HABER

Şeker fabrikalarının kapatılmasına tepki

SAMSUN (İHA) - Şeker İş Sendikası Çarşamba Şube Başkanı Mustafa Kalem, hükümetin şeker sektörüyle ve şeker fabrikalarıyla ilgili politikalarını eleştirdi. Kalem, 31 Aralık 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla şeker kurumu kapatıldığını hatırlatarak, sektörün başıboş bir sürece terk edildiğini öne sürdü.

Samsun'un Çarşamba İlçesi'ndeki Çarşamba Şeker Fabrikası'nda 216 daimi ve 382 geçici işçisi bulunduğunu kaydeden Mustafa Kalem, "Bu fabrika 6 bin 500 pancar çiftçisini bünyesinde barındırıyor. Aileleriyle birlikte bu fabrikadan 35-40 bin kişi ekmek yiyor. Bu fabrikanın Çarşamba İlçesi'nde, 20 trilyon pancar bedeli ve 14 trilyon işçilik ücretiyle yaklaşık 35 trilyon TL girdisi var ve bölgemiz için son derece önemli" dedi.

Şeker sektörünü Türkiye açısından da değerlendiren Mustafa Kalem, sektörde şu anda 30 bin civarında daimi ve geçici işçi personelin varlığına dikkati çekti. Kalem, pancar üretiminde ise yaklaşık 500 bin işçinin bulunduğuna işaret ederek, bu rakamın aile fertleriyle birlikte 2.5-3 milyon kişiye tekamül ettiğine değindi.

Büyük işletmelerde dışarıdan sağlanan işgücünün de 500 bin civarında olduğunu açıklayan Kalem, "Sektörde hizmet veren diğer iş kollarındaki (taşıma, ilaç, gübre, sulama, tarım makineleri v.b.) istihdam da değerlendirildiğinde yaklaşık 10 milyon insanımız bu sektörden ekmek yemektedir. Bütün bunlara rağmen 31 Aralık 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla şeker kurumu kapatılmış, sektör başıboş bir sürece terk edilmiştir. 'Ben yaptım oldu' mantığı burada da devreye girerek, kanunla kurulan bir kurum yasalara aykırı bir şekilde Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılmıştır. Sendikamız Bakanlar Kurulu kararının geçersiz olması için dava açmıştır. Şeker kurumunun kapatılması demek, şeker sektöründe karar alma yetkisinin ortadan kaldırılması, açılan soruşturmanın ortada kalması, şeker kurumu tarafından verilen idari para cezaları davalarının ortada kalması, kotaların uygulanmamasının sorumlusunun kim olduğunun ortadan kaldırılması demektir. Şeker kurumu tarafından yapılan denetimlerde nişasta bazlı şeker üretici firmaların kota fazlası üretim ve satış yaptıklarının tespit edildiği göz önünde bulundurularak, şeker kurumunun kapatılması mevcut kota düzenini etkileyecek, denetim altındayken bile usulsüzlük yapan bu firmaların mevcut kota isteminin pancar şekeri aleyhine bozmaları engellenemeyecektir" diye konuştu.

Bakanlar Kurulu'nun kapatma kararının ekonomik ve sosyal açıdan pek çok olumsuz etki oluşturacağını ve sektörde kaosa neden olacağını ileri süren Kalem, "Bu karar, ülkemizin tarımına büyük darbe vuracak, köyden kente göç olayları artacak ve sonuçta büyük boyutlu sosyal problemlere yol açacaktır. Ayrıca insan sağlığı açısından da risk oluşturan sonuçlar doğuracaktır. Sanayi ve ticaret bakanı ile şeker kurumu başkanı tarafından yanlışlık olarak nitelenen ve sehven alındığı iddia edilen bu kapatma kararının düzeltilmesine yönelik şeker kanununda değişiklik yapılması için yasa taslağı hazırlandığı açıklanmıştır. Ancak anılan taslak pancar tarımı ve pancar şekeri aleyhine bazlı şekerler (NBŞ) lehine haksız rekabete yol açacak tavizler içermektedir. Tasarının bu şekilde yasalaşması halinde, 2 yıl içerisinde pancar şekeri stoklarının 1 milyon ton artması, şeker fabrikalarının da en az 20 tanesinin kapanması, pancar tarımının yüzde 50-60 oranında azalması kaçınılmaz olacaktır. Söz konusu kanun taslağının açık bir şekilde nişasta bazlı şeker firmalarının gelişmesine ve korunmasına pancar tarımı ve pancar şekeri üretiminin azalmasına ve şeker fabrikalarının kapatılmasına yönelik olarak hazırlandığı anlaşılmaktadır. 3 milyon ton şeker üretimi kapasitesine sahip ülkemizde şeker üretimi 500-600 tonlara kadar düşecektir. Taslak yasalaştığı taktirde, şeker kurulu tamamen siyasi etki altına girecek, yasadaki şekliyle nişasta bazlı şeker kotasının kuru madde esasına göre tespit edilmesi bazlı şeker üretimini artıracak, pancar yapılan alanların 5'te birinde mısır tarımı yapılabildiği için ithal mısır alımına gidilecek ve ülkemiz döviz kaybının yanı sıra pancar şekerinin büyük bir kısmı NBŞ gruplarına devredilecektir. Bu da mısır ithalatının 97-166 bin ton artmasına yol açacaktır" şeklinde konuştu.

Kalem, Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker üreticilerine tanınan kotanın yüzde 2 iken Türkiye'de yüzde 25-45 seviyesine kadar çıkacağını savunarak, şöyle devam etti:

"Üretimleri ise 350 bin tondan 450-500 bin tonlara kadar yükselecektir. Bu sayede ülkemiz 20-40 milyon dolar döviz kaybına uğrayacaktır. Şu an Türkiye'de 3 tane NBŞ üretici firması vardır. Bu yasa taslağı kanunlaştığı taktirde geçici 1, maddesiyle illegal üretim yapan ve şeker kurumu tarafından ceza uygulanarak takibe alınan nişasta bazlı şeker üreticilerine de üretim hakkı verilecektir. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde pancar tarımı kısa sürede bitme noktasına gelecek, şeker fabrikalarının büyük bir kısmı kapanacak ve bu sektörün yok olması 10 milyon insanımızı olumsuz yönde etkileyecektir. Sendikamız; pancar tarımı ve pancar şekeri sektörüne zarar verecek ve 3-5 firmaya rant sağlamak için yapılmak istenen her türlü girişimin karşısında olacaktır. Sendikamız bu tür girişimleri önlemek için çiftçilere birlikte hareket edecektir. Bu doğrultuda tüm sivil toplum kuruluşlarından da ülkemiz ekonomisini ve halkımızın sağladığını korumaya yönelik bu mücadeleye destek istiyoruz. Tamamen haksız rekabete neden olacak olan tatlandırıcılar lehine ve birkaç firmanın çıkarı için yürürlüğe konmak istenen tasarının bu şekliyle kanunlaşmasının durdurulması hususunu kamuoyunun ve tüm ilgililerin taktirlerine arz ediyoruz."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler