HABER

Seksin tehlikeli yanları!

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar çağımızın önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Günümüzde özellikle gençlerde birden fazla cinsel partnerin bulunması ve korunmasız cinsel ilişki yaşanmasına oldukça sık rastlanıyor. Orta ve ileri yaştaki kişiler de cinsel yolla bulaşan hastalıkları gençlik dönemine özgü sayıyor ve korunmalı cinsel ilişkiye gereken önemi vermiyor. Oysa cinsel yolla bulaşan hastalıklar birden çok cinsel partneri bulunan genç jenerasyonda fazla olsa da çok daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bu kadar önemli olmasının sebebi bu hastalıkların sadece genital bölgelerle sınırlı kalmaması, kısırlık, dış gebelik, kanser veya düşük gibi başka sağlık problemlerine de yol açması hatta anneden bebeklere de geçiş göstermesidir. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak, şikayetler ortaya çıktığında acilen tedavi olmak çok önemlidir. Peki cinsel yolla bulaşan hastalığınız olduğunu nasıl anlarsınız ve hangi adımları izleyerek tedavi planına ulaşırsınız?

BİRİNCİ SEBEP KORUNMASIZ CİNSEL İLİŞKİ

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli nedeni korunmasız cinsel ilişkidir. Korunmanın buradaki anlamı doğum kontrol yöntemleri değildir. Basitçe prezervatif kullanarak cinsel ilişkiye girilmesidir. Öncelikle şunu belirtelim: Ne kadar çok cinsel partneriniz olursa o kadar fazla risk altındasınız. Ayrıca tek partneriniz bile olsa bazı enfeksiyonlar vücutta belirti vermeden uzun süre kaldığından bu enfeksiyonlara yakalanabilirsiniz. Korunmasız cinsel ilişki dışında cinsel yolla bulaşan hastalıkları kapabileceğiniz yollar da var. Kan veya kan ürünleriyle temas ve nakiller yoluyla da bu hastalıklar bulaşabilir. Ayrıca tedavisi yapılmamış cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olan hamile kadınların, doğum öncesi veya hemen doğum sonrası dönemde, bebekleri de risk altındadır. HIV enfeksiyonu, hepatit B, sifiliz (frengi), gonore (bel soğukluğu), herpes ve klamidyoz adı verilen hastalıklar gebelik süresince veya doğum sırasında anneden bebeğine bulaşabilir.

EN SIK GÖRÜLEN CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR

Bugün için 40′dan fazla cinsel yolla bulaşan hastalık bilinmektedir. En sık rastlanılanları:
• HIV enfeksiyonu (AIDS )
• Hepatit B
• Bel soğukluğu (Gonore)
• Frengi (Sifiliz)
• Klamidya
• Kandidiyazis
• Trikomoniyazis
• Yumuşak şankır
• Granuloma inguinale
• Genital herpes
• Lenfogranuloma venerium

GENEL BELİRTİLER NELERDİR?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda belirtiler ortaya çıkması için bir kuluçka süresi gerekir. Bu süre hastalıktan hastalığa farklılık gösterir. Bazı hastalıklarda hiçbir belirti de çıkmayabilir. Bu durum özellikle tehlikelidir. Çünkü hastalığı olduğunu fark etmeyen kişi korunmasız cinsel ilişki yaşayarak hastalığını diğer partnerlerine de bulaştırabilir.

• İdrar yaparken yanma, acıma, sık sık idrara gitme
• Peniste, vajinada, makatta veya ağızda yaralar, siğiller ve içi su dolu kabarcıklar oluşması
• Penis, vajina veya makattan akıntı olması.( Bu akıntı su gibi, süt gibi, beyaz, sarımtırak veya yeşil olabilir ve kokusu normal vajina akıntısından farklıdır.)
• Kasık kıllarında, makatta veya vajina etrafında kalıntı
• Kasıklarda şişkinlikler ve bezeler
• Yumurtalıkların birinde veya her ikisinde ağrı
• Karnın alt bölümünde ağrı
• Cinsel ilişkiden sonra kanama

Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda bu belirtilerden biri ya da birkaçı beraberce görülebilir, ancak bunlar başka hastalılara da bağlı olabilirler. Tanı konması ve tedavi için cinsel yolla bulaşan bir hastalıktan şüphelendiğinizi söyleyerek doktora gitmelisiniz.

