Yüksel KOÇ - Özden ATİK - Şengüler YEŞİL / İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Adalet Sarayı'ndaki makam odasında 31 Mart 2015 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın DHKP/C terör örgütü mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından makam odasında rehin alınarak şehit edilmesi olayına ilişkin 4’ü tutuklu 9’u firari 14 sanık hakkında açılan davaya başlandı. Davada firari 9 sanık hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına, tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, davanın tek tutuksuz sanığı olan Deniz Özel ile tutuklu sanıklar Mithat Öztürk ve Murat Canım katıldı. Yine tutuklu olan sanıklar Cengiz Özel ve Mustafa Koçak ise SEGBİS sistemi ile duruşmaya bağlandı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın ailesinden kimsenin katılmadığı duruşma, sanıkların kimlik tespiti ile başladı.
‘O İNSANIN BUGÜN HAYATTA OLMASINI, ÇOCUKLARIYLA MUTLU YAŞAMASINI İSTERDİM’
Tutuklu sanık Avukat Murat Canım, Kağıthane Gülbahar Mahallesi’nde spor eğitmenliği yaptığını belirterek, avukatlık mesleğini danışman olarak sürdürdüğünü söyledi. Kendisine isnat edilen suçlamayı kabul etmediğini söyleyen Murat Canım, “Yaşam hakkı kutsaldır. Hiç kimsenin yaşam hakkına müdahale edilmesini tasvip etmem. O insanın bugün hayatta olmasını, çocuklarıyla hayatta mutlu yaşamasını isterdim” dedi.
Olayda kullanılan silahı temin ettiği yönündeki iddiayı kabul etmeyen sanık Murat Canım, “Tabancayı kesinlikle ben temin etmedim. İnsanların birbirlerine karşı kullanacakları tek silah diyalogdur. Kesinlikle bana isnat edilen bu durumu kabul etmiyorum. Ben yapmadım. Vicdanen de rahatım” diye konuştu. Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’u tanımadığını söyleyen Canım, “Bir tek sanık Mustafa Koçak’ı mahalleden tanıyorum, babası arkadaşım. Ailem mağdur, tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Savcı Kiraz’ın öldürülmesine ilişkin talimatı yurt dışından getirdiği iddia edilen Berna Yılmaz’ı muhasebeciliğini yaptığı şirkette sigortalı göstermekle suçlanan tutuklu sanık Mithat Öztürk, “Ben Berna Yılmaz’ı tanımıyorum. Biz kimsenin sigorta girişini kafamıza göre yapmayız. Bunları mükellefin beyanına göre yapıyoruz” dedi. Öztürk bir soru üzerine de, “Ben 2000 yılından beri Grup Yorum’un muhasebeciliğini yapıyorum” dedi.
Duruşmaya İzmir’de tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanan tutuklu sanık Cengiz Özel, duruşma salonunda ifade vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Tamer Keskin, “Zaten görüyorsun, SEGBİS ile aynı şey” dedi.
Başkanın bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Tamer Keskin ile sanık Cengiz Özel ve sanıkların avukatları Bahattin Özdemir ve Ercan Kanar arasında duruşma salonunda yaşanan diyaloglar şöyle:
Sanık Cengiz Özel: Ben savunmamı avukatımla birlikte mahkeme huzurunda vermek istiyorum. Başkan Tamer Keskin: Sanıkları buraya getireceksek SEGBİS sistemini niye kurduk? Burada olsa ne fark edecek.
Avukat Bahattin Özdemir: Böyle bakacaksanız zaten bir sakatlık var.
Başkan Tamer Keskin: Sakatlık sizin fikriniz
Ercan Kanar: AİHM SEGBİS’i sadece temyiz duruşmaları için kabul ediliyor. İlk derece mahkemeleri için SEGBİS geçersizdir.
Sanık Cengiz Özel: Ben mahkeme huzurunda savunmamı vermek istiyorum
İzmir’den SEGBİS sistemi ile bağlanan diğer tutuklu sanık Mustafa Koçak: Mahkemeye getirilip avukatımla birlikte mahkeme huzurunda savunmamı yapmak istiyorum. Karanlık görünüyorsunuz.
Başkan Tamer Keskin: Gözün bozuktur belki. Gözün kaç numara.
Avukat Bahattin Özdemir: Kusur belki sizindir.
Başkan Tamer Keskin: Duruşmayı ben yönetiyorum. Siz de avukatlığınızı yapın.
Avukat Bahattin Özdemir: Fiziksel olarak şu an kişiler bir sorunu tarif ediyor, siz bunu ciddiye almıyorsunuz. Gözünüz bozuktur, diyorsunuz.
Başkan Tamer Keskin: Durmadan sataşma yapıyorsunuz.
Avukat Bahattin Özdemir: Bu bir hukuki ilke. O kişilerin karşısında silahlı biri var mı?. O kişileri biri tehdit ediyor mu. Buraya getireceksiniz ben o kişilerin karşısında kimsenin olmadığını göreceğim. Onların tehdit edilmediğinden emin misiniz? Yüzünü göreceksiniz ki etki altında olmadığını göreceksiniz. Ağır bir suçla yargılanıyorlar. Ve sanıkların talebi var, böyle bir talep varken getirmemek yanlış. O nedenle müvekkilin buraya getirtilmesini, sorgusunun öyle yapılmasını talep ediyoruz.
Mustafa Koçak’ın Avukatı Hüseyin Uçan da müvekkilinin tahliyesini talep etti.
EMNİYET İFADESİNİ KABUL ETMEDİ
Sorgusunda emniyette verdiği ifadeyi kabul etmediğini söyleyen tutuksuz sanık Deniz Özel, “Emniyette verdiğim ifadeyi kabul etmiyorum. Daha sonra baktığımda ifademe eklemeler yapılmış. Şu an burada vereceğim ifadenin kabul edilmesini istiyorum. O ifademde geçen yaşları 18 ile 25 arasında olan bazı şahısların bize geldiği, bizde kaldığı, bize ellerinde çanta getirdikleri yönündeki beyanı kabul etmiyorum” dedi.
SAVCI SANIKLARIN DURUŞMAYA GETİRİLMESİNİ TALEB ETTİ
Duruşma savcısı ,bu celse SEGBİS sistemi ile duruşmaya bağlanan sanıkların bir dahaki duruşmada hazır edilmeleri için gerekli yazışmaların yapılmasını istedi. Söz alan sanıkların avukatları, müvekkillerinin tahliyesini taleb ettiler.
9 FİRARİ SANIK İÇİN KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILMASINA KARAR VERDİ
Mahkeme, “Sanıklar hakkında ayrı ayrı tutuklamaya yönelik yakalama kararının infazı için kırmızı bülten çıkarılmasına” karar verdi. Bu celse tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS sistemi ile katılan sanıkların bir dahaki celse mahkemede hazır edilmesine karar veren mahkeme, tutukluluk sanıkların da tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İddianamede, DHKP-C silahlı terör örgütünün üst düzeydeki karar organı olan merkez komitesinde Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, yine örgütün genel komitesinde Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu ile Mustafa Koçak, Deniz Özel, Cengiz Özel, Mithat Öztürk ve Murat Canım "sanık" sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu'nun "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" ve "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım'ın, "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Koçak ve Canım'ın "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme yardım", "Ateşli silahlar kanununa muhalefete yardım" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım" suçlarından 28 yıl ile 48.5 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması da talep ediliyor. İddianamede, sanıklar Deniz Özel, Cengiz Özel ve Mithat Öztürk'ün için de "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapsi cezası isteniyor.