Türkiye Şeker Sanayii İşçileri Sendikası (Şeker-İş) Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye’deki şeker fabrikalarının 2003 yılından bu yana Hazine'den yardım almadan kendi yağıyla kavrulduğunu belirterek, Türkiye’deki şeker fabrikalarının zarar ettiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu söyledi.
Şeker-İş Sendikası’nın öncülüğünde gerçekleştirilecek olan “Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz” konulu sempozyum, 4-5 Şubat tarihlerinde Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde yapılacak. Geçtiğimiz yıl ilki gerçekleştirilen ve büyük ses getiren sempozyumda şeker sektörüne ilişkin tüm yeni gelişmeler, konunun uzmanları eliyle bir kez daha masaya yatırılacak. Türkiye’nin 30 ilinden Pankobirlik, Sanayi ve Ticaret Odaları, Ziraat Odaları, Sulama ve Taşıma Birlikleri Başkanları ile hükümet ve muhalefet partisinin temsilcilerinin katılacağı sempozyumda şeker sektörünün geleceğine ilişkin yol haritası çıkarılacak.
Şeker-İş Sendikası’nın 50. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilecek sempozyum öncesi bugün gazetecilerle kahvaltılı basın toplantısında bir araya gelen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, şeker fabrikalarının satışının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından iptalinin ardından sektörde yaşanan son gelişmeleri ve yeni yol haritasını açıkladı. Rixos Oteli’nde gerçekleştirilen toplantıya çok sayıda gazetecinin yanı sıra Şeker-İş Sendikası Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı. Şeker-İş Sendikası’nın 50. yılının 3 Şubat’taki kutlamalarına herkesi davet eden Gök, 4-5 Şubat tarihinde “Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz” konulu sempozyum düzenleyeceklerini açıkladı. Şeker sektörünün Türkiye’deki probleminin özelleştirme olduğunu bildiklerini ve yaşadıklarını ifade eden Gök, şeker sektörünün yaşaması için ne gerekiyorsa sendika olarak gereken gayreti göstereceklerini kaydetti.
“ŞEKER SEKTÖRÜ TÜRKİYE’DE İNŞALLAH YAŞAMAYA DEVAM EDER”
Şeker sektörünün Türkiye’de yaşamaya devam edeceğini söyleyen Gök, “Dün şekerin özelleştirilmesini hukuki ve siyasi kararlarla 10 yıla yakın bir zamanda çeşitli vesilelerle erteledik. Bunu başardık. En son 10 fabrikamızla ilgili bir milyar dolara yakın bir satış gerçekleşmişti. Sayın Başbakanımız, Özelleştirme Yüksek Kurulu Başkanı olarak özeleştirmeleri imzalamayarak 1 milyar doları elinin tersiyle bir kenara itmiştir. Bunu Şeker-İş olarak şöyle yorumluyoruz; ‘Türk şeker sanayisinin özelleştirilmesinde bazı çekinceleri olduğunu, bunları tespit ettiklerini biliyoruz.’ Bunda da şeker işçisinin ve pancar üreticilerinin çok büyük emekleri olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
“ŞEKER SEKTÖRÜNÜN ÖZELLEŞTİRME İLE YOK OLMAYA DOĞRU GİTTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Dünyada şeker sektörünün stratejik bir ürün olarak görüldüğünü herkesin bildiğini ve Türkiye’de de stratejik bir ürün olarak algılanması için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiklerini belirten Gök, dünyaya bakıldığında Türkiye’deki şeker sektörünün özelleştirilmesindeki yapılan hatayı görmenin mümkün olacağını açıkladı. AB’de yüzde 70’lerin üzerine çıkan pancar üreticilerinin hakimiyetini, dünyanın en liberal ülkesi ABD’de bir tane şahsi şeker fabrikasının olmamasını, Türkiye’deki şeker fabrikalarının özelleştirmelerde yapılacak hatayı engellemek bakımından ellerinde bulunan bir veri olarak kabul ettiklerini söyleyen Gök, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şeker-İş Sendikası olarak Polonya ve Hollanda’da şeker sektöründe bir tespit yapmak için gezi düzenledik. Polonya’da 2001 yılında bir kanun çıkartılmış. Hollanda’ya bakıldığında yüzde yüzü pancar üreticilerinin hakim olduğu bir sektör. Türkiye’ye bakıldığında özelleştirmeyle yok olmaya doğru gittiğini görüyoruz. Burada şunun altını çizmek istiyorum; ‘pancar üreticisini endüstriyel ilişkinin içine sokmaz iseniz, pancardan şeker üretmenin mümkün olmadığını söylemek mümkün.’ Dünyadaki pancar üreticisine hakim olan gücün pancar üreticilerinin kendisi olduğunu görüyoruz. Fabrikalara hakim olan gücün pancar üreticilerinin bizzat kendisi olduğunu görüyoruz. Yapacağımız sempozyumda da bu konuyu işlemeye gayret edeceğiz. Dün özelleştirmeye uğraşıyorduk, bugün şeker sektörünün kurtuluşunun yol haritasını çizmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Düne kadar şeker işçisi şunu söylüyordu; ‘Pancar üreticisinin, şeker işçisinin ve kamunun içinde olduğu yeni bir yapılanla olsun’ şeker sektöründe diye söylüyordular. Bugün bunun altını doldurmaya gayret edeceğiz. Siyasetin bu konudaki söylemlerinin ne olduğunu görmek için gayret edeceğiz.”
