Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından ‘I. Avrupalı Türklerin Anadili’ isimli çalıştay düzenlendi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından bu yıl ilki düzenlenen ‘I. Avrupalı Türklerin Anadili Çalıştayı’ SAÜ Enstitüler Binasında gerçekleştirildi. Çalıştaya yurtiçi ve yurtdışından pek çok akademisyen katıldı.
Dört oturumdan oluşan çalıştayda; yurtdışında yaşayan Türklerin ders araç-gereçlerine ilişkin durum ve saptamaları, iki dillilerin eğitimi, dil becerilerinin ölçme-değerlendirilmesi ve bu konuda karşılaşılan boşluklar, iki dilli ortamlarda çalışacak öğretmenlerin donanımlarına ve yeterliliklerine ilişkin tespitler ve bulunulan ülkenin anadili eğitimine verdiği destek ve öne çıkan engeller konusu masaya yatırıldı.
Açılış oturumunun başkanlığını Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Havva Yaman yaptı. Açılış oturumuna Fransa Rouen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı, Hollanda Tilburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kutlay Yağmur, Almanya Duisburg-Essen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Leyla Uzun, Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdür Temsilcisi Mustafa Çokyiğit, Almanya Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Temsilcisi Rafet Öztürk, Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Şaban Çobanoğlu ve Hollanda Veli Dernekleri Temsilcisi Hüseyin Yanmaz katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Havva Yaman, böyle bir çalıştaya ev sahipliği yaptıkları için çok mutlu olduğunu söyledi. Yaman, iki dillilik konusunun yurtdışında yaşayan tüm vatandaşlarımız için büyük bir yara olduğunu da dile getirdi.
Fransa Rouen Üniversitesi’nde Türkçe’nin tanıtımı için yaptığı çalışmalarla bilinen Prof. Dr. Mehmet Ali Akıncı Türklerin anadili çalıştayında bulunmaktan onur duyduğunu belirtti. Konuşmasında çarpıcı bilgilere yer veren Akıncı, “Avrupada’ki Türk çocuklar için ‘yarım dilli’ tabiri kullanılıyor yaygın olarak. Anadan babadan yalnızca Türkçe’yi öğreniyor çocuk, sonra okula bir gidiyor ki hiç bilmediği bir dili kullanıyorlar. Anlamıyor, anlaşamıyor kimseyle, yalnızlık çekiyor. Konuşacak kimseyi bulamıyor. Öğretmenler aileye çocukla Fransızca konuşmalarını tavsiye ediyor. Fakat aile de doğru düzgün Fransızca bilmiyor ki, nasıl konuşsun?” dedi.
Panelde Hollanda Tilburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kutlay Yağmur da konuşmacılar arasındaydı. Dünya genelinde sorunlarla dolu olan binlerce kitabın bulunduğuna değinen Yağmur, “Önemli olan sorunları konuşmak değil. Aylarca sorunları konuşabiliriz. Fakat gerekli olan şey çözümleri konuşmaktır” şeklinde konuştu. Avrupa’da yaklaşık beş milyon Türk’ün yaşadığını söyleyen Yağmur, birkaç farklı dil öğrenen Türk’lerin anadillerini unuttuklarını, yavaş yavaş asimile olduklarının altını çizdi.
Almanya Duisburg-Essen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Leyla Uzun Avrupa devletlerine yaptıkları anadilde eğitim hakkı taleplerinin reddedilme sebeplerini duyduğunda önce üzüldüğü fakat daha sonra da doğru bir sebep olduğunu dile getirdi. Reddedilme sebebini şöyle açıklayan uzun, “Almanya hükümeti bize ret cevabı verdiğinde sebebini sorduk elbette. Yapılan açıklama ise bize, kendi ülkemizdeki sorunlardan ne kadar uzak olduğumuzu hatırlattı. ‘Türkiye’de iki dillilik kabul görmezken buradaki iki dillilik talebiniz hiç ikna edici değil’ dediler ve bugün gerçekten haklı olduklarını düşünüyorum” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Dr. Şaban Çobanoğlu dil eğitiminin çocuk yaştayken tam oturtulması gerektiğini söyledi. 6-15 yaş arası çocuklar için özel dil eğitim kitaplarının yazılmasının büyük fayda sağlayacağını belirten Çobanoğlu, “Çocuklar kendi dillerini çok iyi öğrenmezlerse başka dilleri de üst seviyede öğrenmeleri çok uzun ve yorucu olur” dedi.
Hollanda Veli Dernekleri Temsilcisi Hüseyin Yanmaz konuşmasında üniversitelerin akademik personellerinin bu konuyla ilgilenirken tabanla birleşmesi ve sürekli olarak etkileşim içerisinde olmaları gerektiğini söyledi. Halka inmeyen hiçbir çalışmayı halkın benimseyemeyeceğini de belirtti. Türkçenin uluslar arası düzeyde tanıtılabilmesi ve ikinci bir dil olarak kabul ettirilebilmesi ancak dünya üzerinde yaşayan tüm Türklerin iyi bir eğitim almalarıyla sağlanabileceğini söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdür Temsilcisi Mustafa Çokyiğit, Türkiye içerisindeki yabancı öğrencilerin kültürümüze uyum sağlamaları için yapılan birtakım çalışmalar olduğunu kaydetti. Bugün bin 600’den fazla öğretmenimizin yurtdışında görev yaptığını, bu rakamın yarısının ise Türk dili üzerine çalışmalar üzerinde yoğunlaştığını ve yaklaşık bin kadar okutmanın da yurtdışı tecrübesi edinmekte olduğunu dile getirdi. Bu çalışmaları ülkemizde yaşayan yabancı uyruklu çocukların ve de yurtdışında yaşayıp Türkiye’ye geri dönmek durumunda kalan Türklerin uyum problemi yaşamadan hayatlarına devam edebilmeleri üzerine yaptıklarını anlattı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz