EDİRNE (İHA) - Şehit anne ve babaları, Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde bir araya gelerek, AB Uyum Yasaları'nı protesto etti ve teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın asılmasını istedi. Dernek Başkanı Nesrin Dumanoğlu, fenalaşan şehit analarını teselli etmeye çalıştı.
Dernek Başkanı Nesrin Dumanoğlu, Dernek 2. Başkanı Zakir Topdur, şehit ana ve babaları ile 1994 yılından beri göğsünde taşıdığı kurşunla yaşayan Gazi Ali Sezen, dernek binasında toplandı. Başkan Nesrin Dumanoğlu, AB Uyum Yasaları ile teröristbaşı Apo'nun idam edilme imkanının ortadan kalktığını, bu durumun şehit aileleri ve dernek üyeleri arasında büyük infiale neden olduğunu ifade ederek, "Şehit aileleri, devletimizin, örgüt başını er geç cezalandıracağına inanıyor ve bekliyordu. Son yasayla, bu durumun ortadan kalkması tepkilerimize neden oluyor. Yirmi seneye yakın bir mücadele sonunda 30 bin şehidin sorumlusu terör başının cezalandırılması bekledik. Devlet yetkililerimizden bizi tatmin edecek, acılarımızı büyütmeyecek açıklamalar bekliyoruz. Hayatının baharında gencecik 30 bin yavruya ve binlerce gözü yaşlı ana babaya yazık değil mi?" dedi.
"APO ÖLMELİ" Dernek Başkanı Dumanoğlu'nu dinleyen şehit anne ve babaları, yasaya ilişkin görüşleri sorulduğunda gözyaşlarını tutamadı. Şehit İstiklal Vardar'ın annesi Mihriban ve babası Ali, şehit Özer Camcı'nın annesi Necmiye ve babası Hüseyin, şehit Yavuz Zogo'nun babası Remzi Zogo ve şehit Cengiz Karaca'nın annesi Müzeyyen ve babası Enver Karaca, Apo'nun asılmasını istedi. Hasret kaldıkları oğullarını anlatan anne Necmiye Camcı, "Evlatlarımızın kanı yerde kalmamalı. Apo ölmeli. Ben yüzü güzel yavrumu vatana gönül rızamla seve seve gönderdim. Şimdi burnumda tütüyor. Çocuklarımızın ne günahı vardı? Doyamadan toprağa verdiğim yavrularımız için biz şehit anaları ve babaları ne gerekiyorsa yapacağız. Evladımızın kanını yerde bırakmayacağız" diyerek fenalaştı.
Şehit anası Necmiye Camcı'nın kendine gelmesini sağlamak için çalışan Dumanoğlu, daha sonra "Ciğerimiz yanıyor, nerede benim yavrum? Şehit ailesi bilir acımızı. Onun yok olmasını istiyoruz" diye feryat eden acılı anne Mihriban Vardar'ın yardımına koştu. Acılı baba Ali Vardar, "Bu dosyanın üç senedir Başbakanlık'ta bekletilmesi hataydı. Bundan sonra yapılacak bir şey yok. Apo'nun ölüm cezasının gerçekleşmesini istiyoruz" dedi.
Eşi doğum yaptığı sırada şehit düşen Cengiz Karaca'nın annesi Müzeyyen ve babası Enver Karaca da yasayı protesto edip, "O benim gibi evladını şehit vermiş mi? Bu acıyı yüreğinde tatmış mı?" diye sordu.
GAZİ ALİ, KURŞUNLA YAŞIYOR AB Uyum Yasaları'na tepki gösterenlerden biri de 1994 Ağustos ayında, Şırnak'ta çatışmada gazi olan Ali Süzen'di. Acılı anne ve babaların tesellisi olan Ali, vurulduktan sonra 5 saat ölümle pençeleşmiş. Sabah yaralı olarak bulunan Ali Süzen, kaldırıldığı Şırnak Hastanesi'nde tedavi edilmiş, ancak bir böbreği ve ciğerinin yarısı alınmış.
Yasayı tepkiyle karşılayan Gazi Ali, aşırı kanama geçirdiği için kurşunun alınamadığını ve göğsünden çıkarılamayan kurşunla hayatına devam ettiğini söyledi. Ali Süzen, katıldığı toplantıda anne ve babalarla birlikte acılarını paylaştı ve onlara sabır diledi. Evli ve bir kız çocuğu babası olan ve evini gazilik maaşı ile geçindiren Ali Süzen, bir iş bulup çalışmak istediğini söyledi.
Dernek İkinci Başkanı Zakir Topdur da, siyasi parti liderlerine seslenerek, "Biz şehit ailelerinin acısını, ızdırabını çok iyi biliyoruz. Apo'yu kurtaran liderler evlat acısı nedir biliyor mu acaba? Şu bilinmelidir ki; 3 Kasım'da evlatlarımızın kanında boğulacaklar. Bu uğurda mücadelemiz sürecek" dedi.