Bakanlar Kurulu'ndaki değişikliği köşesine taşıyan Selvi'nin yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
"Cumhurbaşkanı, 16 Nisan referandumundan sonra, ‘metal yorgunluğu' tespitini boşu boşuna yapmadı. İşte önce yorulanlardan başladı. AK Parti vitrinini yeniledi. Kabine değişikliğini yaptı. Şimdi sıra AK Parti teşkilatları ve yerel yönetimlerinde. Teşkilatlarda ve yerel yönetimlerde değişim sürecini başlatan Erdoğan, 'Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idraki ile hareket etmiyorsa bize zarar veriyorlar ve zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum; kusura bakmasınlar, biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı atsınlar" dedi. Peki adım atılmazsa ne olacak? O zaman siyasetin altın kuralı devreye girecek. Erdoğan değişmeyeni değiştirecek.'
"KEŞKE BENZER MÜDAHALEYİ YAPABİLSEYDİ"
Artık seçim kazanmak için yüzde 10 barajını aşmak yetmiyor. En az yüzde 50 artı 1 almak gerekiyor.
Erdoğan AK Parti kongresinde, 'Gönül kazanmayı oy kazanmak kadar önemli gördüğümüz için o kadar zor zamanları aştık' demişti. Dün de 'Önce şu hareketin kendi içinde birbirini sevmesi gerekir' deme gereği duydu. Cumhurbaşkanı, AK Parti bünyesinde iç kanama belirtilerinin görüldüğü bir sırada ve tam zamanında neşter attı. Keşke Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun itibar suikastına maruz kaldığı zamanlarda da benzer müdahaleyi yapabilseydi."