ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Şemdinli olaylarıyla ilgili, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), eğitim ve adalet siyasetin dışında tutulması gerektiğini belirterek, "Hukukçulardan, savcılardan Cumhuriyet'in savcıları olmalarını istiyoruz. Şemdinli olayında açık tertip var" dedi.
Başbakan'ın son günlerde CHP ile yatıp CHP ile kalktığını kaydeden Baykal, kur sorunun bir an evvel çözümlenmesi gerektiğini Aspirin ile ekonomide tedavi olmayacağını söyledi. Baykal, partisinin bugün TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, 8 Mart Kadınlar Günü'ne değinerek, kadın sorununu çözen toplumun bir atılım gücü elde edeceğini kaydetti. Türkiye'nin kadın sorununu hukuk planında temel tercih olarak öncelikle ele almış bir ülke olduğunu kaydeden Baykal, töre cinayetleri ve namus cinayetlerinin sürmesinin üzüntü verici olduğunu belirtti. Baykal, fındık üreticilerinin yaşadığı sorunlara da değinerek, Fiskobirlik'e diğer üreticilere verilen desteğin verilmediğini iddia etti.
Baykal, Şemdinli olayıyla ilgili tartışmalara değinerek, "YÖK kavgası ne? Yargıya müdahale girişimi nedir? 19 Mayıs Üniversitesi'nde gerçekleştirilmek istenen senaryo ne? Bu hareketin öncülerinden birisi Genelkurmay Başkanı'nın süresinin uzatılmasını istedi. Genelkurmay Başkanı açıklama yaptı. İşler Ankara'dan Van'a gidiyor. TSK, adalet ve eğitim günlük sıcak siyasetin dışında tutulmalıdır. Laik Cumhuriyet, toprak bütünlüğümüz, ulusal bütünlüğümüz TSK'nın ana çerçevesidir. Hukukçulardan, Cumhuriyet'in savcıları olmalarını istiyoruz. Van'da bir başsavcı var. Önce üniversite rektörü konusunda iddianame hazırladı. Ardından Kara Kuvvetleri Komutanı suçlanıyor. Suçlanabilir. Sağlam olguları getirirsiniz gereği yapılır. Suç işlemiş hiç kimsenin arkasında toplum durmaz. Herkesten işlediği suçun cezası sorulmalıdır. Bu iddianamenin hukuki belge olduğunu düşünmek insanın aklına ihanet etmek demektir. Haklıya haklı, haksıza haksız demek zorundayız" açıklamasında bulundu.
Şemdinli olayının iç yüzünün ortaya çıkması konusunun ayrı, bu olayın bir Kara Kuvvetleri Komutanı'nın önünü kesmek için kullanılmasının ayrı olduğunu kaydeden Baykal, "Şemdinli olayından yola çıkarak bu haksızlığı görmezden gelemeyiz. Gerçek ortadadır. Ortada açık bir tertip var. En yanlış, en sakıncalı istismar, yargı kullanılarak yapılan istismardır. Papaz ne diyor? 'Önce komünistleri harcadılar, bana ne ben komünist değilim dedim. Sosyalistleri harcadılar. Sonra bir baktım çevremde kimse kalmamış.' Bu olaylar konusunda cesaretle tavır takınmak lazım. Türkiye bu noktada da 'yeter artık' deme ihtiyacı duymuyorsa yazıklar olsun" değerlendirmesini yaptı.
İktidarın üniversiteyle yargıyla kavgalı olduğunu TSK ile ilgili tedirginlik yarattığını, Cumhurbaşkanlığı konusunun çözümlenmediğini belirten Baykal, "Cumhurbaşkanlığı sorunu çözümlendikten sonra bu işler nasıl yürür, bunun takdirini sağduyulu vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum" dedi.
"MEYDANI MALİYE BAKANI'NIN DOSTLARINA BIRAKMAYACAĞIZ" Sıcak paranın Türkiye'ye üretim, ihracat, istihdam için gelmediğini belirten Baykal, her 100 doların 24 dolar faiz alarak gittiğini belirtti. Baykal, "Bu üretim gücümüzü arttıracak bir tablo değildir. İthalatı teşvik eden bir sistemdir. Bu kur ithalatı teşvik ediyor, dış ticaret açığını arttırıyor. Bu lehimize değildir. Parasını fazla risk almadan değerlendirmek isteyen yabancı sermayenin lehinedir" diye konuştu. Tekstil üreticilerinin büyük sıkıntı içinde olduğunu belirten Baykal, tekstilde 200 bin kişinin işsiz kaldığını, bunun görmezden gelinemeyeceğini, KDV'de oran değişimi yapılarak tekstildeki sorununu aşılamayacağını söyledi. Baykal, "Ekonomiyi yanlış bir düzene oturttuk. Geçici bazı tedbirlerle işi çözmeye çalışıyoruz. Böyle sorunlar çözülmez. Kur sorunuyla hesaplaşmak gerekiyor. Aspirin tedavisiyle işi oturtmak mümkün değil" dedi.
Baykal, sınır bölgelerindeki mayınların temizlenerek organik tarım açılmasıyla ilgili ihaleye de değinerek, sınırların yabancılara 49 yıllığına verilmesinin sakıncalı olduğunu belirtti. Maliye Bakanlığı'nın yaptığı ihaleyle 508 bin dönümlük arazinin yabancıların kullanımına sunulmasının kabul edilemez olduğunu belirten Baykal, CHP'nin buna izin vermeyeceğini, ihalelerin iptal edilmesi gerektiğini ifade etti. "Maliye Bakanı marifetlerine son olarak bunu da eklemek istemektedir. Ama buna engel olacağız" diyen Baykal, "Meydanı Maliye Bakanı'nın dostlarına bırakmayacağız" diye tepki gösterdi.
Başbakan'ın "Bizim zamanımızda hiç banka batmadı" sözlerine de atıfta bulunan Baykal, "Bankalar hangi koşullarda battı biliyoruz. Sen krizden sonra geldin. Senin döneminde de İmar Bankası, Adabank işlemini yapamaz hale getirildi. Kredi kartı nedeniyle intihar eden insanlar senin eserindir. İşsizlik, açlık herkesin belini bükmüş" karşılığını verdi. Baykal, AK Parti'den kaybedenler olduğu kadar, kazananlar da olduğunu söyledi.
Baykal, Unakıtan hakkında 3. gensoruyu verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Başbakan CHP'ye kafayı taktı. Bu sağlıklı bir tutum değil. Maliye Bakanıyla ilgili gensoru verdik. Başbakan 'Gensorunun sulandırılmasıdır' dedi. Sulandırma nedir? Bir AK Parti'li çıkıp mektup yazıp 'Biz vicdanımızda seni aklamadık' diyorsa, inanmadığı için oy verilen bir gensoru oylamasıdır. Biz size bir fırsat daha vereceğiz. Doğruya, hakka sahip çıkmaları için bir fırsat daha vereceğiz, kullanınız. Son gensorudan bu yana Abdullah Unakıtan'ın şirketlerinin KDV oranlarında düşürme yapıldığı, Bakan'ın kızının kamuya mal satmak için görüşmeler yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu nüfuz ticareti değil mi? Maliye Bakanı işi vurdumduymazlığa getiriyor. Türkiye, buna teslim olmayacak, bu vurdumduymazlığa boyun eğmeyecek. Maliye Bakanı yalan söyler, önemli değil, kızı kapı kapı dolaşır mal satar önemli değil. Başbakan'ın bu Bakanı Türkiye'ye dayatmasını kabul etmeyeceğiz."
Başbakan'ın siyasi konumu, ahlaki değerleriyle Maliye Bakanı'nın siyasi konumu ve ahlaki değerlerinin bütünleşmesinden kaynaklanan bir durumun ortada olduğunu kaydeden Baykal, "Bir Bakan'ın Başbakana rağmen bu uygulamaları yapması mümkün değildir. Buna izin veriliyorsa, bunu yapan Bakan değil, Başbakandır. Maliye Bakanı'nın hesabının Başbakan'dan sorulması gerekmektedir" dedi.