Scarlett Johansson'dan Suudi Veliaht Prensi'ne veto

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi vakasında bütün okların işaret ettiği Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın (MbS), ünlü ABD'li fotomuhabiri Lynsey Addario'nun hayatını temel alan filmin finansörü olmaya çalıştığı öğrenildi.

Savaş, insan hakları ve geleneksel toplumlarda kadın sorunlarına odaklanan çalışmalarıyla tanınan Addario'yu filmde canlandıracak Hollywood yıldızı Scarlett Johansson'ın "ya o ya ben" restiyle MbS'yi devredışı bıraktığı belirtildi.

New York Times (NYT), Time, Newsweek, National Geographic için çalışan Lynsey Addario, NYT'den köşe yazarı Nicholas Kristof'a verdiği demeçte, Ridley Scott'ın yöneteceği 'It’s What I Do' isimli projeden Suudi Veliaht Prensi'nin nasıl dışlandığını şöyle anlattı:

"Scarlett Johansson 'kesinlikle olmaz' dedi. Dedi ki, 'Bu adam Yemen'de durduraksız savaş yürütüyor. Kadınları hapiste tutuyor."

Ünlü fotomuhabiri "Bu, Kaşıkçı'nın öldürülmesinden önceydi" diye ekledi.

'DİĞER YANDAN GAZETECİ KESME PLANI YAPIYORMUŞ'

Kristof da "Suudi Veliaht Prensi, bir yandan güçlü bir kadın gazeteci üzerinden kendini gazetecilerin hamisi gibi sunmak için halkla ilişkiler çabasına girerken, diğer yandan kendi ülkesinin önde gelen gazetecilerinden birini işkenceyle öldürmeye hazırlanıyormuş" yorumunu yaptı.

'HOLLYWOOD'DA DA VARIM' MESAJI

Addario, "Batı'ya, Hollywood'la ilgilendiğini, Batı'nın her büyük şeyinin içinde olduğunu göstermek istemiştir" yanıtını vererek ekledi:

"Onun bu filmle bir bağlantısının olmasını istiyor muydum? Kesinlikle hayır. Çok şükür o iş olmadı."

HOLLYWOOD YILDIZI FİLİSTİN İÇİN AYNI DUYARLILIĞI GÖSTERMEZKEN

Geçmişte Hollywwod yıldızı ile ABD'li fotomuhabirinin siyasetin zıt taraflarında yer aldığı olmuştu.

Johansson, İsrail'in işgal ettiği Batı Şeria'daki yasadışı Yahudi yerleşimlerinde faaliyet gösteren İsrailli şirket 'SodaStream'in reklamlarında rol alınca boykot kampanyasının şimşeklerini çekmişti.

Addario ise İsrail ordusunun Batı Şeria'daki kontrol noktalarında hamile olmasına rağmen çıplak aramaya maruz bırakılıp üzerine üç kez röntgen cihazından geçirildiği için manşetlerdeydi.