HABER

"Şehzade Korkut Camisi'nde yapılan restorasyon bir fantezi değil"

Antalya Müftüsü Osman Artan: - "Şehzade Korkut Camisi'nde yapılan restorasyon bir fantezi değil, bu toprakları bize yurt kılan ruha sahip çıkma, ecdadımızın bizlere emanet ettiği değerlerimizi genç nesillere miras bırakma gayretidir"

Antalya Müftüsü Osman Artan, Şehzade Korkut Camisi'nde yapılan restorasyonun bir fantezi değil, bu toprakları yurt kılan ruha sahip çıkma, ecdadın emanet ettiği değerleri genç nesillere miras bırakma gayreti olduğunu belirtti.

Artan, yazılı açıklamasında, Antalyalıların son günlerde, ideolojik ve art niyetli bir kısım insanların, bu toprakların en temel değerlerinden olan dini ve tarihi mirasına açıktan yaptığı sözlü ve yazılı saldırılarına şahitlik ettiğini ve sabırla izlediğini ifade etti.

Arten, 24 Temmuz'da, "Kesik Minare Antalya'nın hafızasından silinemez" başlığıyla Şehzade Korkut Camisi önünde yapılan basın açıklamasının hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını, açıklamayı şehrin sakinleri ve sahipleri olarak şiddetle kınadıklarını ve reddettiklerini bildirdi.

Hedefte olan tarihi eserin adının Şehzade Korkut Camisi olduğunu belirten Artan, şöyle devam etti:

"Tüm bilimsel kaynaklarda yazılı ve kayıtlı olduğu üzere, halkımızın 'Kesik Minare' olarak da ifade ettiği söz konusu tarihi eserin dini mimari literatürdeki asıl adı Şehzade Korkut Camisi'dir. Tarihi kaynaklarda, Hünkar Cami, Yenicami Sultan Korkud, Cumanın Camisi, Cami-i Kebir ve Ulu Cami gibi adlarla anılmaktadır ve bu topraklardaki varlığımız boyunca şehrin merkez camisi olduğu açık ve nettir. Şehzade Korkut Camisi'nin barındırdığı özelliklerden de anlaşıldığı gibi, Antalyamız bu açıdan 2 bin yıllık köklü bir tarihi geçmişe ve zengin bir birikime sahiptir. Çoğu atıl ve bakımsız durumda olan onlarca tarihi değerimizin restorasyonu ve ihyası için başlatılan seferberlikten dolayı şehrimiz adına mutluluk duyuyoruz."

Tarih boyunca ibadethane olarak kullanılan ve 123 yıldır kaderine terk edilen Şehzade Korkut Camisi'nin içler acısı durumundan kurtarılarak asıl hüviyetine kavuşturulacak olmasından da büyük bir onur ve mutluluk duyduklarının altını çizen Artan, şunları kaydetti:

"123 yıl önce çıkan yangından sonra yüzlerce yıldır bu muhteşem eserin ayağa kaldırılmasında emeği olan herkese teşekkür ediyoruz ancak özellikle ifade ediyoruz ki 'Kesik Minare Antalya'nın hafızasından silinemez' demek, öncelikle mekan hafızasına ve şehre ihanettir. Bu ihanete ortak olanlar bilmelidir ki, mekanları da toplum belleğini de var eden tarihtir. Kentin bu ilk ve en eski camisine en fazla son bir asırdır halkımız 'Kesik Minare' diyor. Türk milleti olarak bin yıldır yaşadığımız bu topraklardaki varlığımızı yüz yıla indirgemek nasıl bir akıl tutulmasıdır? Geçmişi sekiz asra dayanan bir tarihi eserin gerçek adını türlü hezeyanlarla Antalya'nın hafızasından silmeyi teklif etmek nasıl bir cürettir?"

Antalyalıların "bir cami asli hüviyetine kavuştu" diye üzüntüye kapılmayacağını, hayal kırıklığına uğramayacağını vurgulayan Artan, şu ifadelere yer verdi:

"Aksine dini değerleri bir ideolojinin malzemesi yapan zihniyetin, başka bir ifadeyle 'ortak aklın', halkımızı şaşırtmaya devam ettiğini üzüntüyle görmekteyiz. Ayrıca, Şehzade Korkut Camisi'ni aslına döndürmek şehrin silüetine ve hafızasına zarar vermez ama bu ülke yıllardır gördü ki cami minaresine külah değil ideoloji giydiren bu zihniyet, birlik ve beraberliğimize büyük zararlar verdi. Antalyalılar olarak farkında ve bilincindeyiz. Yakın zamana kadar Kaleiçi, adeta bir çöp yığını ve mezbelelik haline gelmişti. Son bir iki yılda alınan önlemler ve yeni düzenlemelerle daha yaşanabilir bir hale geldi."

Artan, Kaleiçi'nin sayısız sorunuyla ilgili hiçbir zaman bir araya gelmeyen, akıl fikir üretmeyen, yan yana gelmeyen kimi kurum ve kuruluşun temsilcilerinin, mesele cami, minare ve ezan karşıtlığı olduğunda, nasıl bir araya toplanıp ortak akıl ürettiklerine şahit olduklarını ibretle izlediklerini dile getirdi.

Söz konusu kişilerin amaçlarının minarenin külahı olmadığını, ellerinden gelse minareyi sökeceklerini ve bin yıllık medeniyetin izlerini bu şehirden sileceklerini net bir biçimde anladıklarını vurgulayan Artan, şunları kaydetti:

"İdeolojik ve art niyetli bu sözde ortak aklı, Müslüman Türk toplumunun engin vicdanına havale ediyoruz. Şehzade Korkut Camisi'nde yapılan restorasyon bir fantezi değil, bu toprakları bize yurt kılan ruha sahip çıkma, ecdadımızın bizlere emanet ettiği değerlerimizi genç nesillere miras bırakma gayretidir. Çeşitli ihmaller, engellemeler ve inkarcı yaklaşımlarla 123 yıldır kaderine terkedilmiş olan bu önemli eserin bir an önce ihya edilmesini ve tekrar ezan sesiyle buluşmasını dört gözle bekliyoruz.

Bu manada, devam eden restorasyon çalışmalarının engellenmesine, milletimizin kutsalı, bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın vesikası olan caminin üzerine niteliksiz barınak veya dükkanların kondurulmasına, daha da önemlisi, tekrar çevrede yaşayanların tuvaleti ve adeta çöplüğü olmasına asla izin vermeyeceğiz. 'Kesik Minare Antalya'nın hafızasından silinemez' diyorlar. Antalya'nın sakinleri olarak Şehzade Korkut Camimizin sahipleri olarak biz de diyoruz ki, Kesik Minare değil, bu eserin adı Şehzade Korkut Camisi'dir. Bu şehrin ilk camisidir. Merkez camisidir ve elbette Antalya'nın hafızasından silinemez. Buna asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz."

En Çok Aranan Haberler