Artık, (hakem de insandır, hata yapar) ölçüsünü aştı bu iş... Bu kantar artık bu yükü taşımıyor. Hadi hakem hatalarını bir kenara bıraktık, kardeşim öyle kararlar veriyorlar ki sonuçları etkiler hale geldiler. Çizmeyi aşan bir durum var. Kurallar ne derse desin, Barış Şimşek’in kararı kitaba uysa bile benim vicdanıma uymuyor
Bizim kulvarda yıllardır, ‘Hakem de insandır, hata yapar’ felsefesinden yola çıkarak, ustalarımız, bizler hakemlerimizi hep koruduk. Onları ipe çekmemek için kılı kırk yardık. Ancak, Barış Şimşek’in Kasımpaşa-Beşiktaş maçındaki tutarsız kararları, bardağı taşırdı, artık bıçak kemiğe dayandı.
Futbol sahalarında ‘ender’ rastlanan, hatta liglerimizde hiç yaşamadığımız bir pozisyon var ki, ortalık adeta yangın yerine döndü, kimi kural, kimi hakem hatası diyor. Yani, ortak bir nokta yok... Bizim aile adeta ikiye bölündü.
Şansal Büyüka ile her hafta gerçekleştirdiğimiz , “Dobra -Dobra”nın büyük bir bölümünü hakemlerimize, Kasımpaşa maçında Donk’un, elindeki topu, diğer topa çarptırmasına, Barış Şimşek’in o pozisyondaki yoruma ayırdık, zorunlu olarak...
Süper Lig’i, sonuçları, takımların konumlarını, geleceğe dönük öngürleri, arkaya attık, haftanın ‘iki top’ olayına odaklandık.
Usta da bu konuda bir hayli karamsar... Sürekli hakemlerimizi koruyan Şansal Büyüka, bu özelliğini o da rafa kaldırmış artık!
* “Artık, (hakem de insandır, hata yapar) ölçüsünü aştı bu iş... Bu kantar artık bu yükü taşımıyor. Bardağı taşırdı, çizgileri geçti. Hadi hakem hatalarını bir kenara bıraktık, kardeşim öyle kararlar veriyorlar ki sonuçları etkiler hale geldiler. Çizmeyi aşan bir durum var.”
Beşiktaş topuyla - tüfeğiyle ayağa kalktı, Başkan Fikret Orman zehir zemberek açıklamalar yaptı, maçın tekrarı için düğmeye bastı. Usta, Başkan Orman’ın eleştirilerine saygı duyuyor ve ses tonunu yükseltiyor, “Valla kurallar ne derse desin, Barış Şimşek’in kararı kitaba uysa bile benim vicdanıma uymuyor” diyor.
Usta’nın haftanın olayında frene basmak gibi hiç bir niyeti yok, içinden ne geçiyorsa, onları diline yansıtıyor:
* “Kimi kural hatası diyor. Kimi hakem atışı ile başlar diyor. Donk’un pozisyonu ilk defa olduğu için hadi diyelim tartışma olabilir. Bunu anlarım. Ama maçtan sonra Donk, “hahahhaaha’ diye tweet atıyor. Olur mu kardeşim? Beşiktaş, Kasımpaşa maçında dayak yedi, dayak. Herkes dünyada ilk kez olan bu pozisyonu konuşuyor, tartışıyor. Hadi bunu geçtik, geçmemiz de pek kolay olmayacak. Daha vahimi var, 6.5 metre ileriden taç atılıyor. Almeida başına geleceği biliyormuş gibi itiraz ediyor, sarı kartı yiyor. O top dönüyor, bir taç daha oluyor. Sanki Almeida’ya inat 15,5 metre ileriden tacı attırıyorsun. Ardından bu top Beşiktaş kalesine gol olarak dönüyor.”
Usta, dur durak bilmiyor, gaza bastı gidiyor, durdurabilene aşk olsun!
*“Hakem olarak sen görevini yapmıyorsun, Almeida kart yiyor. Güvenlik işini yapmıyor. Adam 60 metre depar atıp sahanın içinde oyuncuya tekme atıyor. Şimdi bana biri tekme atsa sen sessiz kalır mısın? Motta ve Almeida yardım ediyor, kırmızı kart görüyor. Hakem görevini yapmıyor, cezayı futbolcu çekiyor. Güvenlik görevini yapmıyor, cezayı yine futbolcu çekiyor. Ya futbolcu da insan. Tamam kitap kırmızı diyor. Ama istenildiği zaman da yorum deniyor.
Kural ihlâli değil
Büyüka, Donk’u yerden yere vuruyor:
* “Sakın ola birileri ortaya çıkıp, bana Donk’u savunmasın. Bu kötü niyetin ceza alması lazım. Sadece sarı kartla geçiştirilemez. Ben ‘penaltıyı vermedi’ kural ihlâli yaptı demeye karşıyım. Penaltı vermediği için kural ihlâli deniyorsa her hafta oluyor bu... Benim mantığımın en uygun olanı, Donk’a sarı kart tamam; Beşiktaş lehine de endirekt vuruş vermeliydi. Kitap, ‘sarı kart, hakem atışı ile oyun başlar’ diyor. Bütün hakem yorumcularını okudum. Onlar kendi aralarında anlaşamazken, biz nasıl anlaşalım arkadaş? Kitabı nereden, nasıl okuduğunuza da bağlı.
Bir pozisyon yangın çıkardı, top yine MHK’de patladı, Başkan Zekeriya Alp, köşeye sıkıştı, istifası istenir duruma geldi. Usta, MHK’nin toptan değişmesi gerektiğine bu hafta da işaret etti, bir kez daha sıraladı:
“Arkadaş birinci sınıf hakemlerimizi üçüncü sınıf hakemler eğitemez. Kaldı ki bizim hakemler de ne kadar birinci sınıf olduğundan artık şüphe eder duruma geldim. Kamuoyundan şunu istiyorum. Lütfen MHK eğitim dairesinin çalışanlarına baksınlar. Süper Lig’de maç yöneten hakemler bölgelerden geliyor. Sen bana ders veriyorsan, benden iyi olman lazım. Ama benim daha iyi bildiğim bir konuyu birisi bana anlatmaya kalkarsa bir kulağımdan girer, ötekinden çıkar. Ben Cüneyt Çakır olduysam, Mete Kalkavan olduysam benden daha önemli bir hakemin olması lazım. Bana bir tane ileri giden hakem gösterebilir misiniz?”
Olur mu ağabey, Cüneyt Çakır var?
* “Ben Cüneyt Çakır’ın Süper Lig’de iyi maç yönettiğini düşünmüyorum. Hadi bunu geçtik, Cüneyt Çakır’a şu aşamada ders verecek isimler var mı, yok. Hatta zor bulursunuz. Fırat Aydınus’a, Bülent Yıldırım’a kim ders verebilir ki?”
Peki, size göre kimler olabilir?
* “Cüneyt Çakır’ın çok saygı duyduğu birisi olması lazım. İsim versem onları göreve getirmek istiyorsun diyorlar. Getir, Ali Aydın’ı, Bülent Yavuz’u, Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar’ı... Televizyonculuk yapıyorlar, gelip gelmeyeceklerini bilmiyorum. Ama federasyonun parası var. Dışarıdan adam gelse ne olur? Uilenberg geliyor, dışarıda maç yönetecek isimlerle ilgileniyor.Ya içeridekiler? Birçok bölgeden hakemler geliyor. Onları oralar da yönetecek iyi isimler lazım.
Hata yapanları ipe mi çekmeli sizce?
* “İpe çekme işini kabul etmiyorum. Her hata yapanı ipe çekersen hakem kalmaz. Ama hatalar kabul edilebilir boyutu çok aştı. Burada bu kadar yanlış karar veren hakemin de kırmızı görmesi lazım. Bu ruh haliyle Barış Şimşek’e maç versen yeni bir skandal olur. Donk’un pozisyonu dünyada ilk. Ama Şimşek’in çok fahiş hataları var.”
Her hafta MHK başkanı Zekeriya Alp’ın kucağına hakemler bomba bırakıyor. Ne yapsın Alp?
* “Zekeriya Alp çok kaliteli birisidir. Ancak hakem camiası bir gayya kuyusudur. Orada Alp’i de çok rahat kandırabilirler. Orada dönen tezgâhlarını kimse çözemez. Hakemler birbirlerini yiyor. Eskiler ve yeniler dahil. Kimi MHK’nin, kimi kendi hakeminin görev alması peşinde. Hakemler profesyonel olmasa bile ayda 2-3 maç yöneten hakem ciddi paralar alıyor. Böyle bir ortamda Alp gibi dürüst bir adamın ayakta kalması kolay bir iş değil. MHK başarılı mı, değil. Alp kadar doğru, zeki, dürüst bir adam bulunur mu bilmiyorum. Eğer Alp devam edecekse alt kadrolarını sil baştan yapmalıdır.”
Şampiyon olur diyemem
Fenerbahçe’nin kolay kolay pes etmeyeceği zirve şimdilik sarı-lacivertlilerin ipoteği altında. Bu bir şans mı, yoksa tesadüf mü ağabey?
“Bu kadar büyük bir istikrar asla tesadüf olamaz. Bunu kabul edelim. Beşiktaş’a, Galatasaray’a diğer takımlara baktığımız zaman Fenerbahçe’nin 15 hafta sonunda çok farklı olduğunu söyleyebiliriz. Bir maçta ‘hakem’ diyorlar, bir maçta ‘şans’ diyorlar. Her maçta bunlar olmaz. Yiğidin hakkını yiğide vereceksin. Fenerbahçe iyi mi oynuyor? Fenerbahçe, Akhisar maçının ilk yarısı dahil bazı maçlarda iyi oynamıyor. Ama bir hırsı var. 90 dakikalık inanılmaz bir gücü var. Çok farklı golcüleri var. Biri atmazsa, diğeri atıyor. Son 10 yıla da bakmak lazım. İlk yarıda rakibe bu kadar fark atan bir takım hatırlamıyorum. Ancak bunları da 15 hafta sonu için söylüyorum. Çok değişken bir ligimiz var. 16-17 ne olur bilemem. En zor maçı Karabük... Ben Karabük’ü çok istim üstünde buluyorum. Ama Fenerbahçe son iki haftada altı puan yaparsa aşırı bir avantaj yakalar. Şampiyon olur diyemem ben garantici adamım. Ben ne ligler gördüm, 10 puanlardan şampiyonluğu verenleri gördüm.”
Chelsea, eski Chelsea değil
Galatasaray harika bir kura çekti. Chelsea, eski Chelsea değil. Bayern, Dortmund, Barcelona çıkabilirdi. Bana göre şanslı. Kolay mı? Tabii ki orada kolay maç yok. Ancak Chelsea’nin ne kadar şansı varsa, Galatasaray’ın da var
Galatasaray, zirve yarışından koptu, kopacak. Şampiyonlar Ligi’ndeki gururumuz, iç hatlarda gelecek adına kötü sinyaller veriyor:
*“Gençler karşısında ilk yarıyı çöpe attılar. Ancak ikinci devrede maçı kazanacak pozisyonlar yakaladı, ama atamadı. Farkı kapatmak istiyorsanız kazanmak zorundasınız. Acaba yabancılar, Avrupa’da kendini daha fazla göstermeye mi çalışıyor diye düşünüyorum. Ama Drogba, Avrupa’da nasıl hırslıysa ligde de o kadar hırslı. Drogba’ya olan saygım her geçen gün biraz daha artıyor. Topallayarak gittiği soyunma odasından, çoğu futbolcu geri dönmezdi. Ama o hem geri döndü hem de golünü attı. Drogba gibi toplara kafa vuran oyuncu çok az gördüm. Ancak baktığınız zaman Drogba’nın kafasına maç boyunca 2 ya da 3 top iniyor. Ayrıca Melo dışında orta alanda ayakta kalan oyuncu yok. Galatasaraylı oyunculara baktığınızda tek tek gerideler. Eboue ve Selçuk iyi değil. Sneijder’in ligdeki durumu kötü. Bir Drogba, Melo ve Muslera ile bir takım ayakta kalamaz.
