(Özel haber) Kütahya'da, Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapılan minarelerin günümüzdeki minarelerden daha sağlam ve estetik olduğu bildirildi.Vakıf eserleri konusunda yayınlanmış eserleri bulunan Mehmet Çayırdağ, birçok cami minaresinin, geleneksel mimari tekniğinden vazgeçilmesi ve kullanılan yapı malzemesinin iyi seçilmemesi nedeniyle fırtına ve depremlerde kolayca yıkıldığını, Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan çok sayıda minarenin ise sapasağlam ayakta kalmayı başardığını söyledi.Çayırdağ, eski minarelerin, ait oldukları camilerden bile daha sağlam yapıda olduğunu belirterek, "Selçuklu eserlerinin sıkça bulunduğu Kütahya'da bazı eski camilerin minareleri hala dimdik ayaktadır. Eski camilerin minarelerinin yapımında genellikle kesme taş veya tuğla kullanılmıştır. Camiler yapılırken minarelerin boyutları da estetiği bozmayacak ölçülerde tasarlanmıştır" dedi.Mehmet Çayırdağ, Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapılan minarelerde, taşların birbirlerine 'kenet' adı verilen köprülü kilit sistemiyle bağlandığını ve yapımlarında Horasan harcı kullanıldığını da belirterek şunları söyledi: "Eski minare ustaları, kullandıkları kesme taşların uçlarını (ken) adı verilen dairesel şekilde oyup, içerisine kurşun akıtıp (U) şeklindeki bir demirle bağlantı yapmışlar. Minarelerdeki taşlar bu şekilde sıkıca birbirine bağlanmış. Bir minare için en az 2 ton kurşun, bağlantılar için de yarım tona yakın demir kullanılmış. Bağlantı demirleri demirciler tarafından örslerde özel olarak dövülerek hazırlanmış. Taşların dolgusunda kullanılan Horasan harcı da yapının sağlam olmasını sağlamış. Horasan harcı yapmakta kullanılan kireç ise eritilip süzüldükten sonra mayalanıp sağlamlaşması için 10 ile 15 yıl toprak altında bekletildikten sonra kullanılmış. Günümüzde minareler daha çok kesme taş ve çimento harcı kullanılarak yapılıyor. Birçok usta taşları birbirine demirle bağlamadığı için de hızı saatte 100 kilometreyi geçen bir fırtınada çok sayıda minare yıkılıyor."Minare ustalarından Ömer Çaycı ise, günümüzde yapılan minarelerin birçoğunda, taşların artık el işçiliği yerine elmas testereler kullanılarak kesilip hazırlandığını, harç yüzeyi pürüzsüz olan bu tür taşların da kullanılan harçla çok iyi birleşme sağlamadığını kaydetti. Çaycı, "Minare taşlarının birbirlerine mutlaka köprü demir kullanılarak bağlanmaları gerekir. Makinede işlenen taşların harçla temas eden alt ve üst yüzeylerine, harcı bırakmaması için kanal açılmalıdır. Bunlar yapılmazsa minareler yıkılacaktır" diye konuştu.Çaycı, eski minarelerin alt kısmından itibaren yarıdan fazla bölümünün çift sıra taşla örüldüğünü, günümüzde ise minarelerin büyük bölümünün tek sıra taş kullanılarak yapıldığını, duvar kalınlığı ince olan minarelerin daha dayanıksız olduklarını da sözlerine ekledi. (EFE)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz