Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in hem çevre hem ekonomi hem sosyal yaşam açısından dönüşeceğini belirterek, “Mersin’i modern, gelişmiş, refah toplumu olan, çevre kirliliğinin konuşulmadığı, yeşilin hakim olduğu, imar rantının ve kirliliğinin olmadığı, herkesin ürettiği, sanatın, kültürün, sporun konuşulduğu, insanların hoş olduğu mutlu bir kent haline getirmek istiyoruz. Dünyada Fransa’nın Nice’i, İtalya’nın Napoli’si konuşuluyorsa neden Türkiye’nin Mersin’i konuşulmasın?” dedi.
Başkan Seçer, TRT Çukurova Radyosu’nda katıldığı canlı yayında, Mersin için yapmayı planladığı hizmetleri ve projelerini anlattı. Mersin’in kendisi için önemini vurgulayan Seçer, “Ben, bu kentin abisiyim, anasıyım, babasıyım. Bu kentin her şeyiyim. Bundan sonra da ömrünü bu kente vakfetmiş bir insanım. Bu kente aşık olmamak mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.
“Yeşil ve temiz bir Mersin benim için çok önemli”
Göreve geldiğinde ilk yapmak istediği hizmetin Mersin’i düzene sokmak olduğunu dile getiren Seçer, “İlk arzum; Mersin’i tiril tiril, düzenli, rahat yaşayabileceğiniz bir kent haline getirmekti. Park ve Bahçeler ile Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanımız benden çok çekiyor. Yeşil ve temiz bir Mersin benim için çok önemli. Tabi birçok alan sosyal ve ekonomik olarak önemli ama ‘Aslan yattığı yerden belli olur’ derler. Bu yüzden benim için bu iki hizmet oldukça önemli” diye konuştu.
“Eğitime çok önemli bütçeler ayırmak istiyoruz”
Mersin’i dünya görüşüne göre yöneteceğini söyleyen Seçer, kendisini, çağdaş, ilerici, devrimci ve dönüşümcü bir insan olarak tanımladı. Bir ülkenin dönüşmesi için de eğitimin son derece önemli olduğunun altını çizen Seçer, çocukların iyi eğitilmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Akılları gerilerde değil, ilerilerde olmalı. ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diyen Ulu Önder’in izinde yürüyen bir belediye başkanıyım. Bu sebeple de eğitime çok önemli bütçeler ayırmak istiyoruz. Bu eğitim yardımları daha önceki dönemlerde de gerçekleştirilmiş ama biz çok daha fazla geliştirmek istiyoruz. Hedefimiz 5 bin öğrenci. 8 ilçemizde yeni binalar tadil ediliyor, elden geçiriliyor. Bunlar öğrencilerimize hizmet verecek ve kurslarını almaya başlayacaklar. Tabi bu öğrenciler sosyo-ekonomik yapıları zayıf olan öğrenciler. Farklı desteklerimiz de olacak. Ücretsiz kaynaklar gibi. Geçtiğimiz dönemde 88 öğretmenimiz vardı, bu yıl 190 öğretmen hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Geçen dönemde yapılan 1000 TL eğitim yardımının devam edeceğini kaydeden Seçer, bu yıl da üniversiteyi kazanan tüm öğrencilere eğitim yardımı vereceklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Ben göreve geldiğimde bunun bir kısmı ödenebilmişti. Göreve gelir gelmez yardımları, toplamda 3,5 milyon TL hesaplarına yatırdık. Sıkıntılı bütçe ortamına rağmen yatırdık ve tasarruf tedbirleri dışında tuttuk. Bu yıl yaklaşık 8 bin öğrenci hedefliyoruz. Bütün kazanan öğrencilerimize vereceğiz.”
“Öncelikle kız öğrenci yurtları yapmak istiyoruz”
Ayrıca, öğrenciler için yurt girişimleri olduğunu belirten Seçer, “Bu, bizim partimizin de politikası. Mümkünse öncelikle kız öğrenci yurtları yapmak istiyoruz. Gülnar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden tahsis ettiğimiz yurdu projelendiriyoruz. Bir tas çorbanın önemi büyüktür öğrenci için. Çok küçük maddi değerlerdir bunlar, ama önemi büyüktür. Biz bu yıl bir ilki başlattık; Mersin Üniversitesi’nin girişinde her gün iftar sofrası kurduk ve ben de oraya katıldım. Öğrencilerin o teşekkürü beni çok mutlu etti. Üniversiteye yakın bir bina kiraladık ve orada öğrencilerimizin kıyafetlerini yıkamaları için bir yer kuruyoruz. Öğrencilerimiz için çok proje var sırada. Bedava internet erişimi sahil boyunca var şu an” dedi.
“Belediye olarak turizm merkezleri ilan edebiliriz”
Mersin’in turizm potansiyelinin yetersiz olduğuna da dikkat çeken ve turizmin mutlaka merkezi yönetimin elinin değmesi gereken bir alan olduğunu vurgulayan Seçer, “Hem merkezi hem yerel yönetimlerin plan ve proje çerçevesinde bunu gerçekleştirmesi gerekiyor. Turizm mutlaka merkezi yönetimin elinin değmesi gereken bir alan. Turizm, bacasız fabrikalardır. İstihdam anlamında önemlidir. Ben istihdamı önemsiyorum. İşsizlik had safhada. Ben turizmi önemsiyorum. Sahil bandı projesi dilimize pelesenk oldu. Yılan hikayesi oldu bitmedi. Umut ediyorum; önemli bir çalışan kitlesi olacak. Uluslararası havaalanı projesi de önemli. Tabi bununla bitmiyor. Bizim 6 turizm bölgemiz var, hükümet tarafından ilan edilen. Bölge olmanın anlamı turizm teşviklerinin buraya yansımasını kolaylaştırıyor. Bu anlamda önemli. Biz belediye olarak turizm merkezleri ilan edebiliriz. Bizim seçim öncesi projeksiyonlarımızda da vardı. Anamur, Bozyazı, Aydıncık, Kızkalesi, Narlıkuyu gibi bölgelerde, bütün turizmin son derece önemli potansiyeller taşıdığını göreceksiniz. Butik otel yapımlarına uygun düzenlemeler yaparak orayı canlandırmak istiyoruz. Bu da bizim kendi spesifik projemiz. Çok yönlü değerlendirilecek bir alan ve Mersin bize bu imkanı sunuyor. Doğa, konferans, inanç, tarih, kültür turizmi gibi her alanda imkan sağlayan bir bölge. Önümüzdeki yıllarda Kızlar Hamamını da Milli Emlak’tan tahsis edeceğiz. Müracaatımızı yaptık. Şu anda Yapraklıkoy, Kızkalesi, Susanoğlu, Kocahasanlı, Kumkuyu gibi bütün plajlarımızı tavsiye ederim” diye konuştu.
“Burada insanlar huzur içerisinde yaşıyor”
Mersin’in kozmopolit yapısına da değinen Seçer, “Muazzam bir zenginlik. Renk cümbüşü. Sanki Mersin Ankara’dan, İstanbul’dan bakıldığı zaman her gün kavganın, kaosun olduğu bir kent gibi görünür. Oysa burada insanlar huzur içerisinde yaşıyor. Ben söylüyorum, burası en güvenli kent. Emeklileri davet ediyorum. Emekli olan insanlar gelsinler Mersin’de yaşasınlar. Huzur kenti. Gecenin hangi saatinde istiyorsanız beraber gidelim, hiçbir güvenlik tedbiri almadan istediğiniz mahalleye. Burası güvenli bir kent. Türkiye mozaiği. Bu kadim coğrafya üzerinde yaşamış halkların, inanç gruplarının bir sentezi Mersin. Muazzam bir şehir. Bir potada erimiş yansıması. Ben Mersin insanını müstesna görüyorum. Burada yaşamak bir ayrıcalık ve bir keyif. Bu, aslında bizim dinamizmimizi de artırıyor. Tek tip bir kent oluşturursanız çok gri ve tembel bir kent olur; üzerinde atalet olur, monotonluk olur. Ama renk cümbüşü, değişik kültürler, değişik bakış açıları, değişik gözlemler ve değişik renklerin olduğu bir yerde tabi ki daha farklı bir görüntü olur” şeklinde konuştu.
“Dünyada Fransa’nın Nice’i, İtalya’nın Napoli’si konuşuluyorsa neden Türkiye’nin Mersin’i konuşulmasın?”
Seçer, Mersin’i ulaştırmak istediği noktayı ise şöyle anlattı:
“Çağdaş, bir insanın yaşamak için tahayyül ettiği bir şehir ne ise Vahap Seçer de Mersin’i o hale getirmek istiyor ve getirmeye de başladı. Nihayetinde bir belediye başkanının görüşü o şehre yansıyacaktır. Ben çağdaş bir insanım. Dönüşümcü bir insanım. Dolayısıyla Mersin de hem çevre hem ekonomi hem sosyal yaşam açısından dönüşecek. Mersin’i modern, gelişmiş, refah toplumu olan, çevre kirliliğinin konuşulmadığı, yeşilin hakim olduğu, imar rantının ve kirliliğinin olmadığı, herkesin ürettiği, sanatın, kültürün, sporun konuşulduğu, her noktasında müzik, kahkaha sesi geldiği, insanların hoş olduğu, sabah evinden çıktığı zaman suratının somurtmadığı, ‘günaydın’ dediği mutlu bir kent haline getirmek istiyoruz. Kent bu imkanları da sunuyor. Benim söylediğim hayal de değil. Burası Akdeniz’e kıyısı olan çok muazzam bir kent. Dünyada Fransa’nın Nice’i, İtalya’nın Napoli’si konuşuluyorsa neden Türkiye’nin Mersin’i konuşulmasın?”
Kurban Bayramı’nda Büyükşehir Belediyesi olarak aldıkları önlemleri de anlatan Seçer, tüm Mersinlilerin bayramını da kutladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz