Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü Konferansı”nda yaptığı konuşmada ''Cezayir'de Fransızların yaptığı soykırımdı. Sarkozy bu soykrımı bilmiyorsa, gitsin babası Sarkozy’ye sorsun.Sarkozy'nin dedesi de İspanya'dan kaçıp Osmanlı'ya sığındı, daha sonra Fransa'ya göç etti. Sarkozy eğer kendi ailesine bakarsa, orada Türkiye’nin Türklerin yardımından ve hoş görüsünden başka hiçbir şey görmez'' dedi.
[**
**](https://www.mynet.com/ve-sonunda-sarkozy-de-konustu-110100608071)
Erdoğan şunları söyledi: Elbetteki Filistin’li kadınları, Gazzeli kardeşlerimi özellikle selamlıyorum. Filistin’in kadınları yarım asırdır çok ağır bir imtihandan geçiyorlar. Onların onurlu gururlu kararlı mücadelesi sadece İslam dünyasına değil, tüm dünya kadınlarına örnek teşkil ediyor.
Kadınlar tarihin her döneminde değişimin sahibi oldular. Değişime ne kadar sahip çıktılarsa, toplumlar da ülkeler de o kadar değişti dönüştü. Kadın haklarının ileriyle gittiği toplumlar her alanda ilerlediler. Huzura kavuştular. Kadınların ezildiği örselendiği ötelendiği toplumlar, kadın haklarının çiğnendiği toplumlar ise her alanda geriye gittiler. Geride kaldılar.
**AYAĞININ ALTINDAN ÖPECEĞİM ANNEMDEN MAHRUMUM**
Cennet annelerin ayaklarının altındadır. Ben ayağının altını öpeceğim annemden mahrumum. Çok önemli burası. Bizim medeniyetimizin mensupları için, anneler ayaklarının altı öpülesi muhterem varlıklardır.
Dikkat ediniz yabancılar tarafından değil bizzat kendi insanı, kendi dindaşları tarafından sokakta camide topluca katledilen, Iraklı kadınlar ve erkekler nedeniyle öz eleştiri yapmak zorundayız. İstanbul’da bir belediye otobüsünde, Siirt’te, Ankara’da katledilen kızlar, çocuklarını korumak için canlı bombanın üzerine atlayan kadınlar için birlik olmalıyız. Elbette İslam coğrafyasını yoksulluğa mahkum edenleri eleştireceğiz. Elbette İslamafobia’yı ırkçılığı şiddetle eleştireceğiz.
Ama onları eleştirdiğimiz kadar kendi özeleştirimizi yapabilirsek sorunlara çözüm getirebileceğimize inanıyorum. Böyle zengin bir tarihe böyle insan odaklı sevgi odaklı bir medeniyete sahip olanların, kadın hakları konusunda en mükemmeli yakalamaları kaçınılmaz bir zorunluluktur.
**SARKOZY SEÇİM KAZANMA HIRSINA GİRDİ**
Dün Fransa Ulusal Meclis’inde Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir yasa kabul edildi. Böyle bir toplantıda Fransa’ya geçmek doğru mu diye düşünenler olabilir. Dün bu konuya ilişkin değerlendirmelerimizi yaptık. Bazı tedbirleri açıkladık. Bugün Fransa’da yaklaşık 5 milyon Müslüman var. Fransa ve Avrupa’da ayrımcılığın, Müslüman karşıtlığının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığı ortaya konulmuştur. Sarkozy, Türk ve Müslüman düşmanlığı üzerinden seçim kazanma hırsına girmiştir.
**SARKOZY CEZAYİR'DEKİ SOYKIRIMI BİLMİYORSA BABASINA SORSUN**
Cezayir’de 1945 yılından itibaren tahminen nüfusun yüzde 15’i orada Fransızların katliamına uğramıştı. Bu bir soykırımdı. Cezayirliler fırınlarda topluca yakıldı. Eğer Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy bu soykrımı bilmiyorsa, gitsin babası Sarkozy’ye sorsun. Babası, 1940’larda Cezayir’deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna katliam hakkında söyleyecek çok sözü vardır.
**SARKOZY KENDİ AİLESİNE BAKARSA TÜRKİYE'NİN HOŞGÖRÜSÜNDEN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMEZ**
İspanya’dan kaçıp Osmanlı’ya sığınan Museviler, bugün Yunanistan’da bulunan Selanik’e yerleştirdiler. Selanik Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra 1904 yılında Fransa’ya göç eden Benedict Malla’dır. O da Sayın Sarkozy’nin de dedesidir. Sayın Sarkozy, Türkiye’nin tarihinde soykırım bulamaz. Eğer kendi ailesine bakarsa, orada Türkiye’nin Türklerin yardımından, hoşgörüsünden başka hiçbir şey görmez.
**İŞTE FRANSIZ KRALI'NA KANUNİ'NİN GÖNDERDİĞİ MEKTUP**
Burada bir belge açıklamak istiyorum. Bu belge, işgal altındaki Fransız kralı Francesco’ya, Kanuni Sultan Süleyman’ın gönderdiği mektup. Mektubu aynen aktarıyorum.
“Ben ki sultanların sultanı, hakanların başı, krallara taç giydiren, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in Karadeniz’in Rumeli’nin Karaman’ın, Sivas’ın Diyarbakır’ın, Kürdistan’ın, Şam’ın, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın üstünde sahip olduğum nice ülkenin padişahi olan Sultan Süleyman Han.
Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Francesco’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek, esir edilerek hapse atıldığını söylemişsiniz. Benden yardım istiyormuşsunuz. Gönlünüzü ferah tutun. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz. Selim’in oğlu Süleyman. 1526 – İstanbul”