İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sadrettin Pençe, 1827'nin 14 Martı'nın yenilikçi, girişimci, 1919'un 14 Martı'nın cesur, direnişçi ruhu ile 15 Temmuz'un milli şuurunun, özünden hiçbir şey yitirmeden Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) çatısı altında yaşatıldığını bildirdi.
Pençe, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, bu günün alelade seçilmiş bir tarih ve öylesine kutlanılan bir gün olmadığını belirtti.
Tıp Bayramı'nın hikayesinin Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilen 14 Mart 1827'de başladığını aktaran Pençe, bu günün ilk kez 14 Mart 1919'da İstanbul'un işgaline yiğitçe cevap veren Tıbbiyelilerce kutlandığını kaydetti.
Prof. Dr. Pençe, bu hareketin özünün işgale karşı bir isyan olduğuna dikkati çekerek, şunları aktardı:
"1935'ten sonra gelenekselleşen 14 Mart Tıp Bayramı'nın derinliğinde vatanseverliğin, cesaretin, direnişin ve teşkilatçılığın hikayesi vardır. 14 Mart'ın çıkış noktası 2. Mahmud dönemine dayanmaktadır. Sultan 2. Mahmud, gerçekleştirdiği reformlarla devletin çehresini değiştirmiştir. Modernleşmesinin temellerini atmıştır. Bu reform sürecinin yansımaları tıp alanında da olmuştur. Sultan 2. Mahmut'un yenilikçi hareketleri sonucu, hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi'nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827'de Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda kurulmuştur. Günümüze Tıp Bayramı olarak taşınan 14 Mart bu okulun açılış günüdür. Sultan Abdülhamid Han dönemi, ülkenin her anlamda ivme kazandığı, atılım yaptığı bir dönemdir. En önemli hizmetlerinin olduğu alanlardan biri sağlık alanıdır. Bu dönemde Yemen'den Balkanlar'a, tüm Osmanlı coğrafyasında pek çok sağlık kurumunun yapıldığı ve eskilerinin onarıldığı, ameliyathanelerin yapıldığı, doğumevlerinin, tıp dallarına mahsus hastane ve kliniklerin açıldığı ve bir anlamda tıpta ciddi bir ihtisaslaşmanın gerçekleştiği dönemdir. Bu yıllarda dünyanın ilk çocuk hastanelerinden olan Hamidiye Etfal açılmıştır."
- "14 Mart'ın bizim için önemi çok daha büyük"
Prof. Dr. Sadrettin Pençe, Abdülhamid Han tarafından yaptırılan modern ilk tıp okulunun Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane olduğunu dile getirerek, "Yapımına 1894'te başlanmış ve 1903'te tamamlanmıştır. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, 1903-1909 yılları arasında Askeri Tıp Mektebi iken bu tarihten sonra sivil tıp mektebi olarak da hizmet vermiştir. 1914'te Birinci Dünya Savaşı başlamış ve tıbbiyeliler silah altına alınmıştır. Bu gelişmeyle birlikte tıbbiyeliler birçok destansı mücadelenin kahramanı olmuştur." değerlendirmesinde sulundu.
Tarihler 13 Kasım 1918'i gösterdiğinde, müttefik donanmalarının İstanbul'a ulaştığını, İngilizlerin Tıbbiye'yi 3 Şubat 1919'da işgal edebildiğini anımsatan Pençe, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öğrenciler, bir araya gelerek, İngiliz işgaline karşı protesto toplantısı düzenlemeyi kararlaştırırlar. 1827'de eğitime başlayan Tıbbiye'nin, o güne kadar hiç yapılmayan 92. yılını kutlamak için izin alırlar. 14 Mart 1919 günü Tıbbiye'nin konferans salonunda toplantı tertiplenir. Tıbbiyeliler aynı zamanda okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı aşmıştır. İngiliz bahriyelileri toplantıyı şiddet kullanarak dağıtır, birçok öğrenciyi tutuklar.
14 Mart 1827'nin 94. yılında 14 Mart 1921'de tekrar Kadıköy'de Hale Sineması'nda bir kutlama düzenlenir. Öğrencilerin Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den Hale Sineması'na kadar toplu yürüdükleri bilinmektedir. Bu defa devam eden milli mücadelenin şevkiyle daha heybetli ve organize bir kutlama tertip edilir. Böylece 14 Mart kutlamaları gelenek halini almış olur.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak 14 Mart tarihinin bizim için önemi çok daha büyüktür. İlk 14 Mart etkinliğinin şu anki külliyemizde vuku bulmuş olması önemlidir. Daha da önemlisi 14 Mart 1919'da İngilizlere direnen tıbbıyelilerin okulun iki kulesi arasına astıkları bayrağı, biz de 15 Temmuz'da üniversitemizin aynı iki kulesinin arasına astık. Bu bağlamda 1827'nin 14 Martı'nın yenilikçi, girişimci ruhu, 1919'un 14 Martı'nın cesur, direnişçi ruhu ve 15 Temmuz'un milli şuuru özünden hiçbir şey yitirmeden Sağlık Bilimleri Üniversitesi çatısı altında yaşatılmaktadır mesajını vermiş olduk."