Son 200 yılda, dünya nüfusunun büyük şehirlerde yaşayan kısmının yüzde 5'ten yüzde 50'ye çıktığı açıklandı. Hava kirliliğine neden olan gazlar ve kirletici maddelerin, şehirlerde çok yüksek düzeylere çıkarak çocuklarda öksürük, solunum yolu şikayetlerine neden olduğu belirtiliyor. Diğer önemli sorunlardan biri olarak akut romatizmal ateş gösterilirken, bu hastalık gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülüyor.
Şehirleşmenin kaçınılmaz olduğundan bahseden uzmanlar, zararların mümkün olduğunca aza indirilebilmesi için eğitime, sağlığa önem verilmesi ve hastalıkların önlenmesine yönelik çalışmaların planlanması, bunların öncelikle çocuklara, ailelerine, öğretmenlerine ve tüm topluma ulaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nermin Güler, dünyadakine paralel olarak Türkiye'de son yıllarda hızla gelişen şehirleşmenin, hem çocuk hem de erişkinlerin sağlığını etkileyen en önemli faktörlerden biri haline geldiğinin altını çiziyor. Dünya nüfusunun büyük şehirlerde yaşayan kısmının, son 200 yılda yüzde 5'den yüzde 50'ye çıktığını kaydeden Güler, "Durum böyle olunca da 'Şehirleşmenin bugün ve gelecekte çocuk sağlığı üzerinde ne gibi etkileri olacaktır?' sorusu akla geliyor" diyor.
Çocuklar için şehirlerde büyümenin çok zor olduğunu vurgulayan Güler, "Şehirler genellikle çok kalabalık, gürültülü ve oyun alanları çok dardır. Aşırı kalabalık şehirlerde toksinler ve zehirlerle uzun süreli karşılaşmalar ile kronik zehirlenmeler de daha sıktır. Çeşitli sanayi artıkları ve tarım ilaçlarına bulaşmış yiyeceklerin tüketilmesi ile fiziksel ve mental hastalıklar yüksek oranlarda görülür. Büyük şehirlerde görülen hava kirliliğinin en önemli nedenleri sanayi ve trafiktir" uyarısında bulunuyor.
Güler, hava kirliliğine neden olan gazlar ve kirletici maddelerin şehirlerde çok yüksek düzeylere çıkarak çocuklarda öksürük, solunum yolu şikayetlerine neden olduğunu, çocukluk çağı astımının da şehirleşmeyle gittikçe artığını ifade ediyor.
AĞIR SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI
Solunum yolu enfeksiyonlarının, havası kirli, iyi havalanmayan mekanlara yaşayan çocuklarda özellikle kış aylarında salgınlar yaptığını kaydeden Güler, beslenme bozukluğunun da böyle çocuklarda sık olmasının immun sistemlerinin zayıflamasına neden olduğunu, bu durumun ise çocukları ağır solunum yolu enfeksiyonlarına eğilimli kıldığını belirtiyor.
Diğer önemli sorunlardan birinin de akut romatizmal ateş olduğunu bildiren Güler, "Sağlık sistemleri gelişmiş olan toplumlarda doktorların tanımakta güçlük çekeceği kadar nadir görülen bu durum, maalesef gelişmekte olan ülkelerde sıktır ve şehirleşme ile yakından bağlantılıdır" diyor.
Şehirleşmenin, çocukların yeme ve içme alışkanlıklarını da değiştirdiğine dikkat çeken Güler, emzirme oranlarının düşmesiyle birlikte artan suni beslenmenin, bütün dünyada gıda ile bulaşan enfeksiyonlarda artışa neden olduğunu, özellikle ishalin şehir çocuklarında hızla yayılarak her yıl milyonlarca çocuğun diyare nedeniyle öldüğünü kaydediyor.
Şehir çocuklarının en çok tükettikleri gıdaların genellikle çok yüksek enerjili, çok yağlı, çok tuzlu, kolesterolden zengin, nişasta gibi kompleks karbonhidratlar yerine rafine şekerleri içerdiğini, ayrıca vücuda giren lif miktarının da azaldığını belirten Güler; ülkemizde pekmez, boza, pestil gibi geleneksel gıdaların yerini özellikle büyük şehirlerde çikolatalar, kekler, dondurmalar ve ayak üstü beslenme alışkanlıklarının aldığına dikkat çekiyor.
Şehirleşme devam edeceğini, ancak onun zararlı etkilerini minimale indirerek yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurgulayan Güler, "İlk adım sorunun ne kadar büyük olduğunu anlayabilmektir. Eğitime, sağlığa önem verme ve hastalıkların önlenmesine yönelik çalışmalar planlanmalı, bunlar öncelikle çocuklara, ailelerine, öğretmenlerine ve tüm topluma ulaştırılmalıdır" tavsiyesinde bulunuyor.