ŞANLIURFA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Hüseyin Sungur, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını belirterek, "Türkiye'de kişi başına kullanabilir suyumuz 1.735 metre küp, su potansiyelimiz ise 3.690 metre küp civarındadır" dedi.
Dünya Gıda Günü dolayısıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile kısa adı FAO olan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından ortaklaşa bir toplantı düzenlendi. Şanlıurfa DSİ 15.Bölge Müdürlüğü konferans salonunda yapılan toplantıya Vali Muzaffer Dilek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Hüseyin Sungur, Çevre Bakanlığı Çevre Genel Müdürü Gürsel Acar, FAO Türkiye Temsilcisi Nadir Doumandji, Avrupa Komisyonu Temsilciliğinden G.P.Caponera, Dünya Gıda Günü Milli Komitesi üyeleri, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Bölge Müdürü Mustafa Aydoğdu'nun yanısıra çok sayıda davetli katıldı.
"OTORİTE BOŞLUĞU VAR" Şanlıurfa Valisi Muzaffer Dilek, dünya nüfusu itibari ile her yıl ölçüsüz bir şekilde büyüme olduğunu, buna karşılık ekilebilir alanların belli bir ekonomik sınırı olduğunu söyledi. Vali Muzaffer Dilek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve GAP Kalkınma İdaresi üçgeninde bir otorite boşluğu olduğu için baraj sularının kirletildiği, sahil düzenleme şeridinin olmadığı ve balıkçılığın teşvik edilmediğini belirterek, "Su konusunda çok büyük problemler var. Bu da bazı mevzuatların eksikliğinden kaynaklanıyor. Özellikle Adıyaman ve buna bağlı Kahta İlçesi'nde atık sular ile Baraj suyunu kirletiyor. Şanlıurfa belediyesi yıllar önce yapması gereken arıtma tesisinde geç kaldığı için, kirli sular Şanlıurfa halkına içiriliyor. Hali hazırda atık sularla sulanan Paşabağı alanının, temiz su ile sulanması için ön görülen sulama projesi bitirilmesi büyük bir öneme sahiptir. Şanlıurfa kanalizasyon hattı mansıbında yer alan ve ilin yeşil sebze tüketiminin büyük bölümünün üretiminin yapıldığı Paşabağı mevkii bahçeleri yıllardır kanalizasyon suları ile sulanmaktadır. Bu nedenle bulaşıcı hastalıkların kaynağını oluşturmaktadır. Atatürk Barajı suyunun kirlenmesine neden olan Adıyaman atık sularının akıtılmaması gerek. Otorite boşluğu olan bu yerlerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve GAP Kalkınma İdaresi birlikte hareket etmelidir" dedi.
"TÜRKİYE SU ZENGİNİ BİR ÜLKE DEĞİLDİR" Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Hüseyin Sungur ise, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını ifade ederek, "Türkiye'de kişi başına kullanabilir suyumuz 1.735 metre küp, su potansiyelimiz ise 3.690 metre küp civarındadır. Bu rakamlar da göstermektedir ki, Türkiye sınırlı miktarda su varlığına sahiptir. Başka bir ifade ile Türkiye su zengini bir ülke değildir. Son 50 yıl içinde tüm dünyada sulu tarım alanları 90 milyon hektardan 270 trilyon hektara çıkmıştır. Bu alan artışı ile beraber de nehirlerin aşırı kirlenmesi ve yeraltı sularının aşırı kullanımı artmıştır. Bu süreçte geliştirilen verim artırıcı tekniklerin ise genişleyen küresel ekonominin hammadde ihtiyacına cevap veremeyeceği, tarımın sürdürülebilirliğini sağlayamayacağı hususunda ciddi endişeler oluşturuyor. İnsanlık tarihinin en eski yerleşim merkezi olan Mezopotamya'nın bir parçasıdır. İkincisi ise modern sulama imkanlarını yöreye kazandıran GAP'dır. Nil Nehri'nden tek başına Mısır medeniyetine katkısı düşünülürse, Fırat ve Dicle nehirlerinin aktığı bu bölgenin yeni medeniyetlerin oluşmasına öncülük edeceği aşikardır. Abraham Maslow'un 'ihtiyaçların hiyerarşisi', insanların beslenme, barınma ve güven gibi temel ihtiyaçları karşılanmadan hayatın diğer pratikleri üzerine düşünülmeyeceğini söyler. Bu yüzden, toplumların öncelikli meselesi yeterli ve güvenilir gıda üretmesidir" diye konuştu.
"FAO BİR ÇOK PROJEDE YER ALMIŞTIR"
FAO Türkiye temsilcisi Nadir Doumandji, Dünya Bankası tarafından desteklenen "Doğu Anadolu Havza Rehabilitasyon Projesi"nin hazırlanmasında FAO'nun aktif olarak yer aldığını belirterek, "FAO 1995 yılında GAP Bölge kalkınma İdaresi Başkanlığı ile 10 alt projeden oluşan kırsal kalkınma paketini de geliştirmiştir. GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve BM Kalkınma programı (UNDP) ile birlikte FAO ayrıca, 1997 ve 2000 yılları arasında Halfeti'de kentsel ve kırsal Entegrasyona ve Toplum Geliştirme Programlarına Yardım Projesini yürütmüştür. Sulama ile ilgili olarak GAP projesinin sosyal ekonomik yönlerinin değerlendirilmesi ve sulama-araştırma ile eğitimlerin planlanması konularına FAO'nun ilgisi devam etmektedir. 2002 yılındaki mesajımız, su insanoğlunun hayatta kalması için en önemli şarttır. Suyun politik, ekonomik, sosyal ve ekolojik etkileri vardır. Su israfından kaçınılmasını öngören yeni bir su politikasına ihtiyaç duyulmaktadır. FAO Türkiye ile kurmuş olduğu mükemmel bağı daha da geliştirmek ve sağlamlaştırmak istemektedir" dedi.
"TOPRAKLAR YANLIŞ KULLANILIYOR" Öte yandan Çevre Bakanlığı Çevre Genel Müdürü Gürsel Acar ise, suyun öneminin uluslararası platformda ve Türkiye'de de arttığını belirterek, dünyanın sayılı projelerinden birisi olan GAP'ın büyük bir proje olduğunu, hayata tam anlamıyla geçirildiğinde suyun kirlenmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Kirlenmeye karşı her türlü önlemin alınması gerektiğini ifade eden Çevre Genel Müdürü Gürsel Acar, "Tarım topraklarının yanlış kullanımı arazi varlığını azaltmaktadır. GAP'ın tamamı devreye girdiği zaman çevreyi tehdit eden olumsuzluklar oluşacak. Atık suların barajlara akıtılması suyu içilemez hale getirmiştir. Baraj sularının kirletilmemesi için eğitim şarttır. Bu tür sorunları ancak eğitimle aşabiliriz" ifadelerini kullandı.