İSTANBUL (İHA) - İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Salih Güneş, Gündüz Şensoy katılırken, tutuksuz yargılanan diğer sanıklar ise katılmadı. Duruşmada son sözleri sorulan Güneş ve Şensoy suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti davayı karara bağlayarak haklarında "çete kurmak" , "üye olmak" ve "yardım yataklık" iddiasıyla dava açılan aralarında Maltepe Belediyesi eski Başkanı Bahtiyar Uyanık ile Sedat Peker'in de bulunduğu 40 sanığın atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.
Öte yandan, sanıklardan Mehmet Konan Örgüt "çete lideri olmak" ve "sahte kimlik kullanmak" suçunda 2 yıl 11 ay, Birol Şirin, Suat Erdoğan ve Emre Gülaltay "örgüt üyesi oldukları" gerekçesiyle 1 yıl 15 gün hapis, Erol Sönmez ise "örgüt üyeliği ve hakaret etmekten" 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul 1 No'lu DGM tarafından yapılan ilk yargılama sonucunda Maltepe eski Belediye Başkanı Bahtiyar Uyanık'ın, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, sevk ve idare etmek" suçlamasından beraatine karar verilmişti. Mahkeme, "rüşvet almak", "rüşvet vermek", "rüşveti verenden yana aracılık etmek" ve "ikna suretiyle irtikap" suçlamasına ilişkin ise "görevsizlik" kararıyla dosyayı Kartal Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. 12 sanığın "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt üyesi olmak", "yardım ve yataklık etmek" suçlarından yargılamalarının sürmesine karar veren mahkeme, aralarında Sedat Peker'in de yer aldığı diğer sanıkların ise "örgüte üye olmak, yardım ve yataklık etmek" suçlarından beraatını kararlaştırmıştı,
Dosyaların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüte üye olmak" ve "yardım etmek" suçlamalarına ilişkin sanıklar hakkında verilen beraat kararını bozmuştu. Yargıtay, bozma kararına gerekçe olarak da "dava dosyası ile bu davadan ayrılan dosya arasında fiili irtibat bulunduğu, olayların mahiyetine nüfuz edilebilmesi ve sağlıklı bir sonuca varılabilmesi açısından delillerin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, davaların birleştirilerek, tüm delillerin ışığında sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiğini" göstermişti.