Şampiyonlar Ligi’nde bana göre harika bir kura çektiler. Chelsea, eski Chelsea değil. Bayern, Dortmund, Barcelona çıkabilirdi. Bana göre şanslı. Kolay mı? Tabii ki orada kolay maç yok. Ancak Chelsea’nin ne kadar şansı varsa, Galatasaray’ın da var. Chelsea’nin güç olarak bence şu anda Juventus’tan bir farkı yok. Ben Juventus’u elediysem Chelsea’yi de elemeliyim. Ama Galatasaray gibi oynarsan...”
Bilic eleştiriyi hak ediyor
Ustamız Şansal Büyüka’ya Beşiktaş’ı ve teknik direktör Bilic’i soruyoruz:
“Bilic’in eleştirilecek birinci yanı, ikinci yarıda takımın düşmesi. Kasımpaşa maçının ikinci devresinde Beşiktaş’ın pozisyonu yok. İlk yarıda o kadar iyi oynuyorsun... Bir gol kaçırdılar, gözlerime inanamadım. Oğuzhan, Olcay, Almeida, Orhan Şam, Halep’ten geldi topu uzaklaştırdı. Ama yine de söylüyorum. Kasımpaşa ve Beşiktaş’ın ileri ucu, bu ligin en aksiyonlu forveti. İkinci yarıda durmanın sebebini sadece Bilic çözebilir. Beşiktaşlı bir yönetici, ‘Bizim takımın gücü yok, maçın son yirmi dakikasında duruyoruz’ dedi. Bunu haftalar öncesinde söyledi. Bilic’i bundan eleştiriyorum. Bunun sebebini bulacak insan Bilic’tir. Ekonomik mi koşmuyor Beşiktaş? Acaba gücünü ilk yarıda mı harcıyor? Bunları Bilic çözecek. Eleştiriyi hak ediyor. Ancak ben devam edeceğini düşünüyorum. Fikret Orman’dan istikrardan yana bir başkan. Bir devrede Bilic’i yollarsa, adı altı ayda bir hoca değiştiren başkana çıkar.”
En kötü 4. olurlar
Liderin en yakın takipçisi Kasımpaşa için görüşünüz...
“Kasımpaşa 1-2 hafta sallandı ancak Beşiktaş maçında toparlandı ve iyi oynadı. Net bir mücadele ortaya koydu. İkinci yarıda Beşiktaş’ı sahasından çıkarmadı. Kasımpaşa bana göre çok önemli 4 oyuncu daha alacak. Ben onların bu yarışı bırakacağını düşünmüyorum. Kasımpaşa son iki haftayı 6 puan ile tamamlarsa büyüklerin önünde ligi bitirebilir. Futbolda imkansız diye bir şey yok. Sekiz puanlık fark kapanabilir. Kasımpaşa’nın en kötü derecesini dördüncülük olarak görüyorum. Ben yıl sonunda Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın belki de Trabzon’un ilk beşin içinde olabileceğini düşünüyorum.”
Her maç Onur’la ayakta kaldıysan sorun var demek
Trabzonspor, UEFA’da Juventus ile eşleşti. Bu ne tesadüf ağabey? Şansı var mı? Akçay’ın geleceği tartışılıyor.
* “Juventus ile Türkiye’nin yolları yeniden kesişti. ‘Yine mi Türkiye?’ demişlerdir. Her maç olaylı bitiyor. Trabzon, bugüne kadar orta siklet boksörlerle karşılaştı. Ancak şimdi üst düzeyde bir rakiple karşılaşacak. Ayrıca transfer dönemi de var. 1-2 oyuncuyla her takım değişir. Mustafa Akçay’ın tartışılması futbolu da etkiliyor. Fenerbahçe maçında hırs gösteriyorlarsa, hiç olmazsa yarısını lig de göstermeliler. Fenerbahçe maçında 3 Temmuz sürecinin de verdiği etkiyle çok hırslılardı. O hırsı her maçta gösteremezsin. En azından yarısını göster. Her maçta takımın en iyisi Onur. Bugüne kadar kaleci ile ayakta kaldıysan burada bir sorun var. Mustafa hoca için de yönetimin bir güvenoyu vermesi lazım. Her maç Akçay’a gidiyorsun, gidiyorsun dersen, beden olarak düşer.”
(milliyet - bilal meşe)