Yaklaşık 100 kadar 'SAS Holding mağduru' soruşturmayı yürüten Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'nda bir araya gelerek suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, cinayet ve intihar olaylarının, 14 şirket yöneticisinin kendilerine maddi menfaat elde etme planının bir parçası olup olmadığının araştırılması talep edildi.
DHA'ya konuşan Şenay Demirci, 15 Haziran sabahı güne hüsranla başladıklarını belirterek "Malum şahısların ölümünden sonra iş rayından çıkmaya başlamıştır. O zamana kadar 7 yıldır hiçbir şekilde para alımında, şirket gelişiminde herhangi bir sekte olmamasına rağmen ne hikmetse 15 Haziran sabahından sonra bu işin ölümlerden, intihar olayından ve gasp olayından sonra tamamen ponzi olduğuna inandırılmaya çalışıldık ama böyle bir şey yok. Çünkü bizler bunu araştırdığımızda aslında arkada reel ticaretlerin olduğunu gördük. Bunlardan bir tanesi Gerçekevim'dir, bir tanesi soğuk cüzdanlara aktarılmasıdır. Biz bunlar için buradayız. Bizi kimse susturamaz çünkü biz haklıyız, 13 bin 105 kişiyi 5'le çarptığımızda çoluk çocuk herkes mağduruz. Şu an bir dünya insan var sesini çıkaramayan, mağduriyetini dile getiremeyen. Bizler bunun için buradayız, bizler yüce Türk adaletine güveniyoruz. O yüzden adalet yolunda hakkımızı arıyoruz" diye konuştu.
Mağdurlar adına açıklama yapan Filiz Sönmez, SAS Holding'in ponzi ya da saadet zinciriyle çalışmadığını ifade ederek bu iddiaların şüpheli kişiler tarafından suçtan kurtulmaya yönelik ortaya atıldığını dile getirdi. Sönmez, SAS Holding'in 2014 yılında kurulduğunu belirterek "Bir saadet zinciri şirketinin 7 sene boyunca işleyişini devam ettirmesi mümkün değildir. Tarih boyunca 7 sene boyunca varlığını sürdüren bir saadet zinciri görülmemiştir. Şirketin kurucuları Süleyman Aydın ve Sibel Koçan'ın şüpheli ölümüne kadar geçen yıllarda paralarımız her ay gün dahi aksamadan yatırılmıştır" ifadelerini kullandı.
Mağdur edilmelerinin sebebinin şirketin kurucularının ölümü göstererek şirketin paralarını çalan şüpheliler olduğunu öne süren Sönmez "Şüpheliler 3 milyar lira civarında bir paranın sahibi olmuşken biz mağdurlar ise hayatımızı idame ettiremeyecek bir duruma geldik" dedi.
SAS Holding mağdur yatırımcı sayısının 15 bin kişiyi aştığını da kaydeden Sönmez, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Her mağdurun 3 kişilik bir ailesi olduğunu düşünüldüğünde bu durum 45 bin kişinin mağdur olduğu düşünülmektedir. 45 bin kişiyi aşkın kişinin mağdur edildiği olayda adalete güvenimiz sonsuzdur. Sizlerden gerçekleştirdiğimiz adalet savaşında bizi yalnız bırakmamanı istiyoruz"
Mağdurların avukatlarından Şerzan Sümer ise enerji dağıtım şirketi yapan, gıda alanında çalışan ve yurt dışında yatırımları olan bir şirkette ponzi (saadet zinciri) şirketi olduğunu söylemenin 13 bin 105 kişinin mağduriyetine ortak olmak olduğunu söyledi. Sümer, "Süleyman Aydın ve Sibel Koçan'ın ölümünden önce düzgün işleyen bir sistemin varlığından bahsedilirken ölümden sonra sanki paralar buhar olmuş, uçmuş gibi. Biz bunun nasıl çalındığını savcılık suç duyurusunda net bir şekilde ortaya koyduk, biz bunun takibini yapacağız. Bununla ilgili Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bütün arkadaşlarla suç duyurusunda bulunacağız" şeklinde konuştu. Mağdurlar "SAS'lıyız, haklıyız, alacaklıyız" şeklinde adliye önünde slogan attı. Polis ekiplerinin de adliye önünde açıklama yapan grup için güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde SAS Holding'e ait birden çok şirket olduğu, şirketin ponzi sistemiyle çalışmadığı kaydedildi. Şirketin kar payı ortaklığı sistemiyle kurulduğu, bütün yatırımcıların şirketin yüzde 20'sini oluşturduğu öne sürülen dilekçede, yatırımcılara kar paylarının her ay düzenli olarak aktarıldığı vurgulandı. Holdingin ponzi yerine 'Katmanlı pazarlama' sistemini kullandığı ifade edildi. Holding'in kanıtlanabilir bir ticaret yaptığı belirtilen dilekçede 14 şüphelinin örgüt kurduğu, fikir birliği içerisinde hareket ettiği öne sürüldü.
Dilekçede 15 Haziran günü SAS Holding önünde şirket yöneticilerinden Sibel Koçan'ın gasp edilerek öldürüldüğü ve yine şirket yöneticilerinden Sibel Koçan'ın eski eşi Süleyman Aydın'ın intihar ettiği hatırlatıldı. Dilekçede Aydın'ın intiharının başka ilişkisi olduğu nedeniyle hayatın olağan akışına uygun olmadığı öne sürüldü.
Dilekçede söz konusu ölümleri diğer şirket yöneticilerinin uzun vadeli tasarladığı iddia edilirken "Cinayet ve intihar olaylarının şüphelilerin kendilerine maddi menfaat elde etme planın bir parçası olup olmadığının araştırılması ve soruşturulmasının bizim mağdur müvekkillerimiz açısından da hayati bir önem teşkil ettiği kanaatindeyiz" ifadeleri kullanıldı.
Olay günü şirket kameralarının da çalışmadığı hatırlatılan dilekçede şüphelilerin 3 milyar lirayı kendilerine aldığı belirtilerek "Şüpheliler uzun bir geçmişe dayanan planları doğrultusunda hareket etmiş ve planın adım adım gerçekleşmesi sonucu kendilerine maddi menfaat sağlamak amacıyla binlerce kişiyi mağdur etmiştir" denildi.
DHA