HABER

"Sebep ekonomik gerekler"

Devlet eski Bakanı Kemal Derviş, NTV'de yayınlanan Ali Kırca'nın hazırlayıp sunduğu 'Seçim Meydanı' programına katıldı. Kemal Denviş, Ali Kırca'ya siyasete girme sebebini, İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan'la olan ilişkisini, YTP'ye niye katılmadığını, CHP'ye katlılma sebebini, ekonomi verilerini, MHP ile olağan koalisyonu, AK Parti'nin rejim için zararlı olduğu iddialarını, başörtüsünü, Kıbrıs ve Irak'ı, Kürtçe eğitim ve yayını hakkındaki görüşleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

"Sebep ekonomik gerekler"

Siyasete girdiği için heycanlı olduğunu söyleyen Kemal Derviş, siyasete girme sebebini ilişkin olarak, "Siyaset ve ekonomi bir birinden ayrı değildir. Siyasete ekonominin gerekliliği yüzünden soyundum diyebilirim. Madem ki bu kadar fedakarlık yaptık, özellikle dar gelirli vatandaş, o zaman bu başlattığımız ekonomik programın sonuçlarını görebilmek için, bu programın daha da ilerisini, daha da güzelini fikir ve gönül birliği içinde uygulamak için bir sorumluluğa ihtiyaç var. Yani beni siyasete götüren olgu bu. Yani siyasetten kaynaklanan, ekonominin gereklerinden kayraklanan bir ihtiyaçtır" şeklinde konuştu.

"SEÇİM OLURSA EKONOMİK PROGRAM ETKİLENMEZ" SÖZÜNE AÇIKLIK GETİRDİ

"Seçim olursa ekonomik program etkilenmez" şeklindeki beyanına ilişkin olarak da Ali Kırca'ya açıklamada bulunan Derviş, "Seçim olursa herşey allak bullak olmaz. Yani artık seçim ekonomisi uygulamak zorlaştı. Dolaysıyla paniğe kapılmayın, korkmayın, seçim de olsa ekonomik dengeler aynen devam eder. Seçimden sonra da program aynen yeniden güç kazanır. Seçim Türkiye'yi sarmaz mesajını vermek istedim. Bence doğru mesajdı" dedi.

İSTİFALARDAN HABERİM YOKTU

DSP'deki istifa hareketinden haberi olmadığını söyleyen Derviş, istifaların gerçekleştiği sırada, bir konferans için yurtdışında olduğunu ve istifaları bir dostunun telefonda haber verdiğini ifade etti. DSP'deki oluşum hakkında önceden bir bilgisi olmadığını, oluşumun nasıl geliştiğini bilmediğini belirten Kemal Derviş, "İsmail Cem'le birkaç kez oturduk yemek yedik, sohbet ettik. İnsanların ileriyi görmesi gerekiyor. Nereye doğru gidiyoruz, DSP nereye doğru gidiyor? Bunları epeyce tartıştık. Kendisine bu konuda mutlaka öncü rol oynamanız gerekir dedim. İyi olur diye ifade etmiştim bu toplantıda" şeklinde konuştu.

İSMAİL CEM'İN "DERVİŞ'LE NİKAHLIYIZ" SÖZLERİNİN SEBEBİ

İsmail Cem'in "Derviş'le nikahlıyız" şeklindeki ifadesine neyin sebep olduğuna ilişkin olarak Derviş, "Bir akşam Hüsamettin Özkan ile yemek yediğimizde, Özkan bana 'Böyle bir oluşumun içindeyiz, siz de katılır mısınız?' dedi. Bizde 'Katılırız' dedik. Ve ertesi gün de istifa ettim. Cumhurbaşkanı kabul etmedi" şeklinde açıklamada bulundu. Artık yeni bir oluşum içinde olunduğunu bildiğini, bu oluşumun daha geniş bir birliktelik içinde hareket etmesini dilediğini belirten Derviş, "Bu yönde çaba sarfedeceğimizi her zaman söylemiştim. Bu yönde ben sizi destekleyeceğim, sizinle birlikte hareket edeceğim, bu birlikteliği sağlayalım, birlikte çalışalım, bu konuda insanlar önlerini görürse ekonomiğe güven sağlanmış olur. Ben ekonominin yararını düşünüyorum bu çok açık. Ekonomiye yararı olacaksa,beni hareken etiren unsur budur. O günlerde böyle olmuştu" dedi.

SOLU BİRLEŞTİRME ÇABALARININ SEBEBİ

Başbakan Bülün Ecevit, YTP Genel Başkanı İsmail Cem ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın görüşlerinin sosyal demokrat, demokratik sol görüş olduğunu belirten Kemal Derviş, "Bir ideolojik ayrılık, bir dünya görüşü ayrılığı göremiyorum. Zaten onun için birleştirmeye çalıştım. Tamamen aynı görüşü paylaşan insanların ayrı siyaset yapmaları boşuna. Bugün dahi bunu tam olarak anlamış değilim" şeklinde konuştu.

YENİ OLUŞUNDAN AYRILMA VE CHP'YE KATILMA SEBEBİ

Ali Kırca'nın, "Bu birliktelikten ne zaman kopma oldu?" şeklindeki sorusuna Kemal Derviş, "Ben gerçekten CHP'yi dışlayan bir birliktelik hiçbir zaman düşünemezdim. Bu dönemde, bu kadar sorun karşısında el ele vermemiz gerekiyor. Sayın Deniz Baykal çok güzel bir çağrı yaptı. CHP çatısı altında dedi. Herşeyi tartışarak birleşelim. Başka bir öneriniz varsa onu da getirin tartışalım. Böyle bir çağrısı oldu. Kızılcahamam'a gidelim. Orada bir haftasonu 48 saat konuşalım, tartışılım, birlikte olalım şeklinde olmalıydı. Cem 'İttifak umrumuzda değil' değil deyince o an ayrılık düştü. Çünkü hakikaten buna inanıyordum" şeklinde cevap verdi.

Birara siyasete girmekten vazgeçme noktasına geldiğini ifade eden Derviş, eşi ve yakın çevresinin, "Bu seçime girmelisin, girmemen doğru olmaz, ekonomi için bunu yapmalısın" dediğini bunun üzerine CHP'den siyasete girdiğini belirtti.

Deniz Baykal ile olan ilişkisinin eskiye, gençlik dönemlerine dayandığını ifade eden Derviş, ailesinin de CHP'li olduğunu belirtti. Baykal ile herşeyi müzakere ettiklerini ve anlaştıklarını söyleyen Kemal Derviş, CHP'nin büyük bir kurum olduğunu, birleşme olacaksa CHP çatısı altında olması gerektiğini sözlerine ekledi. Deniz Baykal'ın "iltihak" sözünün doğru olmadığını sözlerine ekleyen Kemal Derviş, Baykal'ın bu sözü CHP'nin büyük bir kurum olduğu için söylediğini, art niyetinin olmadığı ve sonradan düzelttiğini ifade etti.

"IMF'YE DAHA İHTİYAÇ VAR"
Ekonomik krizden dolayı Türkiye'nin büyük bir tehlikenin eşiğinden döndüğünün altını çizen Kemal Derviş, "IMF istedi diye hiçbir şey yapmadık. İnanmadığımız, ülkenin yararına olmayan hiçbir şeyin altına imza atmadık" şeklinde konuştu. "IMF'nin desteğine borç yükü yüzünden 2-3 yıl daha ihtiyacımız var" diyen Derviş, ekonomik programı severek uygulamadıklarını belirtti.

"MHP İLE OLASI BİR KOALİSYONDA EKONOMİ İÇİN SORUMLULUK ALMAM" Türkiye'nin bu belirsizlik döneminde 18 milyar dolar zarara uğradığını, bu belirsizliğin biran önce kalması gerektiğinin altını çizen Kemal Derviş, seçimden sonra tek başına iktidar olmaları gerektiğini, aksi takdirde ekonomik programın aksayacağını dile getirdi. Derviş, MHP ile koalisyon halinde uyumun sağlanamayacağını düşündüğünden, ekonomik bir sorumluluk alamayacağını söyledi.
Başbakan Bülent Ecevit'in "AK Parti gelirse rejim tehlikeye girer" sözlerine ilişkin olarak Derviş, AK Parti'yi tanımadığını ama halktan bu kadar bir oy alan partiye saygı duyduğunu söyledi.

ANADİLDE YAYIN VE EĞİTİM, TÜRBAN, KIBRIS, IRAK,
Anadilde yayın ve eğitimin tartışılmaması gerektiğini, bu haklar verilirse bölünme olmayacağını iddia eden Kemel Derviş, türban için ise kamu ve özel alanın farklı olduğunu ama kişisel bazda özgürlüklerin genişletilmesi gerekteğini sözlerine ekledi. Kıbrıs ve Irak konusunda da açıklama yapan Denviş, Kıbrıs'ın müzakere edimeyeceğini, Irak'a yapılak bir müdahalede zararın karşılanması gerektiği belirtti.

KURUMSAL ARAYIŞLAR SORA ERDİ Ali Kırca'nın, "Bundan sonra solda birlik arayışlarına devam edecek misiniz?" şeklindeki sorusuna Kemal Derviş, "Kurumsal arayışlar artık bir sonuç vermez. Ama bireysel olarak çalışmalarım her zaman devam edecek" şeklinde cevap verdi.

En Çok Aranan Haberler