ÖNLEMEDE İSTİKRAR TEDAVİDE ACİLİYET

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için yapabileceğiniz en doğru önleme stratejisi güvenli seksi tercih etmektir. Cinsel partnerinizi tanımanız, nasıl korunacağınıza karar vermeniz, şikayetiniz olduğunda tedavi olana kadar birliktelikten kaçınmanız önemlidir. Özellikle prezervatif kullanımı konusunda daha çok bilgi sahibi olmaya çalışmalısınız. Burada en önemli noktalardan biri cinsel yolla bulaşan hastalığınız olduğundan şüphelendiğinizde hemen doktora başvurmanızdır. Doktorunuz cinsel yolla bulaşan bir hastalığınız olup olmadığını anlamak için sizi muayene edecek, penis veya vajina akıntılarından örnekler alacak, özel laboratuar testleriyle tanınızı kesinleştirecektir. Bir diğer önemli nokta da mutlaka eşinizle birlikte muayene ve tedavi olmanızdır. Cinsel ilişkide bulunan herkeste cinsel yolla bulaşan hastalıklar görülebilir. Bu hastalıklar, cinsel eşlerden sadece birinin sağlık sorunu değildir. Cinsel yolla bulaşan bir hastalığınız varsa bunu eşinize bulaştırmanız an meselesidir. Siz ve eşiniz birbirinize sadık olsanız bile bu tür bir enfeksiyonla karşılaşabilirsiniz çünkü bazı enfeksiyonlar vücutta belirti vermeden kalabilirler. Ancak ne kadar çok cinsel eşiniz olursa o kadar fazla enfeksiyon alma riskiniz olur. Aşağıda cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bazıları ile ilgili kısa bilgiler bulacaksınız. Bu bilgiler bu hastalıkların nasıl sadece cinsel organlarınızı değil tüm vücudunuzu etkileyebileceğini daha kolay anlamanızı sağlayacaktır. Eğer siz de bu şikayetlerden yakınıyorsanız vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmayı ve hemen tedaviye başlamayı düşünmelisiniz.

KLAMİDYA KISIRLIĞA YOL AÇABİLİR

Klamidya genital bölgenizi etkileyen ve cinsel ilişki ile geçen bakteriyel bir enfeksiyondur. Klamidya enfeksiyonu başladıktan bir süre sonra bazı kişilerde hafif bir ağrı ve akıntı oluşabilir. İdrar yaparken yanma, penis veya vajinadan akıntı hastalığın genel belirtileridir. Kadınlarda alt karın bölgesinde ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı, âdet haricinde kanama da görülebilir. Ancak ne yazık ki Klamidya enfeksiyonu çoğu kişide belirti vermez. Bu hastalık tedavi edilmediği takdirde ise ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bunlar arasında HIV dahil diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara yatkınlık, kadınlar tüp ve diğer genital organlarda kısırlığa kadar giden komplikasyonlar, kronik ağrı ve erkeklerde prostat enfeksiyonları sayılabilir. Klamidya enfeksiyonunuz olup olmadığını anlamanın tek yolu test yaptırmaktır. Klamidya çok yaygın olduğundan ve genelde belirtileri geç fark edildiğinden kendinizi sağlıklı hissetseniz bile test yaptırmanız faydalıdır. Test idrarda, penis veya vajinadan alınan salgı örneğinde uygulanabilir. Daha sonra doktorunuzun tavsiyesi doğrultusunda tedaviniz yapılır.

GENİTAL HERPES UÇUK YAPAR

Genital Herpes hem kadında hem de erkekte çok sık görülen ve aşırı bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalıkta Herpes Simplex virüsü genital bölgede uçuklar oluşturur. Uçuklar vajina ve penis çevresinde, anüs civarında, bacaklarda küçük sivilce veya kabarcıklar şeklinde görülür. Bu cilt lezyonları ülserleşebilir, kabuklanıp, yenileri oluşabilir. Ülserleşen yaralardan akıntı veya kan gelebilir. Kaşıntı, karıncalanma hissi ve kasık, bel, bacak ağrıları bu lezyonlara eşlik edebilir. Ateş, baş ve kas ağrıları da yakınmalar arasındadır. Sorun bununla da bitmez. Bazı kişilerde bu yaralar iyileştikten haftalar hatta yıllar sonra herpes virüsü tekrarlar. Stres, regl dönemleri, zayıf bir bağışıklık sistemi, sistemik hastalık, cerrahi işlemler ve aşırı yorgunluk durumlarında herpes virüsü tekrar uçuk yapabilir. Bir başka sorun da genital uçuğu olan bir anne doğum sırasında bu problemi bebeğe de bulaştırabilmesidir. Uçuğu tamamen iyileştirecek bir tedavi yoktur ancak bazı ilaçlarla uçuk kontrol altına alınabilir.

GENİTAL SİĞİLLER KANSER NEDENİDİR

Genital siğiller en sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasındadır. Küçük, cilt rengi veya hafif grimsi şişlikler şeklinde olabileceği gibi birkaç siğil birleştiğinde daha büyük lezyonlar halinde de görülebilir. Ancak çoğu kişide bu siğiller fark edilmeyecek kadar küçük olurlar. Siğiller kadınlarda vajina, anüs ve rahimde, erkeklerde ise peniste, penis ucunda ve testisleri içeren skrotum bölgesinde oluşabilir. Şikayetlere genital bölgede kaşıntı ve rahatsızlık hissi eşlik eder. Genital siğillerle ilgili bilmeniz gereken nokta bu hastalığın rahim ve serviks kanserine yol açan Human Papilloma Virüs tarafından meydana gelmesidir. Ayrıca erkeklerde de penis kanserine yol açabileceği ile ilgili bazı yayınlar bulunmaktadır. Genital siğillerin tanısı muayene ve doku örnekleri ile konur. Tedavide siğil üzerine sürülecek ilaçlar veya cerrahi tedavi (dondurarak, yakarak, lazer uygulayarak veya cerrahi olarak çıkarılarak) önerilebilir. Cinsel partnerinizin de muayene olması ve siğil varlığında tedavi edilmesi gerekebilir. Genital siğilden yakınan kadınların, kanser açısından altı ayda bir vajinal PAP smear testi yaptırması önerilmektedir.

GONORE VEYA DAHA BİLİNEN ADIYLA BELSOĞUKLUĞU

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında Gonore bulaşıcılık riski oldukça yüksek ve Neisseria gonorrhoeae isimli bir bakteri sonucu meydana gelir. Bu hastalık sadece cinsel yolla da bulaşmaz. Doğum sırasında anneden çocuğa da geçebilir. Penis veya vajinadan yoğun kıvamlı, bulanık veya kanlı bir akıntı ile idrar yaparken yanma sık görülen belirtileri arasındadır. Bunların yanında cinsel ilişki sırasında ağrı ve sık idrara çıkma da yapabilir. Ancak cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğunda olduğu gibi burada da belirtiler çok hafif veya geç ortaya çıkabilir. Gonore hastalığında tedavi çok önemlidir. Bunun nedeni tedavi edilmeyen gonore vakalarında enfeksiyonun kadınlarda rahim, tüpler ve yumurtalıklar, erkeklerde ise testis ve prostata yayılabilmesidir. Kadınlarda tüplerdeki bu enfeksiyon yapışıklık, kısırlık ve dış gebeliğe yol açabilir. Bazen de gonore kana yayılır ve eklem iltihaplanmasına kadar giden süreçler başlar. Bu nedenle doktorunuza vakit kaybetmeden başvurmanız çok önemlidir. Hekiminiz akıntınızdan örnekler alacak ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar için de testler uygulayacaktır. Tanınız konduğunda ise doktorunuz uygun bir antibiyotik tedavisine başlayacaktır. Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bu bakterinin antibiyotiklere oldukça dirençli olduğu ve tedavide en ufak bir aksaklığın iyileşme sürecini uzatacağıdır.

SİFİLİS TÜM VÜCUDA YAYILABİLİR

Eskisinden çok daha az oranda görülse de cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında sifilise de değinmeden geçemeyiz. Sifilis cinsel bölgelerinizi cilt, mukus tabakalarını etkileyen ancak tüm vücuda yayılma olasılığı da olan bir hastalıktır. Sifilis aslında dört aşamalı bir hastalık yaratır. Hastalığın ilk aşamasında cinsel ilişkiden 10 gün ile 3 ay sonra cinsel bölgede, anüs çevresinde, dil veya dudaklarda yani enfeksiyonun geçtiği yerde şankır denilen küçük ve ağrısız yaralar ortaya çıkar. Buna kasık bölgelerinde lenf büyümesi de eşlik edebilir. Eğer hastalık bu aşamada tedavi edilmezse o zaman ikinci aşama başlar. İkinci aşamada şankırların ortaya çıkmasında 2-10 hafta sonra vücudunuzun her hangi bir yerine kırmızı bazen kahverengiye dönen bir döküntü meydana gelir. Buna ateş, yorgunluk ve ağrı eşlik edebilir. Bu belirtiler birkaç hafta içinde kaybolabileceği gibi bir yıl kadar bir süre ara ara tekrarlayabilir. Hastalığın üçüncü evresinde hiçbir belirti yoktur. Bazı kişilerin bu dönemde iyileştiği biliniyor ancak çoğu zaman hastalık dördüncü evreye geçer. Tedavi edilmeyen sifilis hastalığı dördüncü evrede inme, beyin ve beyni saran menings dokularının iltihabı, kas kordinasyonunda bozukluk, felç, sağırlık, görme problemleri hatta hafıza kayıplarına yol açar. Kalp- damar komplikasyonları da oldukça sık görülür. Bunlar arasında özellikle aort damarında anevrizmalar ve kalp kapakçıklarında problemler vardır. Ayrıca sifilis anneden bebeğe geçtiğinde bebekte kemik ve kas sorunları, görme ve duyma problemleri ve diş yapısında anormallikler oluşabilir. Sifilis tanısı muayene, doku örnekleri ve kan testleriyle konur. Sifilisin tedavisi de ana olarak antibiyotik tedavisidir. Burada önemli olan nokta belirtileri mümkün olduğunca erken fark etmek ve hastalık evre atlamadan tedaviye başlamaktır.

HIV ÜLKEMİZDE DE SIKLAŞTI

HIV; AIDS adı verilen ve hayatı tehdit eden kronik bir hastalığına yol açan bir virüstür. Bu virus bağışıklık sisteminize zarar vererek vücudunuzu diğer virus, bakteri ve mantarlara karşı savunmasız bırakır. HIV ayrıca sizi bazı kanser tiplerine ve pnömoni veya menenjit gibi hastalıklara karşı da yatkın hale getirir. HIV cinsel yolla bulaşsa da kan yoluyla ya da anneden çocuğa geçiş şeklinde de yayılabilir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte HIV vücudunuza ilk girdikten 2-4 hafta sonra ateş, baş ağrıları, boğaz yanması gibi gribal belirtiler oluşur. Bazı kişilerde bu belirtilerin oluşmaması virüsü bulaştırmayacakları anlamına da gelmez. Bu süreçten sonra 8-9 sene hiçbir belirti ortaya çıkmayabilir. Ancak daha sonra lenf bezleriniz şişmeye, kilo kaybetmeye, ateş, ishal, nefes darlığı gibi şikayetler geliştirmeye başlarsınız. Enfeksiyonu aldıktan yaklaşık 10 yıl sonra da çok daha ciddi belirtiler ve fırsatçı enfeksiyonlar kendini gösterir. HIV ile ilgili en büyük sorun pek çok kişinin test yaptırmaya korkmasıdır. Ancak son yıllarda ülkemizde de HIV ve AIDS vakaları oldukça sıklaşmaya başladı ve test yaptırmak daha da önem kazandı. HIV'de uygulanan çeşitli tedaviler ile hayat kalitesi daha yüksek bir hayat sürmeniz de mümkün. Ancak daha da önemlisi HIV pozitif olduğunuzu bilerek korunmalı cinsel ilişkiye yönelmeniz ve hastalığınız yayılmasını önlemenizdir.

Prof. Dr. Halim Hattat
Hattat Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı
Cerrahpaşa Tıp Fak. Androloji Bilim Dalı Başkanı
hhattat@hattathospital.com

En Çok Aranan Haberler