943 yılında iş hayatına atılan babası Sani Konukoğlu’nun başarılı performansının bugünkü konuma gelinmesinde etken olduğunu vurguladı.
“Babam rahmetli olduğunda yalnız tekstil sektöründeydik ve 7 bin çalışanımız vardı. Kardeşlerimle kenetlendik, sevgi ve saygı ortamı içerisinde büyüme stratejimizi çizdik” diyen Konukoğlu, şöyle devam etti:
“Tekstilin yanı sıra değişik sektörlere girdik, holding çatısı altına yapılandık. Günümüzde 12 sektörde, 14 bin dolayındaki çalışanımızla üretim yapıyoruz. Büyüme planlarımız doğrultusunda yeni sektörlere giriyoruz, yeni şirketler alıyoruz, bazı sektörlerden çıkıyoruz, bazı şirketleri elden çıkarıyoruz. Bunu, uçak havalanırken ağırlıklardan arınmaya benzetiyorum. Şirketler büyüklüklerine göre işler yapmalı. Cirosu bin lira olana da 100 bin lira olana da bir milyon lira olana aynı işlemi yapmak zorundasın. Muhasebe başta olmak üzere birçok alanda büyük şirkete de küçük şirkete de aynı zamanı ayırıyorsunuz. Tek fark, rakamın sonundaki sıfır sayısındadır. Bu nedenle gruplar sektörler ve şirketlerinde de büyüklüklerine paralellik göstermeliler.”
MİRAS BÖLÜŞÜMÜ
Ailelerin adaletsiz miras bölüşümü dolayısıyla parçalandığını ve bunun örneklerini hemen her yerde gördüklerini kaydeden Konukoğlu, babasının vefatı sonrasında izlediği yöntemi şöyle açıkladı:
“Büyükler gerekirse fedakarlık yaparak aileyi bir arada tutabilir. Babam rahmetli olunca, hiç sürüncemede bırakmadan miras bölüşümünü gerçekleştirdim. Arazilerin bölüşümü için bir komisyon oluşturdum. Komisyon üyeleri mirasa konu arazileri belirleyip değerlemesini yaptı. Her tapuyu numaralandırarak bir torbaya koyduk ve en küçük kardeşimden başlayarak çekiliş yaptık. Ben çekiliş yapmadım, herkes çekilişini yapsın, kalanı benim dedim. Çekilişi yapan payına düşen maddi değerden daha fazlasını çektiyse, o kadar para miktarını yazdığı ve onayladığı kağıdı torbaya koydu. Böylece herkes mirastan kalan arazisini kendisi belirlemiş oldu. Hiçbir kırgınlığa, küsmeye yol açılmadı. Kimisinin hiç dikkate alınmayan yerdeki arazisi imara girdi ve çok değerlendi, kimisinin arazisi de çok iyi yerde olmasına rağmen, yola, yeşil alana alındı, değerini bulamadı.”
ÇOCUKLARINIZI İŞ ORTAMINDA BULUNDURUN
Katılımcılara çocuklarını iş ortamında bulundurarak onları geleceğe hazırlamalarını öneren Konukoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çünkü çocuk iş ortamında işi öğrenir. ‘Derslerine çok çalıştı, tatil hakkı, işyerinde üzeri yağa bulaşır, kıyafeti kirlenir’ diye çocuğu esirgerseniz, aslında onun geleceğe hazırlanma sürecini ertelemiş olursunuz. Çocuklarınıza harçlık değil, maaş verin. Çocuk kendi bütçesini yapmayı, tasarruf etmeyi, para planlamasını öğrensin. Çocuğunuz askerden gelince kendisine, ‘sana sermaye verebilirim, istersen git işini kur. Yok, burada çalışacağım dersen, maaşın şu olacak’ derseniz hem ona yol göstermiş olursunuz hem de gelecekte karşınıza çıkıp, ‘Kendi işimi kuracaktım, bana fırsat vermedin’ diyemez. Çocuklarınız şirkette çalışıyorlarsa kesinlikle 2 kardeşi aynı odada oturtmayın, aynı sektörde, en azından aynı işi yapmalarına imkan vermeyin. Herkes farklı sektörde olmalı, kıdeme göre maaş almalı. Bunu yaparsanız kimse kimsenin işine karışmaz, birbirlerinin aldığına, giydiğine bakmaz, herkes maaşını istediği gibi harcar. ‘O niye şunu aldı, benim neden yok’ diyemez.”
PAYLAŞMA ÇAĞRISI
Her yıl bin 500’ün üzerine üniversite öğrencisine karşılıksız burs verdiklerini, Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde 20 bin ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisine kırtasiye ve kıyafet, Valiliklerle koordinasyon sağlayarak 135 bin kişiye gıda yardımı yaptıklarını anlatan Konukoğlu, bu yardımları gerçekleştirirken, yardım alanların bilinmemesi ve rencide olmaması için her türlü özenin gösterildiğini ve önlemin alındığına dikkati çekti. Yapılan hayır işlerini ve verilen zekatı, bankacılık sistemindeki EFT işlemine benzeten Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hayır ve zekat bir anlamda, malınızın sigortasıdır, öbür dünyaya EFT’dir. Hepiniz iş dünyası içerisindesiniz ve EFT ile ödeme yapıyorsunuz. Bankacılık sistemi üzerinden görmediğiniz parayı havale ettiğinizde yerine ulaştığından şüpheniz var mı? Yok. Hayır ve zekat işleri ile öbür dünyaya EFT yaptığınıza da inanırsanız, karşılığını alırsınız. Hayır ve zekat, zenginliğinizi büyütür. Una maya ya da kabartma tozu katılıp yoğrulursa, hamur genişler, kabarır. Hayır işleri yapmak ve zekat vermek de sahip olduğunuz servetinizi kabartır, artırır, büyütür. Zekat ve hayır işleri, paylaşmanın, toplumsal dayanışmanın ve kenetlenmenin anahtarıdır. Hayır işleri yapmaya ve zekat vermeye özen gösteriniz.”
ÖNERİLER
TAGİD üyelerine, “kendilerinden aşağıda olanlara bakıp mutlu olma, kendilerinden yukarıda olanlara bakıp hırslanma” çağrısında bulunan, ancak hırsın aklın önüne geçmemesi gerektiğini bildiren Konukoğlu, hedef konulurken uzanıldığına erişilebilir, ne kadar emek harcanırsa harcansın erişilemez olmaması gerektiğini anımsattı.
Türkiye için tekstil sektörünün önemini hiçbir zaman kaybetmeyeceğini ifade eden Konukoğlu, “Tekstilde bir zamanlar İngiltere, daha sonra Fransa lider olmuştu. Ancak pamuk üreticisi olmadıkları için sömürgelerini kaybetmelerinin ardından sektörde bayrağı İtalya aldı” diyerek sektörün geçmişine değindi.
Son 20-25 yılda tekstilde Türkiye’nin başarılarının öne çıktığını vurgulayan Konukoğlu, “Çünkü avantajlarımız var. Pamuk üretiyoruz. Moda ve tasarımda harikalar yaratıyoruz. Pazara yakınlık anlamında avantajlarımız var. Tekstilde daha uzun yıllar var olacağız” diye konuştu.
Konukoğlu, “Hedefimiz daha ne kadar para kazanacağımız değil, daha ne kadar insanı istihdam edecek yatırımları yapmaktır” diyerek, üretim ve istihdamın kendileri için taşıdığı önemi dile getirdi.
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Konukoğlu’na, TAGİD’in armağanını Çorlu Kaymakamı Hulusi Doğan sundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz