Seçimin bitmesini sevdim

Siyasetle iştigalim Pazar saat 17:00 itibariyle bitti.

Vatandaşlık görevimi yaptım.

Bayramlıklarımı giyip sandığa gittim.

Bütün seçimlerde en çok hoşuma giden nokta Cumhurbaşkanıyla aynı oya sahip olmam. Çobanla aynı statüde olmak bazıları gibi beni üzmedi. Kimseyi de üzmemeli.

Demokrasiye güveniyorum. Milletin iradesine saygı duyuyorum. Vatandaşın seçimine önem veriyorum, tercihinden dolayı koyun demiyorum. Göbeğini kaşımasına, boyunun kısalığına, uzunluğuna laf etmiyorum. Bidon kafalı demiyorum. Kimse de dememeli.

Seçiminden dolayı cehennemi boylaması gerektiğini düşünmüyorum, benim gibi düşünmeyenlerin. Vatan haini, hırsız, yolsuz, bölücü diye yaftalamıyorum, beni yaftalayanları. Oy vermediklerim ülkeyi terk etsin istemiyorum. Ya da gebersinler diye beddua seansları düzenlemiyorum. Kimse de etmemeli.

İlk seçmen olduğumdan bu yana “şu seçimler olsa da bitse biran evvel” diye sıdalandığım başka bir seçim dönemi hatırlamıyorum. Bu kez kasıldık, bitsin istedik.

Bitsin de uçan kuşları, doğan güneşi, açan çiçekleri fark edelim istedik. İşimize gücümüze bakalım istedik. Bunaldık, bitsin de fabrika ayarlarımıza dönelim istedik.

Gezi olayları, 17 Aralık operasyonu, tapeler, böcekler, Ukrayna, Suriye ateşten halkalardı etrafımızı saran ve bu ateşi sandık söndürür ancak telaşıyla bekledik 30 Mart tarihini. Dertlerimizin ilacı gördük seçim gününü. “Demokrasinin bayramı seçim günüdür” derler ya. İlk kez bildim bu sözün değerini.

Oldu ve bitti, çok şükür. Kazananıyla, kaybedeniyle, beğenmeyip itiraz edeniyle geride kaldı.

Bitti ama “elektrik kesildi, defterimi unuttum örtmenim ödevimi yapamadım” mantığıyla hileye hurdaya sığınanlar, seçim itirazlarından ikinci gezi devşirmeye çalışıyorlar. İnsanları sokağa çağıranlar var. Sandığa saygı duymayıp, sokaktan medet umanlar var. Anarşi, çatışma arzusuyla yanıp tutuşanlar var. Meydanları cehenneme çevirmek isteyenler var. Bu memleket baharı yaşamasın isteyenler var.

Sandıkta milletimiz iradesine nasıl sahip çıktıysa aynı şekilde milletimizi metin olmaya, aklıselim davranmaya, provokatörlerin oyununa gelmemeye, yangına körükle gitmeyip söndürmeye davet ediyorum. Devlet Bahçeli’nin dediği gibi; Öyleyse sokakta olmayacağız. Sokaklar karanlık. Sokaklar dipsiz. Sokaklarda kim kimdir bilinmez.

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri var. Kısa süre içerisinde üç seçimin ardı ardına gelmesi. İçerde ve dışarda yaşanan gelişmeler. Milletimizi yoracağa benzer ama dirayetli ve basiretli olunduğunda inşallah bu süreç hayırlara vesile olacaktır. Büyük Türkiye’ye açılan yolun kritik eşiği olan bugünler kazasız belasız atlatıldığında güzel günler bizi bekliyor. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah vardır. Rabbim görmeyi nasip eylesin.