Ching Shih, Zheng Yi’nin teklifini kabul ettikten sonra filonun başında eşiyle beraber görev alıyordu. Eşiyle eşit haklara sahip olan Shih, elde edilen hazinelerin yarısına sahip olmaya başladı. İkilinin yönettiği filo kısa bir sürede büyüdü. İlk başlarda filoya ait 200 gemi bulunuyordu ancak bu sayı daha sonrasında 1800’e kadar ulaştı. Kırmızı Bayrak Filosu (Red Flag Fleet) kazandığı ilk başarı 1804 yılında yaşandı. Makao'da bulunan bir Portekiz ticaret limanını kuşatan filo, Portekiz gemilerinin karşılık vermesi sonucu küçük bir harbe girerek limanı ele geçirdi.
Kırmızı bayrağın kumandanı olan Yi, 1807 yılında Vietnam'da gerçekleşen bir savaşta yaşamını yitirdi ve bütün sorumluluk bir anda Shih’e kaldı. Yi’nin sağ kolu olan Chang Pao’dan yardım alarak yoluna devam eden Shih, komutan olarak dünya tarihine korku salan bir kişi haline geldi. Shih’in komutası altında 50-70 bin arasında değişen korsan bulunuyordu.
Shih katı bir yönetim tarzına sahipti. Saldırılardan elde edilen tüm ganimetlerin kayıt altında tutulmasını ve kayıt altındaki malzemelerin filoya dağıtılmasını istiyordu. Belirlediği kurallar hazineyi ele geçiren geminin gelirinin %20’sini alması yönündeydi ve eğer herhangi bir şeyin saklandığı ortaya çıkarsa hırsızlık yapanları Shih kırbaçlıyordu ya da kafalarını keserek cezalandırıyordu.
Tarihin en ünlü kadın korsanlardan biri haline gelmesinin en önemli nedeni ise gemilerde bulunan kadın mahkumlara yönelik olarak belirlediği kurallardı. Shih, tayfasının gemilerde bulunan kadın mahkumları eş olarak almasını kabul ediyordu. Çirkin kadınlar herhangi bir zarar görmeden serbest bırakılıyordu.
Ülkeyi ele geçirecek gücü elde eden Shih’in durdurulması gerektiği ön görülüyordu. Çing Hanedanı, savaştan çok daha mantıklı bir yöntemle korsanlara ülkeye dönmek için af çıkarttı. Shih diğer korsanlarla birlikte gemisinden indi ve yaşamına sivil bir kişi olarak devam etti. Bu süreçte Pao isimli bir adamla evlenerek bir kumarhane açan Shih, 1844 yılındaki ölümünde kadar burayı işletti.