Sarılmayı seviyoruz, bu yüzden vücudumuzun sarılmadan nasıl faydalanabileceğini bulmak için tıbbi çalışmaları bir araya getirdik.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. İnsan vücudunda tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda, soluk borusunun önünde yer alan timüs bezi, kucaklaşmayla harekete geçerek al yuvarların üretimini arttırarak vücudu daha sağlıklı hale getiriyor. Timüs bezi ayrıca salgıladığı hormonlarla kişide rahatlama ve mutluluk duygusunu da oluşturuyor. Timüs bezi uyarıldığında bedenin kimyası değişiyor ve sinir sistemi sakinleşiyor, beyin fonksiyonları hızlanıyor ve bu da kişide rahatlama duygusuna araç oluyor. Anadolu kadınlarının üzüldüklerinde bağırlarına vurmalarının, farkında olmadan rahatlamak için timüs bezini harekete geçirmekle alakalı olduğu da söyleniyor.
Sarılma, yalnızlık hissini azaltarak, içsel korkularla savaşarak ve kendine güveni arttırmaya yardımcı olarak sinir sistemini uyarır. Ayrıca, diğer insanlara dokunma yoluyla destek olma, takdir ve desteğinizi hissetmelerine yardımcı olur, böylece birinin genel vücut sağlığını olumlu yönde etkiler.
Kuzey Carolina Üniversitesi tarafından yapılan çalışmaya göre kucaklamaların kalp sağlığı için iyi olduğunu kanıtlamıştır. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı çalışmada 2 grup belirlendi. İlk grup 10 dakika boyunca romantik bir video izledi, birbirlerinin ellerini tuttu ve daha sonra 20 saniye sarıldılar. İkinci grupta ise herhangi bir temas yoktu. Sonuçlar, ilk grubun daha düşük bir tansiyonun yanı sıra daha stabil bir kalp atış hızına sahip olduğunu gösterdi; bu, insanların düzenli sarılmaları ve destek almaları, strese karşı dirençli olduklarını ve kardiyovasküler sağlıklarını koruduğunu gösteriyor.
Oksitosin, sizi mutlu ve başkalarına bağlı hissettirmekten sorumlu olan hormondur. Zaten bu hormon kucaklaşma hormonu olarak da bilinir. Çünkü başkalarına sarıldığımızda ve onlara dokunduğumuzda seviyeleri artar. Bu hormonun kadınlar üzerinde, özellikle düzenli olarak kucaklayanlar üzerinde güçlü bir etkisi vardır.
New York Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, bazı dokunuş biçimlerinin ağrıyı azaltmaya yardımcı olabileceğini gösterdi. Deneyde, “terapötik dokunuş” olarak adlandırılan, fibromiyalji sendromu olan kişilerin daha az ağrı hissetmelerine yardımcı oldu. Katılımcılar ayrıca 6 seans dokunma tedavisi içerisinde yaşam kalitelerinin düştüğünü iddia etmişlerdir. Sarılma, dokunma biçimlerinden biri olduğundan, ağrı azaltmaya da katkıda bulunabilir.
Oksitosin sayesinde, daha önce de bahsettiğimiz gibi, sarılmalar, sosyal kaygı duygularıyla savaşmaya yardımcı olur. Yeni bir partiye geldiğinizde tanıdığınız bir kişiye sarılmaya çalışın ve ne kadar güvenli, kolay ve sosyal olabileceğinizi fark edeceksiniz. Hepsi bu, çünkü oksitosin bize olumlu düşünmemizi ve dünya hakkında daha olumlu bir bakış açısı kazanmamız için ilham veriyor.
Bazı insanlar 7 gün 24 saat sarılmaya devam ederken, diğerleri her gün sadece 5 dakikalık sarılmadan mutluluk duyuyor.