Sarı humma; yüksek ateş, karın ağrısı, kanama, kusma ve sarılık gibi çeşitli semptomların ortaya çıkmasına neden olabilen ciddi bir enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü’nün son yaptığı uyarılara göre Güney Sudan ve Etiyopya gibi bazı ülkelerde aktif bir biçimde bulunan sarı humma virüsü, ölüm oranının yüksek olduğu ağır bir rahatsızlıktır.
Sarı humma, son derece kolay bir biçimde yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle, halk tarafından sarı humma sivrisineği adı verilen aedes ya da haemogogus türündeki sivrisinekler tarafından taşınan ve insanlara bulaştırılan hastalık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından önemsenen enfeksiyonlardan biridir. Akut viral kanamalı bir hastalık meydana getiren sarı humma virüsü, tıp dünyasına flaviviridae ailesine mensup arbo virüslerden biri olarak sınıflandırılmıştır.
Sarı humma virüsü, tıpkı diğer bulaşıcı ve virüs kaynaklı hastalıklarda olduğu gibi kimi insanlarda hiçbir tehlike ya da semptom ortaya çıkarmama ihtimaline sahiptir. Virüs insandan insana bulaşmadığı için bu kimselerin gerek kendileri gerekse de çevreleri açısından tehlikeli bir konumda olduğunu söylemek doğru olmaz. Semptom gösteren kimselerde ise virüsün 3 ile 6 gün arasında bir kuluçka süresine sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda ilk günlerde bir semptom ortaya çıkmasa da sonrasında ani ateş, baş ve sırt ağrısı, kusma, yorgunluk, titreme ve halsizlik gibi belirtilerin bir hafta içerisinde kendisini göstermesi muhtemeldir.
Yapılan gözlem ve çalışmalara göre, istatistiki olarak bu tip semptomlar gösteren hastaların yaklaşık yüzde 15’inde daha ileri bir safhaya geçildiğini söylemek mümkündür. Bu ileri safha hafif bir iyileşme döneminin arkasından gelir ve kişinin önceki semptomları daha da ağırlaşır. Bu sürecin nihayetinde çoklu organ yetmezliği gibi hayati komplikasyonlar ortaya çıkar. Sürecin bu şekilde ilerlediği kimseler ise, 15 günlük bir zaman zarfı içerisinde hayatını kaybedebilmektedir.
Peki sarı humma nasıl bulaşır? Sarı humma virüsü, aedes ya da haemagogus adı verilen türdeki sivrisinekler tarafından taşınır. Halk arasında sarı humma sivrisineği olarak da adlandırılan işte bu sivrisinek türleri tarafından da insanlara bulaşır. Üstelik bu sivrisineklerin virüsü, vücudunda bu virüsün bulunduğu bir insandan alarak başka bir insana taşıması da olasılıklar arasındadır. Ancak virüsün doğrudan doğruya insandan insana bulaştığı gözlemlenmemiştir. Bu nedenle insanlar için karantina gibi uygulamalara gerek yoktur.
Sarı humma, Güney Sudan ve Etiyopya gibi özellikle Afrika’nın belli bölgeleri ile birlikte Güney ve Orta Amerika’nın çeşitli tropikal ülkelerinde görülen bir hastalık türüdür. Bu doğrultuda Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin nüfuslarını göz önüne alarak 40 civarı ülkede yaklaşık bir milyar insanın tehlike altında olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim bulgulara göre Afrika’da 30 ülke endemik bir haldedir ve dolayısıyla 500 milyon insana virüsün taşınması ihtimali söz konusudur. Bu nedenle sarı humma hastalığının yaygın bir biçimde gözlemlendiği bu bölgelere yolculuk yapan kişilerin risk altında olacağını ifade etmek gerekir.
Uzmanlar, bilhassa sarı humma taşıyan sivrisineklere rastlanma olasılığının yüksek olduğu kırsal ve ormanlık alanların çok daha büyük bir risk taşıdığını ifade etmektedir. Ayrıca kimi ülkelerde hastalığın resmi olarak rapor edilmediği de çeşitli kaynaklar tarafından dile getirilmektedir. Bu nedenle bu tür ülkelere bir yolculuk planlayan kimselerin son derece dikkatli olması şarttır. Özellikle yolculuk öncesi sarı humma aşısı yaptırmak büyük ölçüde önem arz etmektedir.
Bu konuda en sık merak edilen sorulardan biri de hiç şüphesiz “Sarı humma tedavisi nasıl yapılır?” sorusudur. Sarı humma hastalığı, bu tür enfeksiyonlara karşı bağışıklık sisteminin meydana getirdiği antikorları tespit etmek sureti ile teşhis edilir. Bu doğrultuda hastalığı teşhis etmek için kan testleri yapmak gerekmektedir. Ancak hastalığın tam olarak bir tedavisinin bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Uygulanan tedaviler daha çok semptomları gidermek üzerine planlanmıştır. Bu doğrultuda hastalar yakın gözlem altına alınarak çeşitli destek tedavilerine tabi tutulur ve hastalığın semptomları ortadan kaldırılmaya çalışılır. Ancak sarı humma hastalığında teşhis sonrası tedaviden çok koruyucu yaklaşımlar önemlidir.
Sarı humma hastalığına karşı önlem almak için yapılması gereken ilk şey sarı humma aşısı olmaktır. Sarı humma aşısı, özellikle enfeksiyonun görüldüğü bölgelere yolculuk yapacak insanlar için son derece büyük önem arz etmektedir. Yolculuk öncesinde aşı yaptıran kimselere “Uluslararası Aşı ve Profilaksi Sertifikası” düzenlenmelidir. Aksi takdirde kişinin endemik ülkelere giriş yapmasına izin verilmemektedir. Sarı humma aşısının ömür boyu koruma sağladığı düşünülmektedir. Dolayısıyla alınan sertifika aşı olduktan 10 gün sonra geçerli bir hale gelir ve ömür boyu kullanılabilir. Yine de aşıya ek olarak, sivrisineklerden korunmak için çeşitli önlemler alınmalıdır. Bu önlemler, uzun kollu kıyafetler giymek ve iyi bir böcek kovucu kullanmak gibi son derece uygulanması kolay yöntemlerdir.