Seçimler Seçmenin Ruh Sağlığını Allak Bullak Ediyor

Seçim dönemleri insanlara stres yüklüyor

Seçmenler gün boyunca ekranlarda birbirine üst perdeden hakaret eden siyasetçilere maruz kalırken, ellerine aldıkları her gazete de bunları tekrar tekrar görüyor ve öfkelerini besliyorlar. Bu maçı kim alır?

Yoğun bir şekilde gürültüye maruz bırakılan seçmen, konvoylar tarafından oluşan trafikte gerilirken, evlerinde de seçim arabalarının yüksek sesiyle bu yarışın içinde tutuluyor.

Takım tutar gibi

Türk seçmeninin çoğu tuttuğu partiyi kayıtsız şartsız desteklediği için, oy veren değil taraftar gibi davranıyor.ve partisi aleyhine yapılan tüm eleştiriyi kendi üstüne alıyor. Böyle bir psikoloji insanı sonuçları şiddete kadar gidebilecek bir gerginlik içinde yaşamaya sevk ediyor.

Neye göre taraf olunuyor

Birçok insanın partisinin ne vaadettiğine bakmadan sadece ideolojisi için oy verirken lider dışında ki kişilere pek önem vermedikleri görülüyor. Liderin karizması ise çoğunlukla oy verirken seçmenin en çok önem verdiği şey. Dinlemeyi sevmeyen seçmen çoğunluğu

Bir kere taraf olduktan sonra ne yaparsa yapsın partisinden vazgeçmekten psikolojik olarak uzak olan seçmen çeşidinin ağırlıklı olduğu ülkemizde siyasetçiler seçim dönemlerinde bu kitlenin hoşlandığı şeyleri söyleyerek kolayca oy alabiliyor.
Kendisi gibi düşünmeyene düşman...

Partisine ve liderine garip bir şekilde aşkla bağlı olan birçok seçmen kesinlikle başka fikirlere tenezzül etmiyor. Türkiye'de seçmen karşısındaki doğru bile söylese genel olarak bundan rahatsız olan bir psikolojiye sahip. Bu duygu şiddete hatta bazen karşısındakini öldürmeye kadar gidebiliyor.

Partiler gelip geçici

Bir partinin yaptıklarını veya vaatlerini iyice değerlendirmek ve ona göre oy kullanmak sizi sorumlu ve ne istediğini bilen bir seçmen yapacaktır.