Diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve ortodontik problemler dünyanın en önemli halk sağlığı sorunlarının başında geliyor. Uzmanlara göre; diş çürüklerinin en önemli sebebi; rafine şeker içeriği yüksek, vitamin-mineral içeriği düşük gıdaların aşırı tüketilmesi.
Bursa Özel Bahar Hastanesi’nden Diş Hekimi Tuğba Uludağ, şeker içeriği yüksek gıdaların dişleri çürüttüğünü söyledi. Vücut için gerekli temel elementlerden biri olan florun toprak, su, hava ile bitkilerde ve hayvansal dokularda değişik miktarlarda bulunan bir halojen olduğunu belirten Diş Hekimi Uludağ, “Ciddi anlamda eksikliğe bağlanacak sorunlara rastlanmasa da diş çürüklerinin flor eksikliğiyle ilgisi vardır. Ancak, flor alınmadığı halde, ağız içi hijyene ve beslenmeye özen gösterildiğinde çürük oluşmayabilir. Bu durum, flor alınmasının kesinlikle bir gereksinim değil, koruyucu bir özellik olduğu düşüncesini ön plana çıkartmaktadır. Vücuda fazla miktarda flor alımının bazı riskleri bulunmaktadır. Sağlıklı çocuklarda flor desteği, günümüzde sıkça tartışılan konular arasındadır.” dedi.
Yüzeysel sularda florür iyonun yoğunluğunun 0.01-0.3 ppm (mg/L) arasında olduğuna işaret eden Diş Hekimi Tuğba Uludağ, deniz suyunda bulunması nedeniyle balık ve diğer deniz ürünlerinin de flor açısından zengin kaynaklar olduğunu ifade etti. Sert sularda florün yüksek olduğunu anlatan Uludağ şunları kaydetti: “Çay, bitkiler içerisinde en fazla flor bulundurandır. Bir fincan çay 0,10-0,12 mg flor sağlar. Diğer bitkiler de yetiştikleri toprağın özelliğine bağlı olarak değişik miktarlarda flor içermektedirler. Et, sakatat (karaciğer, böbrek), ıspanak, elma, yumurta, tavuk, pirinç, yulafta flor vardır. Diş ve kemik yapısında toplam 2-3 g flor bulunur. Kanda 100 ml’de 0.3 mg kadar flor vardır.İçme sularında 0.3-0.6 ppm’den az flor bulunmasının diş çürüklerine yol açtığı iddia edilmiştir. Türkiye’nin bütün illerinde su flor haritasına bakıldığında içme sularının büyük bir bölümünde flor düzeyleri belirtilen rakamlardan (0.3-0.6ppm) oldukça düşüktür.”
"DİŞ SAĞLIĞINDA FLORUN YERİ"
Diş çürüğünün temelinde kalıtsal, çevresel etkenler, tükürük yapısı, diş sağlığına önem verilmemesi gibi sebeplerin yattığını belirten Uludağ, erken çocukluk çağı çürüklerinin diş çürüklerinin yüzde 5’inden sorumlu olduğunu kaydetti. Diş çürüğüne yol açan ana nedenlerin başında uygunsuz beslenme olduğunu dile getiren Uludağ, “Diş sağlığında birincil korumanın önemi büyüktür. Bu amaçla, ilk sütdişinin çıkmasıyla ya da çocuk 12 aylıkken diş hekimi kontrolü yapılmalıdır. Anne-babalara, ilk dişin çıkmasından önce ağız temizleme sine başlamaları önerilmelidir. Bunun için, temiz bir ıslak tülbent kullanılabilir. Bakterilerle savaşan antikor ve enzimler içeren anne sütü, diş çürüğünü de önleyici etkiye sahiptir. Daha sonra kullanılabilecek fissür örtücüler, dişlerin birbirine bakan yüzeylerinde çukur ve yarıkları kapatarak yüzde 80’e varan oranlarda çürüğü azaltır. Bu uygulamanın, yalnızca düzgün yüzeye yerleşebilen flora göre daha etkili olduğu düşünülmektedir. Sekiz-on yaşlarından sonra, dental plağı uzaklaştırmak için diş ipi ve diş fırçası kullanımı yararlıdır. Karbonhidratlar sık tüketilmemelidir.” diye konuştu.
"YUTULAN FLORUN DİŞ ÇÜRÜKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ MİNİMALDİR"
50 yılı aşkın süredir reçetelerde yazılmasına rağmen FDA’nın hiçbir flor preparatınının güvenilir olduğunu onaylamadığına dikkat çeken Diş Hekimi Tuğba Uludağ, tekrarlayan diş çürüklerine karşı korumanın devamlı olarak düşük konsantrasyonda flor kullanımıyla gerçekleştiğini söyledi. Topikal florün başlangıç lezyonlarında kontrolü sağladığını vurgulayan Uludağ, florün zararlarını ise şöyle anlattı: “Florlu diş macunlarının kullanımının çürük prevalansını yüzde 25 azalttığı tespit edilmiştir. Florlü diş macunları en fazla ara yüzlerde ve düz yüzeylerde etkilidir. Dişin ilk çıktığı zamanlarda sürülmesi çok etkili olmaktadır. Flor atmıştan fazla enzimi inaktive eder. Flor immün sistemi deprese eder. Flor kanserojen özelliklere sahiptir. Flor toksisitesinde dişlerde siyah lekelenmeler (florozis), kemik ve diş bozuklukları olur. Flor kullanılması, kalıcı dişlerin çıkmasını geciktirmektedir. Flor immün sistemi inhibe ederek enfeksiyonlara karşı direnci düşürür. Flor nörotoksik bir elementtir. Yüksek dozda flor çocuklarda zeka geriliğine yol açmaktadır. Flor fare beyninin belirli alanlarında birikmekte, davranışları ve öğrenme kapasitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Flor çeşitli yollar ile (fagositoz, lökosit yapışkanlığı, mitojenik cevap vb) immün sistemi bozmaktadır.”
DİŞ SAĞLIĞININ KORUNMASI İÇİN ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER
Biberon kullanılmamasını tavsiye eden Diş Hekimi Tuğba Uludağ, şekerli ve rafine diğer gıdaların (bisküvi, ekmek, nişasta, hamur işleri) azaltılmasının önemli olduğuna işaret etti. İşlenmemiş ve mümkün olduğunca doğal gıdaların yenilmesinin teşvik edilmesi gerektiğini belirten Uludağ, dişlerin iyi gelişmesi için yarı-katı ve katı veya kemirilen gıdalara erken başlanmasının şart olduğunu söyledi. Diş fırçalama alışkanlığının erken yaşlardan itibaren verilmesini belirten Uludağ, “İlk yaşlarda kullanılan diş macunlarının flor içermemesi (çocuk yutabilir). Florun verilecekse sadece lokal olarak uygulanması. Flor tabletlerinin hiç kullanılmaması gerekir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz