Diyabet tedavisinde insülin kullananların oruç tutamaması gerektiğini belirten Dr. Müzeyyen Aslaner şunları söyledi:
"Şeker hastalığında beslenme biçimi çok büyük bir önem taşır. Şeker hastalığı olanların 3 ana ve 3 ara öğün olarak beslenmesi yani sık sık yemek yemesi gerekir. Oysa şeker hastası olanlar oruç tutarken, tedavide olması gerekenin aksine akşama kadar aç kalırlar ve şekerleri düşer. İftarda yenen yemeklerle vücuda fazla miktarda glikoz kaynağı girdiğinden şeker normal düzeyinin çok üstüne çıkar. Henüz şeker hastalığı tanısı konmamış sağlıklı bireylerin de oruç tutmaya başlamadan önce açlık kan şekeri
yanında mutlaka tokluk kan şekeri baktırmaları gerekmektedir. Çünkü diyabet gizli olabilir. Sadece açlık kan şekeri bakılması ile gözden kaçabilen diyabet (şeker) hastalığı, tokluk kan şekeri bakılması ile yakalanabilir. Halk arasında açlık kan şekeri çok iyi bilinirken, tokluk kan şekerinin önemi ve taşıdığı riskler pek bilinmemektedir. Ortaya çıkan tokluk kan şekeri yükselmeleri Ramazan ayında gizli bir tehdit oluşturmaktadır. Tokluk kan şekeri yüksekliği, kalp hastalıkları riskini de artırır. Şeker
hastalarının kanında çok miktarda bulunan şekerin damar sertliğine neden olması nedeniyle kalbe gelen kan miktarı azalır."
Aslaner, "Diyabet hastalarının ilaç tedavileri ve diyetlerini kendi başlarına bırakmaları son derece sakıncalıdır. İlaç alan, insülin kullanan, hatta diyet yapan diyabet hastalarının kesinlikle doktor kontrolünde olmaları gerekir. İlaçların etki süreleri 8-12 saat aralarında değişiyor. Hastaların bu ilaçları kendi başlarına bırakmaları, kalp- damar hastalıkları ve tansiyon riskini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle özellikle diyabet ve hipertansiyon hastalarının oruç tutmadan önce mutlaka doktora
başvurmaları ve doktorun önerdiği şekilde ilaç almaları gerekir" dedi.