Duygusal derinliklerin yanında toplumsal olaylara, siyasi görüşlere ve insan davranışlarına eleştirel bir pencere açan satirik şiirin ilk örneklerine Antik Yunan edebiyatında rastlanır. Temelinde iğneleyici ve eleştirel bakış bulunan bu şiir türünün edebiyatımızda en önemli şairleri arasında Nef’î sayılır. Yine Nef’î gibi Bağdatlı Ruhi de satirik şiir türüyle kaleme aldığı Terkib-i Bent adlı eseriyle ün salmış şairler arasındadır.
Fransızca satire “hiciv, alaylı yergi, karikatür” sözcüğünden dilimize alıntı olan “satirik” sözcüğü “yergi ile ilgili, yergi niteliğinde olan” anlamına gelir. Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama ve yergi olarak adlandırılan satirik şiirler eleştirel bir anlatımı olan şiirlerdir. Edebiyatımızda Nef'i, Seyrani, Ziya Paşa, Neyzen Tevfik ve Orhan Veli Kanık bu şiir türünün örneklerini veren şairlerdendir.
Bir kişi, olay veya durumun iğneleyici, alaycı ve eleştirel bir tavırla ele alan şiirler satirik şiir olarak isimlendirilir. Temel özelliği eleştiri olan bu şiir türleri toplumsal konuları, insan hatalarını, çelişkileri ve absürt yanları eleştirmeyi ve bunu yaparken okuyucuyu güldürmeyi amaçlar. Tariz sanatına sıklıkla başvurulan satirik şiirler eleştirilen konu ile ilgili çeşitli uyarılar da yer aldığından öğreticilik özelliği de taşır.
Açık bir şekilde eleştiri içeren bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama ve yergi adı verilir. Bu şiir türünün ilk örnekleri Yunan Diogenes tarafından verilmiştir. Edebiyatımızda önemli satirik şiirler veren şairler arasında Halk edebiyatında Seyrani; Divan edebiyatında Şeyhi, Bağdatlı Ruhi ve Nef’î; Tanzimat edebiyatında Ziya Paşa, Cumhuriyet edebiyatında ise Şair Eşref ve Neyzen Tevfik sayılır. Satirik şiir özellikleri şu şekilde sıranalabilir:
Edebiyatımızda Halk edebiyatında Seyrani; Divan edebiyatında Şeyhi, Bağdatlı Ruhi ve Nef’î; Tanzimat edebiyatında Ziya Paşa, Cumhuriyet edebiyatında ise Şair Eşref ve Neyzen Tevfik satirik şiirin önemli örneklerini veren şairlerdir.
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..
Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştihâ sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Şu nâdi-i niam, bakın kudûmunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazânızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı zi-safâ sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Müdür bey dert dinler, bugün maruzat!
Çatık kaş, hükumet dedikleri zat.
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem…
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!