Savaş senaryolarının yapılacağı döneme girdik

Mecliste tezkerenin geçmiş olması, sınırlarımız dışına asker göndermemizi içeriyor. Yani bu saatten sonra savaş senaryolarının yapılacağı döneme girdik.

Suriye’den Akçakalle’ye düşen top mermileri aslında dünya barışını tehdit edecek bir sürece adeta davetiye çıkarmış oldu. Bazı çevrelerin savaş çığlıkları gelecek günlerin belirsizliğine işaret ediyor. Suriye ile olası bir savaşın boyutları nereye kadar uzanır endişesi aslında bütün zihinleri alt üst eden senaryolarla kurcalanırken, gerçek hedefin Türkiye olduğu düşüncesi ne kadar paranoyadan ibaret olduğu tartışmaya açık bir duruma geldi.

Tabii, cevap bulması gereken sorular da var, cevapları açık olan. Türkiye’yi bu savaşın içerisine sokmak isteyen malum dış güçler amaçlarına ulaşmak için bu hayalperestliğin peşinden sürükleyecek kadar kendilerini kaybetmişler midir?

Evet, tarihte bu zaaflarını defalarca ortaya koyan DIŞ GÜÇLER zaten sabıkalı, bir de Türkiye gibi bir coğrafya, evet bu onların gözünü fazlasıyla karartacaktır.

Her ne olursa olsun, milletçe sakin olmamız gerekiyor ve başımızı kaldırıp, nasıl bu bataklığın içerisine düştüğümüzü düşünelim.

Dost, düşman ülke algısını artık değiştirmemiz gerekecek; kimler dost, kimlerle düşman çık çıkabilirsen işin içinden?

Şimdi herşeyi bir tarafa bırakıp, dönüp İran’a bakmak gerekiyor, çünkü bu ülke bölgede ağır sıkletlerden, aynı bizim gibi. İranlı Ayetullah Mekarim Şirazi’nin ülkemizi hedef alan sözlerini iyi okumamız lazım. “Suriye macerasına müdahale eden ülkelerin arasında Türkiye'nin dosyası hepsinden daha kara olduğunu” öne sürerek, diklenme demeyeceğim ama sahada olduğunu ortaya koydu.

İranı’da yalnız başına düşünmemiz gerekiyor. Irak ile Tarık el Haşimi konusunda gerginliğin tırmanma eğilimine varması ve tabi ki Suriye yönetimi...

Bu Ateş çemberi genişleme konusunda oldukça elverişli de, ABD, Rusya, Çin, Nato, AB, İsrail neresi varsa bir dünya savaşının daha dekoru olmaktan kurtulmayacaktır.

Aslında, bu fotoğrafa bakan herkes şunu açıkça görecektir; “Dünya, yeni bir dünya savaşına gebe”

Yapılacak akıllıca iş, savaş doğduğunda kenarında durabilmek, aynı İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi…