HABER

Selülite karşı 'mezoterapi'

Türk kadınlarının neredeyse yüzde 80'inin sorunu olan selülit, kalçalarda, bacaklar, karın, hatta kollar ve dizlerde oluşabiliyor. Avrupalı doktorlar, selüliti daha ciddi yaklaşımla, tedavi edilmesi gereken tıbbi bir problem olarak görüyorlar. Tedavi yöntemleri ise 'Mezoterapi'.

Selülite karşı 'mezoterapi'

Uzmanların belirttiğine göre, deri üzerinde biriken fazla miktarda toksin, yağ hücrelerine tuzak hazırlayarak bu hücrelerin şişmesine ve kan dolaşımının zayıflamasına sebep oluyor. Kan damarları hücreleri beslerken, lenf sisteminde vücuttaki fazla sıvı ve artık maddelerin atılmasını sağlıyor. Bu her iki sistemin zayıf çalışması halindeyse selülitler artarak ciltte sağlıksız görünüme yol açıyor.

Selülitin oluşmasının sebebi olarak östrojen hormonu gösteriliyor. Östrojen hormonu da kadınlara has bir hormon olduğu için selüliti 'kadın hastalığı' diye nitelemek yanlış değil. Östrojen, vücutta yağ ve şekerin depolanmasını sağlayan insülini artırıyor. Özellikle buluğ çağı, hamilelik ve doğum kontrol haplarının kullanıldığı dönemlerde, bu hormon en üst seviyeye ulaşıyor. Kadın vücudunda kalça, karın, alt ve üst bacak bölgeleri yağ depolamaya uygun yapıda olduğu için, selülit, deri altındaki yağ hücreleri gereğinden fazla yağ depoladıkları zaman oluşuyor. Şişen hücreler dışarı doğru çıkıntılar oluşturuyor ve sonuçta deri girintili çıkıntılı bir hal alıyor.

Avrupalı doktorların, selülitin tedavisinde kullandıkları yöntem ise 'Mezoterapi'. "Orta Deri Tedavisi" anlamına gelen bu yöntemde, deri altına belirli açılardan iğneler batırıldıktan sonra, sinir uçları harekete geçiyor ve damar açıcı bir reaksiyon meydana geliyor.

Mezoterapi, sadece selülit tedavisinde değil, akne, saç dökülmesi, bel ağrısından migrene kadar pek çok rahatsızlığa karşı uygulanıyor. İlk kez 1952 yılında Fransa da uygulanan mezoterapi, 1972'de uluslararası bir yöntem haline gelmiş. Mezoterapi halen İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Belçika, İsveç, Danimarka ve Japonya'da çok yaygın.

NASIL UYGULANIYOR?

Önce ekografi (ultrason) ile selülitli bölgenin kalınlığı, mezoterapist doktorun çalışacağı derinlik ve o bölgeye giriş açıları tespit ediliyor. Sadece bir kez kullanılıp atılan, 4 milimetrelik özel steril iğnelerle, etkin ilaçlar cildin derm tabakasına birer santim arayla batırılıyor. Bu ilaçlar, kılcal damar dolaşım yoluyla selülitli bölgeye direkt etki ediyorlar. Böylece dokulardaki ödemi çözer, bozulmuş olan lenf ve kan dolaşımını düzeltiyorlar. Bozulmuş yağ hücreleri ile dolaşım arasındaki ilişki tekrar kuruluyor ve yağ hücrelerine depolanmış yağ yeniden çalışmaya başlıyor, şeker ve yağ asitlerine ayrılarak kullanılabilir hale geliyor. Mezoterapi süresince kişinin yapacağı düşük kalorili bir rejimle bu yağlar, vücut tarafından enerji olarak tüketiliyor. Tedavi sonunda, uzman doktor tarafından hastanın bitim ekografisi alınıyor. Böylece selülitin mezoterapi ile tedavisi ispatlanmış oluyor.

Süre, ekografi ile belirlenecek selülit miktarına, yerleşim bölgelerine ve selülit tipine bağlı. Genelde iki seans olmak üzere 15 günde 2 beden incelme kaydediliyor. Tedavi süresi 15 - 30 gün arasında değişiyor. Seanslar ilerledikçe o bölgedeki fazla santimler hızla azalıyor, sarkma olmadan kişi normalde sahip olması gereken vücut ölçülerine kavuşuyor.

Uzmanlar, aynı bölgelerde selülit oluşmaz diye bir şey olmadığını vurgulayarak, "Kişi beslenmesine dikkat etmezse, tedaviden sonra eski yeme alışkanlıklarına dönerse, egzersiz yapmayı ihmal ederse selülitler yeniden oluşur, ancak bunlar yüzeysel yağ olarak vücuda eşit olarak dağılır" diyorlar.

Kaynak: İHA

En Çok Aranan Haberler