Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster, siyah-beyazlı ekibin başarılar kazanmasına yardımcı olmak için görev aldığını söyledi.
Beşiktaş Dergisi'nin ekim ayı sayısına açıklamalarda bulunan Bernd Schuster, teknik direktörlük kariyerine en aşağı yerlerden başladığını kaydederken, şu ifadeleri kullandı: "Almanya'nın ikinci liginde bir takım çalıştırdım. Oradan İspanya ikinci ligi, birinci ligi derken yavaş yavaş devam ettim. Ta ki dünyanın en büyük takımı Real Madrid'e gelene kadar. Devamlı kazanmayı, her şeyin en iyisini yapmayı, futbol açısından gerek kendim, gerekse futbolcularım için her şeyin en iyisine sahip olmayı isteyen bir hocayım. Çalıştırdığım takımları her zaman daha ileriye götürmek istiyorum. Beşiktaş'a da bu duygularla geldim. Beşiktaş'ın gerek Türkiye'de, gerekse de Avrupa'da en büyük yarışların içinde olması ve kupaları kazanması için geldim. Bu benim görüşüm. Hiçbir zaman elimde olanlarla yetinmeyen bir insanım. Hep daha fazlasını isterim. Bu da aynı şekilde Beşiktaş'ta devam ediyor." Gelecek için önemli mesajlar veren Alman teknik adam, "Ne kadar büyük işler yapabileceğimizi gördüğümü ve ne kadar kaliteli bir takıma sahip olduğumuzu söylemem gerekiyor. İstanbul'un çok hoşuma gitmesi ve beni cezbetmesi de burada mutlu olmamda çok büyük etken oldu. İlk geldiğimde içimde güzel duygular vardı.
Aynı duygular şu anda daha fazla bir şekilde devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Takımda işini iyi yapan futbolcuların kendisini için çok önemli olduğunu aktararak, "İşini doğru yapan, bunu yaparken de zevk alan oyuncu, benim için çok önemli bir yerdedir" diyen Schuster, "Bu futbolcuların yıldız olmasına gerek yok. Orta seviyede olsa da bu isteklerimi yerine getiren futbolcular istiyorum.
Bazen çok kaliteli olmasa da çok fazla çalışan ve çabalayan futbolcular vardır.
Ancak yıldız futbolcu seviyesinde olup da gerçekten işini yapan oyuncu varsa, bu bizi daha çok mutlu eder" şeklinde konuştu.
"ROTASYONA MECBURUZ"
Bernd Schuster, kadroda sık sık yaptığı değişiklikleri, yoğun maç tempolarına bağlarken, bunu yapmak zorunda olduklarını dile getirdi.
"Tüm sezon boyunca rotasyon yapacağız diye bir şey söyleyemem" ifadesini kullanan Alman çalıştırıcı, şunları kaydetti: "Ama biz farklı organizasyonlarda mücadele ediyoruz. Rakiplerimiz ise 1 hafta dinlenerek karşımıza çıkıyor. Dinlendikleri için de sıkıntı yaratabilirler.
Ben futbolcularımın kendilerine güvenmelerini istiyorum. Oyuncularımın kendilerini hen an oynayabilecek gibi hissetmelerini bekliyorum. Mesala CSKA Sofya karşısında yüksek tempoda bir maç oynadık ve 3 gün sonra Fenerbahçe ile karşılaştık. İki maça da aynı 11'le çıksaydık bizim için çok zor olabilirdi.
Belki maç trafiğimiz azaldığı zaman her maç 4-5 oyuncu değişikliği olmayacak, ancak benzer rotasyonlar sürecektir." Schuster, takımı çok fazla kampa almaması konusuna değinerek, oyuncularının otel yerine ailelerinin yanında olmasını tercih ettiğini vurgulayarak, "Çok fazla maçımız var. Zaten ben kamp yapmayı çok seven bir hoca değilim. Futbolcunun bütün günü otel odasında, ailesinden uzak ve boş bir şekilde geçirmesinin iyi olmadığını düşünüyorum. Bir futbolcunun maçtan önce kampta geçireceği zamanı ailesiyle geçirmesinin daha doğru olacağı düşüncesindeyim.
Tabii ki kamp yapmamız gereken maçlar olacaktır. Ama ben genel olarak kampa karşıyım" şeklinde görüş belirtti.
YILLANMIŞ ŞARAP İBRAHİM ÜZÜLMEZ
Bernd Schuster, ilerleyen yaşına rağmen sergilediği performansla adeta parmak ısırtan takım kaptanı İbrahim Üzülmez'i yıllanmış şaraba benzetti.
"İbrahim Üzülmez için, (Türk futbolunun Benjamin Button'ı) diyebilir miyiz" şeklinde yöneltilen bir soruya Schuster, "Evet, aslında öyle. Biz de Türkiye'deki gibi İspanya'da böyle futbolcuları şaraba benzetiriz. Şarap ne kadar eskiyse, o kadar iyidir" yanıtını verdi.
"TAYFUR'LA PROBLEMİM YOK"
Tecrübeli teknik adam, yardımcı antrenör Tayfur Havutçu ile aralarında sorun olduğu şeklinde kamuoyuna yansıyan haberleri yalanlarken, şunları kaydetti: "Asla ve asla Tayfur'la hiçbir zaman problem yaşamadım. Tayfur tam da benim istediğim gibi birisi. Beşiktaş'la anlaştıktan sonra istediğim bir şey vardı. Takımda çalışan, Türkiye ligini çok iyi tanıyan birine ihtiyacım olduğunu söyledim. Bana Tayfur'dan bahsedildiğinde de, bunun harika olduğunu belirttim.
Her şeyi beraber yapabiliyoruz. Özellikle kendisinin Almanca bilmesi de bazı işlerimizi kolaylaştırıyor. Onun deneyiminden de çok yararlanıyoruz."
"FUTBOL MENTALİTEM DEĞİŞMEDİ"
Alman çalıştırıcı, futbolculuğu dönemindeki futbol mentalitesini, teknik adamlığı döneminde de değiştirmediğini dile getirerek, "Futbolcuyken düşüncelerim nasılsa, bugün de pek değiştiğini söyleyemem. Futbolcuyken de oyundan zevk almaya, oyun içinde kendimi rahat hissetmeye çalışan ve seyircilere güzel bir futbol sergilemeye çalışan biriydim. Teknik direktör olarak da aynı şekilde düşüncem devam ediyor" dedi.
Maç içinde oyun disiplinini kaybetmeden, herkesin ne yapması gerektiğini bilir bir şekilde futbolcuların zevk almasını istediğini aktaran Schuster, "Futbolun bir oyun ve bu oyunun çok güzel olduğunu görmelerini, baskı olmadan her şeyin en iyisini yapmalarını, kendilerini sahada iyi hissetmelerini istiyorum. Aynı zamanda seyircilerin de bu güzel futbolu görerek, bundan zevk almasını istiyorum. Benim mentalitem hep bu yönde olmuştur" ifadelerini kullandı.
"GÜİZA'NIN NURİA'YA İHTİYACI VAR"
İspanya'nın Getafe takımında çalıştığı dönemde öğrencisi olan Daniel Güiza'yla ilgili görüşlerini aktaran Schuster, eski eşi Nuria Bermudez'in oyuncunun başarısında önemli katkısı olduğunu ileri sürdü.
"Getafe'deyken Güiza'yı canladıracak bir şeyimiz vardı" ifadesini kullanan Schuster, Nuria Bermudez'in Güiza üzerindeki etkisine dikkati çekerken, sözlerini şöyle tamamladı: "O dönemde İspanya Milli Takımı'na seçildi, Avrupa şampiyonu oldu, İspanya'da da birçok başarı yaşadı. Bunu yaşamasının sebebi de eşi Nuria Bermudez'di. Güiza öyle bir futbolcu ki, fazla sorumluluk almayı sevmez.
Endişeleri olmayan, rahat bir insan. Nuria'yı tanıdıktan ve onun yol göstermesinden sonra bizim de yardımlarımızla ne yapması gerektiğini daha iyi anladı. Bunun sonucunda da iyi dönemini geçirdi. Zaten Fenerbahçe'ye Nuria'yla birlikte geldi. İlk dönemlerinde iyi olduğunu söyleyebiliriz. Aralarında yaşadıkları sıkıntılardan ve Nuria'nın gitmesinden sonra eski Daniel'e döndüğünü söyleyebiliriz. Fenerbahçe'nin hocasına bu konuda yardım etmeyi isterim, ama bir şey yapamayız. Sonuçta Nuria artık yok. Güiza'nın her zaman kendisine yol gösterecek ve kendisini itekleyecek birine ihtiyacı var."