AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin, "Bu işin temeli olan sayım döküm cetvellerinden 5 bin 388'i mühürsüzdür, 694'ü imzasızdır, 214'ü boştur, 498 tanesi eksiktir, 919 tanesinde rakam yoktur, bin 335 tanesinde öyle ya da böyle birtakım eksiklikler söz konusudur. Bir seçimde bu kadarının olması mümkün müdür? Keşke CHP de bunu kendisine sorsa." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz ve AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, AK Parti Genel Merkezi'nde gazete, televizyon ve ajansların Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi.
Yavuz, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesiyle ilgili YSK'ye yaptığı olağanüstü itiraz başvurusunun detaylarını anlattı, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Vali yerine bir hademenin imzasıyla bir kişinin "silah ruhsatı" aldığının ortaya çıkması durumunda ruhsatın iptal edileceği, silahın geri alınacağı ve yeniden valiliğe müracaat etmesi gerektiği" örneğini veren Yavuz, seçimin iptali ve yenilenmesi gibi bir yolun da denenmesi gerekeceğini dile getirdi.
Bazı sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmamasının başlı başına çok önemli bir iddia olduğuna işaret eden Yavuz, "Biz sandık başkanları üzerinden yürütülen bir organize usulsüzlük olduğunu düşünüyoruz. Yoksa bu kadar 19 bin gibi bir rakamı dışarıdan kimse bulmayı düşünmezdi ve kimse bu kadar sandık başkanlığı yapma engeli olan birilerini sandık başkanlıklarına yerleştirmezdi. Hiç olmazsa kamu görevlilerinin dışına da çıkıyorsan, illa aşçıdan, illa ihraç edilenlerden, illa yakınları ihraç edilenlerden yapmak zorunda mısın? Demek ki bir tezgah var, bir organizasyon var." ifadelerini kullandı.
Sayım döküm cetvellerinin kanunen "olmazsa olmazları"na dikkati çeken Yavuz, bunları mühür, barkod, isim, imza, çentik atılmış olması ve rakamların yazılmış olması şeklinde sıraladı.
Yavuz şöyle devam etti:
"Geçen dönem CHP'nin Ankara'da yaptığı mühürsüz, zarf, oy, mühürsüz sandık sonuç tutanağıydı, ben onlardan bahsetmiyorum. Ben diyorum ki tüm onlara esas teşkil eden, esas unsur sayım döküm cetvelinde acayip fazla miktarsa usülsüzlük, eksiklikler, hatalar var. Bunların sehven ve münferiden olması da mümkün değildir. Bunlar müştereken, kasıtlı ve organizeli bir şekilde yapılmıştır, net. Bu kadar şeyin üst üste gelmesi mümkün müdür? Bu işin temeli olan sayım döküm cetvellerinden 5 bin 388'i mühürsüzdür, 694'ü imzasızdır, 214'ü boştur, 498 tanesi eksiktir, 919 tanesinde rakam yoktur, bin 335 tanesinde öyle ya da böyle birtakım eksiklikler söz konusudur. Bir seçimde bu kadarının olması mümkün müdür? Keşke CHP de bunu kendisine sorsa. Keşke hep birlikte bunun mücadelesini versek ve bundan sonraki süreçte bu şaibeden, şüpheden eser kalmasa."
Yavuz, bu şüphe ve şaibelerin olmaması için 13 Mart 2018'de değişiklik yaptıklarını hatırlattı.
Sandık adedi kadar tutanak olduğunu belirten Yavuz, "31 bin 280 sayım döküm cetveli var ama iki ile çarpın, çünkü bir tanesini eline alıyor ve bir tanesini de de torbaya koyuyor ve mühürlüyor. Buradan baktığımızda 62 bin 560 adet oluyor." diye konuştu. Ancak torbalar açıldığında sayın döküm cetvellerinin olmadığını dile getiren Yavuz, "Olan ne? Sisteme girememişler, yok. Bizim uğraşlarımız, 'Biz neyle kaşılaştıracağız?' dedikçe, boş, imzasız, isimsiz, mühürsüz girmişler, bunlar doğru şeyler mi?" sorusunu sordu.
"31 bin 280 sayım döküm cetvelinden 10 bine yakını sorunlu. Temel çöktü." diyen Yavuz, bundan önceki seçimlerin hiçbirinde bu derece sandık başkanlarına dayandırılan bir usulsüzlük olmadığına işaret etti.
Yavuz, "Şimdi her seçimde daha çok işletilen, daha çok olağan olan husus, 'kısıtlılar, ölüler, cezaevi seçmeni, yerleşim yeri cezaevi olan cezaevi seçmeni, hükümlülerin seçmen listelerinde yer alması.' Diyor ki bir CHP'li yetkili, 'Tamam da kısıtlıların oy kullandığını nereden biliyorsunuz?' diyor. Biz zaten bütün bu belgeleri YSK tek tek incelesin, irdelesin diye ileri sürüyoruz." diye konuştu.
- "2 bin 308 kısıtlı tespit ettik"
Yavuz, oyların iptal edildiği 4 yer olduğunu, buralarda da daha çok kısıtlıların oy kullandığını belirterek, "Mahkeme kararı var. Bir de mahkeme kararı olmayan yüzde 40'tan daha fazla raporu olan zihinsel engelliler var. Bu da başka bir iddiamız. Onlar mahkeme kararına bağlanmamış, tespit edemedik, onları devam ediyoruz tespit etmeye, o ayrıca bir başlık. 2 bin 308 kısıtlı tespit ettik. Bin 229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni, 236 yerleşim yeri cezaevi olan cezaevi seçmeni, 5 bin 287 de hükümlü olmasına rağmen seçmen listelerinde yer alanlar." diye konuştu.
Buradakilerin hiçbirinin karşılığında "oy kullanamaz" şerhinin bulunmadığının altını çizen Yavuz, "CHP'li yetkiler cevap verirken, bir parça 'Kamuoyunu nasıl yanıltırız?' diye bir yerden hareketle cevap veriyorlar. Halbuki bizim esas işimiz gerçeği yakalamak olmalı, maddi gerçeğe ulaşmak olmalı ve bu kanunsuzlukları bir şekilde tespit etmek olmalı. Eğer yan tarafına 'oy kullanamaz' şerhi düşenler de olsaydı, bu rakamlar 2-3 katı olacaktı. Onları ayırdık, onlar yok bunun içinde." dedi.
Cezaevindeki seçmenlere ilişkin CHP'nin "şartlı salıverilen kişiler" dediğini anımsatan Yavuz, şunları kaydetti:
"Bakalım, öyle mi? bizim iddiamız bu. 10 bin 290 kişi cezaevinde seçmen ve oy kullanmış. Bu kadarı, yanında şerh düşülmeden seçmen kayıtlarında var. Bağcılar'da, Avcılar, Silivri, Çekmeköy'de var. Onların yerine de oy kullanılmış olabilir iddiamız, kısıtlıların yerine de olabilir. Onu biz bilemeyiz, torbaların içinde. YSK açacak, bakacak. Bu iptal edilen 4 yerde de böyle oldu. Biz iddiamızı sunduk. Sonra açtılar ki gerçekten oy kullanmış, peki 4 yerde kullanılmışsa biz burada niye demeyelim ki 'Burada da kullanılmış olabilir.' Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?"
(Sürecek)