Kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet, cinsel istismar vakalarının art arda geldiği şu günlerde herkes 'Yeter artık' diyor. Yaş fark etmeksizin kadınların hedef alındığı vakalar Türkiye'nin dört bir yanından geliyor. Birçok suç kaydı olan sapkınların serbestçe dolaşabilmesi 'iyi hal indirimi' uygulamasını sorgulatırken cinsel suçlar da hadım yasasını gündeme taşıdı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un konuyla ilgili verdiği yanıt, yasada yeni bir düzenleme yapılabileceği yönünde.
24 Eylül’de İstanbul'un Beyoğlu ilçesi Şehit Muhtar Mahallesi Balo Sokak’ta evine gitmekte olan İrem A.’nın (25) peşine takılan Semir T. ve Ömer K., bir süre sonra önünü kestikleri genç kızı taciz etmişti. Genç kızın tacize uğradığını gören vatandaşlar olaya müdahale etmişti. Olay yerine gelen Beyoğlu Güven Timi polis ekipleri tarafından yapılan çalışmalar sonucu şüpheliler Semir T. ve Ömer K., yakalanarak gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerin ardından savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.
Savcılığın yakalama kararı sonrası şüpheli Semir T. Mersin’in Tarsus ilçesinde, Ömer K. ise İstanbul Kadıköy’de yakalanarak gözaltına alınmıştı. Emniyette ifadeleri biten şüpheliler, İstanbul Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığınca nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
Her iki şüpheli de, “Cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde yaşayan anne Bakiye Yeniçeri, 8 Eylül'de 2 yaşındaki kızı Sıla'nın "uyanmadığını" belirterek, Malkara Devlet Hastanesi'ne götürmüş, muayene sonrası bebek, beyin kanaması teşhisi ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, durum polise bildirilmişti. Bebek, beyninden ameliyat edilerek entübe halde yoğun bakıma alınmıştı.
Soruşturma kapsamında anne B.Y. (25), birlikte yaşadığı S.Ö. (57), komşuları K.A. (32) ile 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmıştı. S.Y. bebeğin 5 yaşındaki kardeşi A.Y. ise devlet korumasına alınmıştı.
Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, darp nedeniyle hastaneye getirilen ve yoğun bakımda tedavisi süren 2 yaşındaki kız bebeğe cinsel istismarda bulunulduğunun adli tıp raporuyla belirlendiğini ifade etmişti.
Sıla bebek dün Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde bir aydır tedavide tutulduğu yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybetmişti.
İnfial yaratan olayların üst üste gelmesi üzerine hadım yasası da yeniden gündeme geldi. Konu dün AK Parti Genel Merkezi’nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a da soruldu.
"Cinsel suçlara ilişkin hadıma yönelik bir çalışma yapılması günümüzde mümkün mü?" sorusu üzerine Tunç şöyle yanıt verdi:
"Ceza İnfaz Kanunu'muzda önceki senelerde gündeme geldiğinde, o zaman Adalet Komisyonu üyesi olarak hatırlıyorum konuyu. Ceza İnfaz Kanunu'muzun 108. maddesinde tıbbi tedaviye karar verme yetkisi var. Bu anlamda mevzuatımız buna uygun. Orada uygulamayı geliştirecek şekilde belki mevzuatta yeni bir düzenleme yapılabilir."
Hadım yasasıyla ilgili NTV'de aktarılan detaya göre Ceza İnfaz Kanunu'nda, mahkumların "tıbbi tedaviye" tabi tutulması hakim takdirine bırakılmış durumda. Madde şöyle:
"188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:
a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak
b) Tedavi amaçlı programlara katılmak"
Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Ceza Hukuku Uzmanı Dr. Yeşim Yılmaz, Türk Ceza Kanunu’ndaki cinsel suçlara ait cezaların aslında ağır olduğunu dile getirdi. Ancak suçların cezalandırılması konusunda toplumda bir cezasızlık algısı ve adalet sistemine güvensizlik olduğuna işaret etti. Bunda örtülü af olarak nitelendirilen bazı düzenlemelerle cezaların infaz kurumuna girmeden veya denetimden uzak olarak yerine getirilmesinin payının da olduğuna dikkat çekti. Yeşim Yılmaz’a göre toplumda hadım etme veya bir diğer deyişle kastrasyon tartışmalarının çıkış sebebi bu. Çünkü kamuoyu, failin olması gerektiği şekilde cezalandırılmadığını görüyor. Bu da adalete olan güveni sarsıyor. “Bir suç failini etkin bir şekilde cezalandırıp kesintisiz ve kaçınılmaz bir şekilde bu cezayı infaz ederseniz bu tartışmalar da azalacaktır” diyerek ekleme yaptı.
Hadım etme ya da kastrasyon olarak bilinen uygulamayla ilgili soruları yanıtlayan Dr. Yeşim Yılmaz, bu uygulamanın kişinin cinsel isteğinin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan bir yöntem anlamına geldiğini belirtti.
“Bugün cinsel suçlulara cerrahi kastrasyon yönteminin uygulanması bir insan hakkı ihlali olarak kabul edilmektedir. Tartışılabilecek olan ise kimyasal kastrasyondur. Bu kimyasal müdahale, ilaç yoluyla cinsel isteği törpüleyerek testosteron hormonu üretimini önemli ölçüde azaltmayı amaçlar” dedi. Ancak bu şekildeki yapılacak bir kimyasal müdahale kişi hak ve özgürlüklerine önemli bir müdahale oluşturduğundan, bu yöntemin ancak sıkı şartlara bağlanması halinde uygulanabileceğini anlattı.