“NİŞASTA BAZLI ŞEKERİN HALK SAĞLIĞINI TEHDİT ETTİĞİNİ GÜNDEME GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Pancardan şeker üreten ülkelere bakıldığında nişasta bazlı şeker üretiminin taban yaptığının görüldüğünü vurgulayan Gök, Polonya’nın nişasta bazlı şeker üretiminin yüzde 2, Hollanda’nın ise nişasta bazlı şeker üretiminin sıfır olduğunu söyledi. Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretiminin yüzde 10’lar seviyesinde devam ettiğini kaydeden Gök, “Bununla ilgili Şeker-İş Sendikası’nın hukuki mücadeleleri devam ediyor. Nişasta bazlı şekerin dünyada halk ve insan sağlığı açısından tartışıldığını görüyoruz. Türkiye’nin gündemine bunu getirmeye gayret ediyoruz. Pancar üreticimi açısından tehdit meydana getiriyor. Türkiye’de şuanda kendine yetecek kadar mısır üretimi olmadığını ve başka ülkelerden ithal etmek mecburiyetimizde olduğunu biliyoruz. Çünkü geriye doğru bakıldığında 1 milyon tonla 500 bin ton arasında ithalat yapıyoruz. Nişasta bazlı şeker üretimine devam edecek olursak başka ülkelerin çiftçilerini Türkiye olarak beslemiş olacağız. Onları teşvik etmiş olacağız. Pancar üretiminin katma değer bakımından bakıldığında dünyada ve Türkiye’de en büyük tarımsal alanda katma değer sağlayan, en büyük istihdam sağlayan bir sektör olduğunu söylemek mümkün diye düşünüyorum” dedi.
“TÜRKİYE’DE ŞEKER FABRİKALARININ KESİNLİKLE ZARAR ETMİYOR”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Gök, bir gazetecinin ‘Türkiye’de şeker fabrikaları zarar ediyor mu?” sorusuna, “Zaman zaman Türkiye’nin pahalı şeker tükettiği ile ilgili basına söylemlerde bulunan siyasilerimiz ve bazı kuruluşların temsilcileri oluyor. Türkiye’de şuanda şeker fabrikaları kesinlikle zarar etmiyor. Hatta şunu söylemek mümkün, 7 yıl içerisinde Türkiye’nin çiftçisini ve ihracatçısını Türk şeker fabrikaları 1 milyon TL destekledi. Zararı pahasına dünya borsa fiyatlarının iç piyasaya ihraç şartıyla şeker vermeye devam etti. Yani burada Türk şeker fabrikaları kendileri zarar etmesine rağmen 1 milyon TL, Türkiye’nin işçisini ve ihracatçısını desteklediğinin altını çizmek istiyorum. Türk şeker fabrikaları kesinlikle zarar etmiyor, birincisi budur. İkincisi ise şeker fabrikaları zarar ediyor diye söylemek Türkiye’deki şeker fabrikalarının yapısını bilmiyor manası çıkıyor ortaya. Çünkü Türkiye’deki şeker fabrikalarının yapısını bilmeyenin, Türkiye’de şeker sektörü hakkında bir şey söyleme haklarının olmadığını düşünüyorum. Türkiye’deki şeker fabrikaları sosyal amaçlı şeker fabrikalarıdır” diye konuştu.
2003 yılından bu yana şeker fabrikalarının Hazine’den yardım almadan kendi yağıyla kavrulduğunu ifade eden Gök, “Kendi yağıyla kavrulurken hem 1 milyon TL pancar üreticisini destekleyecek, Türkiye’deki pancar üretiminin garantisi olacak. Pancar üretimi bitmemişse Türkiye şeker fabrikalarının bu politikasından dolayı bitmemiştir. Pancar üretimi durmamıştır, üretim devam etmiştir. Çok akıllı bir politika izlendi diye düşünüyorum. Diğer taraftan çok fiyatlı şeker tüketiliyor deniyor, hepiniz internete girebiliyorsunuz ve okuma yazmanız var. Almayan ihtiyacının iki katı üretiyor. Diğer ülkeler de üretiyor. Perakende şeker üretiminin fiyatına bakın” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz