Şemdinli davası avukatlarından açıklama
HAKKARİ (İHA) - Şemdinli Davası avukatlarından Naim Geylani, Zeki Yüksel ve Selçuk Kozeağaç bir açıklama yaparak, Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesi tarafından tanıkların dinlenmesini ve olay yeri keşfi yapılmasını doğru bulmadıklarını ifade etti.
Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Özipek Pasajı'ndaki Umut Kitap Evi önünde basın açıklaması yapan avukatlardan Naim Geylani, "Kamuoyunda Şemdinli Davası, daha sonrada Şemdinli İddianamesi ile ülke sınırlarını da aşan tarihi bir davanın ilk başlangıcını bugün Şemdinli'de yaptık. İzmir, Ankara, Van Çağdaş Hukukçular Derneği'nden ve Van Barosu'ndan meslektaşlarımızla birlikte bugün sabah saatlerinden akşam vaktine kadar keşfin icrasında bulunduk. Sayın başbakan, 'Şemdinli halkı tanık olamaz' demişti, fakat tanıkların Rize'den veya herhangi bir yerleşim biriminden veya uzaydan dinlenemeyeceği gerçeğini kamuoyu da biliyor. Bu nedenle olayın olduğu gün, olayı bizzat gören, gözlemleyen ve duyan görgü tanıklarıyla birlikte keşif yaptık. 35 tanık dinlendi. Tanıkların hemen hemen tümünü, tüm çıplaklığıyla gayet net bir şekilde dinledik. Olayın oluş biçimini gördüklerini, sanıkların nasıl plan kurduklarını, olayı nasıl gerçekleştirdiklerini, gerçekleştirdikten sonra nasıl telefonlaştıklarını ve nasıl buluştuklarını, Şemdinli halkı ile birlikte sanıkları suçüstü nasıl yakaladıklarını çok net ve açık bir şekilde ifade ettiler. Genel olarak keşif çok olumlu geçti. Bundan sonraki asıl mahkemesinde de bu tanık anlatımlarının olayın oluş biçimine esas tutacağını biliyoruz. Van'da da gerçekleşecek mahkemenin de olumlu geçmesini bekliyoruz. Şemdinli olayının gelişmesi ile birlikte çok spekülasyonlar oldu. Ne yazık ki ana muhalefet partisi genel başkanı sayın Deniz Baykal, hazırlanan iddianameyi orduya bir darbe olarak nitelendirdi. Bu çok talihsiz bir beyandı. Oysa ki şimdiye değin biz, çok hukuk dışı siyasi iddianamelere tanık olduk. Bu iddianamelerle siyasi partiler kapatıldı. Sendikalar, dernekler, insan hakları kuruluşları kapatıldı, fakat tırnak içinde demokratım diye geçinenlerden hiçbirinden ses çıkmadı. Ne yazık ki Şemdinli hadisesi ile birlikte, bir savcı hukuk üstünlüğü adına ve olayın oluş biçimini tanık anlatımlarından hareketle ve tanık anlatımlarından giderek delillerin toplanması ile birlikte bu davanın ucu nereye kadar gitmesi konusunda iddianamenin işlenmesi ile birlikte ve yargı sonucunda gereğinin yapılması doğrultusunda verilen demeçler doğrultusunda hazırlanan iddianameyle hemen bir düğmeye basıldı. Gereğini yapacağız diyenler hakkında gereğini yaptılar. İddianameyi hazırlayan sayın savcıyı görevden ihraç ettiler. Hırsız evdedir. Anahtarın da bir çare olamayacağını söyleyen bir bürokratı, bu bürokratın ve milli istihbaratın başında olan bürokratın konuşmalarından dolayı görevden aldılar. Halen biz hukukçular, Türkiye'de gerçek savcıların, hakimlerin var olduğunu söylüyor ve inanıyoruz" diye konuştu.
Daha sonra konuşan Avukat Zeki Yüksel ise, "Bu bölgede daha önceki dönemlerde yaşanan bir çatışma veya savaş veya adı her ne konulursa konulsun bir olay meydana geldi" diyerek başladığı konuşmasında, "O dönemde yaşanan faili meçhuller oldu, gözaltında kayıplar oldu. Şemdinli İddianamesi'nde yaşanan hukuksuzluğun ve devlet içindeki yapılanmaya ilişkin yapılan belirmeler vardır. Sarıkaya'nın görevden alınması ile birlikte Şemdinli Davası'nda, asıl olarak ortaya çıkartılması gereken hususların çoğunun ortaya çıkartılmayacak şekilde karartıldığını düşünüyorum. Bazı ülkelerde bu gibi savcılar ödüllendirilmesi gerekirken, maalesef bizde görevinden ihraç ediliyor" ifadelerini kullandı.
Son olarak konuşan Avukat Selçuk Kozeağaç da, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşma safhasına geçmeden, sanıkların sorgulamalarının alınmadan delil toplanmaya başlanmasını yanlış bulduklarını belirterek, "Ceza Mahkemesi'ni kanuna aykırı buluyoruz. Bugün mahkemede, Şemdinli Mahkemesi'nde yapılacak işin, sanıkların sorgusu yapılmadan yapılmasını, sanıklar burada değilken yapılmasının Ceza Mahkemesi Kanunu'nun 180, 206, 191. maddelerine aykırı olduğunu beyan ettik. Van Mahkemesi'ne, 'Bu işlemi yapmadan iade edin' dedik. Fakat buradaki Talimat Mahkemesi talebimizi reddetti. Kararı verecek hakim kimse, tanıkları onun dinlemesi gerekirdi. Görüntülü ve sesli kayıt cihazlarına alınma talebinde bulunduk. Bunlar olsaydı daha iyi olurdu" dedi.
