Şantaj ve askeri casusluk iddialarına ilişkin 56 sanığın yargılandığı davanın 15. duruşması, görülmeye başlandı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, aralarında emekli Albay İbrahim Sezer’inde bulunduğu 4’ü tutuklu 30 sanık hazır bulundu. Bir önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısının esasa ilişkin mütalaasını açıklamasının ardından sanıkların savunmalarına başlandı.
Kendisine ait olmayan bir evde yapılan arama sırasında bulunan bir çantadan çıkan CD, DVD ve flaş bellek nedeniyle 22 aydır tutuklu bulunduğunu belirten ve ‘bir hukuk faciasıyla karşı karşıyayız’ diyen tutuklu sanıklardan emekli Albay İbrahim Sezer savunmasında, “Hukuk zorlanarak suçlu yaratılmaya çalışılıyor. Fuhuş iddiasıyla bir arkadaşımın evine operasyon düzenleniyor. Nedense aralarında kadın polis bulunmuyor. Bir çanta bulunmuş. Bu çantanın benim olduğunu gösteren hiç bir delil yok. DNA incelemesi için çanta da, içinden çıktığı söylenen şapka, eşyalar da ortada yok. Bu çanta da, içinden çıkanlar da, dijitaller de bana ait değil. Bu belgelerin sahte olduğuna dair 135 adet resmi belge sundum. Sahte belgelere itibar etmeyeceğinize inanıyorum'' dedi.
İbrahim Sezer bu davada ciddi suçlamalara karşın Genel Kurmay Başkanlığı’nın davaya müdahil olmadığını ayrıca Genel Kurmay'ın iddiaları inandırıcı bulmadığını ileri sürerek beraatını talep eden Sezer, “Savcılık tarafından yazılan iddianamedeki 'casusluk' suçlaması beni çok üzdü. Savcı bu iddiayı atacağına keşke beni çekip vursaydı. Ben 16 yaşında, vatan uğruna seve seve canını feda etmek için asker oldum. Güneydoğu'nun en tehlikeli yerlerinde, bir denizci olmama rağmen birçok çatışmada görev aldım. Orada savaşıp bir başka ülkeye bilgi mi sığdıracağım? Bunu kurgulayan hainler, bu ülkenin insanlarını da kendileri gibi zannediyorlar” şeklinde konuştu.
Tutuklu sanıklardan Albay Tamer Zorlubaş ise, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, ''Daha önce tanımadığım, İbrahim Sezer'e ait olduğu belirtilen çantadan çıkan bir dijital dokümanın altında ismim ve rütbem yazıyor. Bu nedenle tutuklu şekilde yargılanıyorum. Nasıl bir gizli örgüt ki, her şey gizli, ancak benim adım, rütbem dokümanlarda hazırlayan olarak, açıkça yazılmış'' diye sordu.
İftiraya uğradığını ve kendisine iftira atanlara ‘hakkımı haram ediyorum’ diyen Zorlubaş, ''Yine dünyaya gelsem, yine aynı anne babadan dünyaya gelerek yine Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Deniz Kuvvetleri'nde görev alırım. Gerekirse canımı vatan uğruna seve seve feda etmeye yemin ettim. Her zaman buna hazırım. Bu olayı kaderimde varmış diyerek değerlendiriyorum. Önce yüce Allah'a sonra Türk adaletine güveniyorum. Suçsuzum ve masumum. Beraatımı, fikri hür, vicdanı hür mahkemenizden saygıyla talep ediyorum'' şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı yarına erteledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz