HABER

Seks kölesi Ezidi kadınlar anlatıyor: Ölmek istedik

IŞİD'in elinde seks kölesi olarak kullandıkları 3 bin 500 Ezidi kadın olduğu tahmin ediliyor. BBC muhabiri Paul Wood, Irak'ın kuzeyindeki kamplarda IŞİD'in elinden kaçan Ezidi kadınlarla yaşadıklarını konuştu.

Seks kölesi Ezidi kadınlar anlatıyor: Ölmek istedik

Paul Wood

BBC, Irak'ın kuzeyi

Irak'taki Ezidiler, 3 bin 500 Ezidi kadının IŞİD'in (Irak Şam İslam Devleti) elinde olduğunu ve seks kölesi olarak kullanıldıklarını söylüyor. IŞİD'in elinden kaçanlar ise yürek burkan hikâyelerini aktarıyor.

Hannan, Ağustos'ta bir gün uyandığında ailesinin telaşla eşyalarını toparladığını gördü. Afallamıştı: Kendilerini İslam Devleti (IŞİD) diye tanımlayan cihatçıların bu kadar yaklaştığını fark etmemişti.

Şengal'de evinin dışındaki ana cadde tıklık tıklım doluydu. Hannan, başlarının üstünden mermiler geçerken 'koşan ve ağlayan' diğer Ezidilere ailesinin de katıldığını söylüyor.

Hannan yaşadıklarını anlatırken, gergin bir şekilde parmaklarıyla oynuyor, bir yandan da bulunduğumuz çadırın üstüne yağmur damlaları düşüyor.

'Hannan' onun gerçek adı değil. Konuştuğum eski tutsak Ezidi kadınların hiçbiri kimliklerinin açıklanmasını istemiyor. 18 yaşında, hemşire olmak istiyor.

Cihatçıların kamyonetleriyle Şengal yollarını kapattıklarını söylüyor. O da, kadınların erkeklerden ayrı tutulduğu kente geri gönderilmiş.

Gördüklerini şöyle anlatıyor:

"Uzun sakalları ve silahlarıyla 20 kişilerdi. 'Musul'a geliyorsun' dediler. Ben reddettim. Bize vurdular ve arabalarına sürüklediler."

Hannan diğer kadınlarla beraber spor merkezine gönderilmiş. Birkaç hafta sonra da bir düğün salonuna. Yaklaşık 200 kadın ve kızın toplandığı yer köle pazarıymış. IŞİD savaşçıları buraya geliyor ve içlerinden birilerini seçiyormuş.

'Ölmek istedik'

Hannan o salonda gördüklerini şu sözlerle anlatıyor:

"Yüzlerine bakmaya cesaret edemiyorduk. Çok korkuyorduk. Seks kölesi olarak kullanılan bir kız geri geldi ve her şeyi anlattı. Ondan sonra IŞİD hiç kimsenin geri dönmesine izin vermedi."

"Bizi korkutmak için ateş açıyorlardı. Kimi istedilerse zorla aldılar. Sürekli ağlıyorduk. Kendimizi öldürmek istedik ama bir yolunu bulamadık."

Hannan, genç bir kadının ise kendisinin öldüğünü söyledi:

"Bileklerini kesti. Ona yardım etmemize izin vermediler. Bizi bir odaya koyup kapıyı üstümüze kapattılar. O kız öldü. Bize 'Önemli değil, cesedini bir yere atarız' dediler."

Aralarında yabancı savaşçılar ve çok sayıda da yerli Sünni vardı. Hannan içlerinden birinin Şengal'de cep telefonu satan kişi olduğunu fark etmiş. Ezidilerin diniyle en çok alay eden de oymuş.

"'Ezidiler kâfirdir. Şimdi Müslümanlar gibi yaşayacaksınız' dediler. Birçok kızı cinsel ilişkiye girmek için aldılar. Bize, 'Bildiğini hayatı unutun' dediler."

Sık sık yerleri değiştirilmiş. Yer değiştirilirken bir kere Ezidi erkeklerini görmüşler. Cihatçılar bıyığı İslam karşıtı olarak gördükleri için hepsinin bıyıkları kesilmiş.

"Bizim erkeklerimiz ailelerini korumak için günde beş defa namaz kılardı" diyor Hannan, "IŞİD bize, 'Eğer İslam'a uygun davranmazsanız hepinizi öldüreceğiz' diyor."

Hannan, içlerindeki en genç kadınların ilk alınanlar olduğunu söylüyor. Genç kızlar IŞİD'in başkenti olarak gördüğü Rakka'ya gönderiliyormuş. Sonunda onun da zamanı gelmiş.

"Bize, 'Önce sizi ailelerinize götüreceğiz. Onları son defa göreceksiniz' dediler."

"Çok ağlıyorduk, el ele tutuşup ağlıyorduk. IŞİD savaşçılarına 'Bunu bize neden yapıyorsunuz?' diye sorduk, bizi sopalarla dövdüler."

30 TL'ye satıldılar

Ailelerinin yanı yerine, depo olarak kullanıldığını düşündükleri bir eve götürüldüler. Yedi genç kadını bir odaya kapattılar. Bazıları alınıp cinsel tacize maruz kaldıktan sonra geri gönderiliyordu. Dışarıda silahlı muhafızlar vardı. Çaresizdiler.

Fakat odada plastik bir pencere vardı. Bir gece o pencereyi zorlayarak açabildiler.

"Bir bir pencereden çıktık. Ben beşinciydim. Pencerenin dışında kuzenimi bekliyordum. Fakat bir ışığın yaklaştığını gördüm. Daha fazla bekleyemedim. Bir duvardan atladım. Koştuk, sürekli koştuk. Diğerlerine yardım edemedik."

Bir diğer çadırda, Rakka'ya götürülen 'Hama' ile görüştüm. O kaçmamış, ailesi 3 bin dolar fidye ödeyince serbest kalmış.

30 yaşındaki Hama, köle olarak satıldığı o gün yaşadığı utancı ve şoku hatırlıyor, ne kadar acı çektiğini de.

"Bizi satılığa çıkardılar. Savaşçılar bizi satın almaya grupça geliyorlardı. Doğru düzgün uyuyamıyorduk çünkü her saat başı yeni bir grup geliyordu" diyor Hama neredeyse fısıldayan bir sesle.

"Bazen, dövülen ve yaralanan kızları geri getiriyorlardı. İyileştiklerinde yeniden satılıyorlardı. Sonunda tüm genç kızları aldılar. Geriye yaşı daha ileri kadınlar kaldı. En son da onlar satıldı."

"Ne kadar ağlayıp yalvardıysak da bir şey fark etmedi. Parayı IŞİD'den bir şeyh aldı. Çok değildi. Bir IŞİD'çi bize 15 bin Irak dinarı (13 dolar, yaklaşık 30 TL) gösterdi ve 'Sizin ücretiniz bu' dedi."

Hama ve kuzeni bir Batı ülkesine ait pasaport taşıyan bir cihatçı tarafından satın alınmış.

Evinde beş Ezidi kadın daha varmış. Evliymiş ve karısı da aynı evde yaşıyormuş. Yine de Ezidi kadınlardan ikisiyle daha zorla evlenip diğerlerini de Hama gibi köle olarak kullanmış.

Hama, karısının da durumdan memnun olmadığını söyledi fakat onun da elinden bir şey gelmiyormuş. Cihatçının başka sorunları da varmış.

'Köleler nasıl kullanılır' broşürü

Hama tanık olduğu bir durumu şöyle anlatıyor:

"Komşusu olan bir şeyh gelip ona 'Bütün bu kızları evinde tutamazsın. (IŞİD lideri Ebubekir) Bağdadi'nin emirlerine göre her evde yalnızca bir tane bulunabilir' dedi."

Görünüşe göre, IŞİD kadınların nasıl köle olarak kullanılabileceğine dair talimatlar da veriyor.

IŞİD'in kendi tanımlarıyla 'Araştırma ve Fetva Birimi' duruma ilişkin "Esir ve Köle almakla ilgili Sorular ve Yanıtlar" başlıklı bir broşür de hazırlamış.

Musul'da bir Cuma hutbesinden sonra cihatçı internet sitelerine ve forumlarına koyulduğu anlaşılan belge sahici gibi görünüyor.

Belgede, Hristiyan, Yahudi ve Ezidi kadınların köle olarak alınabileceği söyleniyor. Buna göre, kadınlar satılabilir, satın alınabilir, hediye edilebilir ve savaşçının ölmesi durumunda bir mülk gibi 'ıskartaya çıkarılabilir.'

Broşürdeki soru ve cevaplar şöyle:

Soru: Kadın tutsağa sahip olduktan hemen sonra cinsel ilişkiye girilebilir mi? Cevap: Bakireyle, sahibi onu aldıktan hemen sonra cinsel ilişkiye girebilir. Ama eğer bakire değilse, önce hamile olmadığından emin olmanız lazım.

Soru: Henüz ergenliğe adım atmamış olan bir köle kızla cinsel ilişkiye girilebilir mi? Cevap: Henüz ergen olmayan köle kızla, yeterince gelişmişse cinsel ilişkiye girebilirsiniz. Eğer gelişmemişse cinsel birleşme olmadan da zevkini çıkarabilirsiniz.

Ayetler, hadisler veya Muhammed Peygamber'in kabul ettikleri araştırılarak hazırlanmış gibi görünse de, İslam değerlerine aykırı, iç karartıcı ve ahlaki açıdan sorunlu bir belge.

Bir teoriye göre broşür, IŞİD savaşçılarının daha tuhaf davranışlarına engel olunması için hazırlanmış.

Örneğin belgede, bir savaşçının karısının kölesiyle yatamayacağı veya başka bir adamın kölesiyle de yatamayacağı ve bir adamın iki kız kardeş köleye sahip olabileceği fakat aynı anda ikisiyle de yatamayacağı belirtiliyor.

Köle pazarına çıkan IŞİD'çiler

IŞİD savaşçıları arasındaki hava, köle pazarında sıralarını bekleyen genç erkeklerin görüldüğü bir videoda açığa çıkıyor.

Broşür gibi internette paylaşılan video da sahici görünüyor.

Videodaki sakallı gençlerin üzerinde cephanelikleri taşıdıkları yelekleri, kısa dişdaşa (kandura) elbiseleri var. Mutlu ve heyecanlı görünüyorlar.

Aralarında şöyle konuşmalar geçiyor:

"Bugün köle pazarı var… İnşallah."

"Herkes payına düşeni alacak."

"Nerede benim Ezidi kadınım?"

"Köleni satabiliyorsun veya onu hediye edebiliyorsun… Payına düşenle ne istersen yapabiliyorsun."

"Kardeşlerim kim satmak isterse, ben alırım."

"Ben üç banknot ödeyeceğim."

"Ben onu bir silah karşılığında satın alacağım."

"Mavi gözlü olanlar daha pahalı."

"Dişlerini kontrol et."

"Bir kişi iki tane köle kız alabilir mi? Öyle olur mu?"

"Ebu Fahd, senin Ezidi kadın ölmüş!" (Ardından da gülüşmeler geliyor.)

Din değiştirenler evlendiriliyor

Kuzey Irak'ta yaptığımız röportajlardan elde ettiğimiz bilgilere göre, eğer Ezidi bir kadın din değiştirirse zorla evlendiriliyor. Eğer din değiştirmezlerse 'birkaç savaşçı arasında elden ele dolaştırılıyor.'

20 yaşındaki Canar, "11 yaşında bir kız vardı. Onu çok dövüyorlardı. Önce onu bir savaşçıya verdiler, sonra Musul'dan başka birine verdiler. Kızın sonra Musul'da kendini öldürdüğünü duyduk."

Canat, çadırın içindeki sünger minderin üzerinde bacak bacak üstüne atmış oturuyor. Yanında da 14 yaşındaki kız kardeşi var.

Diğer akrabaları endişeli bir şekilde izliyor… "Ailemizden, üçü kız dokuz kişi hala orada" diyor ağabeyi.

Canar küçük kız kardeşini en büyük zulümden nasıl kurtardığını anlatırken herkes sessiz sessiz onu dinliyor.

"Musul'dayken çoğu kez bizi ayırmaya çalıştılar" diyor Canar, "Her zaman karşı çıktık."

Hannan gibi hemşire olmak istediğini söyleyen Canar IŞİD'çilerden birini tanıdığını söylüyor:

"Bizi satın almaya gelen adamı tanıdık. (IŞİD Ağustos'ta ilerlemeden önce) ufak tefek işler yapan bir adamdı. Sık sık bizim eve gelirdi. Şimdi ise bir emir."

"Bizi bir arada tutmasını istedik, o da kabul etti. Diğerleri kadar olmasa da çok kötü biriydi. Hepsini paramparça kesebilmeyi çok isterdim."

Beni kadınlarla tanıştıran Ezidi aktivist Hider Domle, IŞİD'in Ezidi kültürünü, dinini ve kökünü bilerek kazımaya çalıştığını söylüyor.

Domle, "Başından beri planlanan buydu" diyor, "Onların stratejisi bu."

"Yapılan şey hep aynıydı" diye devam ediyor. Kadınlar büyük salonlarda toplanıyor ve savaşın olduğu farklı bölgelere dağıtılıyor.

Önce yabancı savaşçılar seçiyor

Kadınları önce yabancı savaşçılar seçiyor, daha sonra da IŞİD'in yerli liderleri.

"Bu yerli Sünniler en kötüsü. Barbarlar. İki, üç, dört, beş kadın alıyorlar" diyor Domle. "Dünya bizim kadınlarımızı, kızlarımızı unuttu. Onların serbest kalması için uluslararası askeri operasyon nerede?"

Kadın ve kızların alındığını ilk duyduğum Ağustos ayında Şengal Dağı'ndaydım. Söylenenlere inanıp inanmayacağımı bilemiyordum. Propaganda ve histeri gibi geliyordu. Ama o zamandan bu yana kanıtlar birikti.

Salı günü yayımlanacak olan Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda onlarca kadının yürek burkan ifadeleri var.

Nadir de olsa insanlığa dair ufak belirtiler de oluyor. Bir savaşçının karısı esir alınan bir Ezidi'ye 'annelik yapmış', bir cihatçı 13 yaşındaki kız ve ondan daha küçük kız kardeşini satın aldığı için pişmanlık duyup kızları serbest bırakmış. Fakat bunlar çok nadir karşılaşılan istisnalar.

IŞİD ise yaptıklarını gizlemeye çalışmıyor. Broşür de video da IŞİD'in resmi paylaşımları arasında.

Dakib yaşananları şöyle anlatıyor:

"Ezidi kadınlar ve çocuklar ele geçirildikten sonra Şeriat kanunları uyarınca Şengal'deki operasyonlara katılan IŞİD savaşçıları arasında bölündü."

"Şeytan iradesiz ve yüreksiz olanların içine şüphe tohumları ekmeden önce, kafirleri köle olmanın, kadınlarını da cariye olarak almanın Şeriat'a uygun görüldüğünü unutma."

BBC'nin Eylül ayında yaptığı bir araştırmada, IŞİD'in özellikle Ezidi toplumundan seks kölesi olarak aldığı kadınların ve kızların sayısı önceki tahminlerin çok üzerinde çıkmıştı.

Yaklaşık 3 bin 500 kadının ve kızın tutsak olduğunu söylemek doğru bir tahmin olur. Ezidilerin oluşturduğu bir komitede kayıp olanların hepsinin ismi var. Geri dönenlerden bazıları hamile.

Ezidiler muhafazakâr bir toplum. Yok edilme girişimiyle karşı karşıya kaldılar. Toplu katliam ve din değiştirmeye zorlandıkları haberlerinden sonra bile Ezidi kadınların başına gelenler en travmatik olaylar olarak görülüyor.

Şimdiye kadar kaçabilen Ezidi kadınların sayısı yaklaşık 400. Hala Irak'ın kuzeyindeki kamplara kaçabilen, 21'inci yüzyıl köleliğinin mağdurları, ürkek, bitkin kadınlar olabiliyor.

Kamplardakiler sessiz, buz kesilmiş gibi. Kurtarılmaları için çok fazla şansları olmadığın bilseler de artlarında bıraktıklarını bekliyorlar.

En Çok Aranan Haberler