HABER

"Senaryolarımı 'o güzel günler için' çocuklarıma miras bırakacağım"

Boşnak senarist, yazar ve şair Abdulah Sidran: - "Hollandalı bir yapım şirketi Srebrenitsa konusunu bizim gerçekliklerimiz dışında işlemek istedi. Özellikle suç bakımından simetrik bir suçlama tarzında bir yaklaşım söz konusuydu. Ben bunu kabul edemezdim" - " 4 sağlam senaryom var ve onları çocuklarıma miras olarak bırakmayı düşünüyorum. Ben inanıyorum ki bir gün daha güzel zamanlar gelecek ve o zamanlar bu filmler en güzel şekilde çekilecek" - "Bosna Hersek, tek bir arabayı aynı anda kullanmaya çalışan üç çift ele benziyor" - "Uluslararası güçler aslında bizden imkansız bir şey bekliyor. Bosna Hersek'in yok olmasını isteyenlerle var olmasını isteyen güçlerin ortak bir masa etrafında yönetimi paylaşmalarını istiyor" - "Biz Boşnak milleti olarak Türkiye'den beklentilerimizi ifade etmekte serbest hissediyoruz kendimizi. Siz bizim milletimize ne kadar çok yardımcı olursanız o kadar bizi sevindirirsiniz"

İSTANBUL (AA) - FATİH TÜRKYILMAZ - "Babam İş Gezisinde", "Dolly Bell'i Anımsıyor Musun?" ve "Kusursuz Çember" filmlerinin senaristi, yazar ve şair Abdulah Sidran, Bosna Hersek'in yönetimine ilişkin, "Uluslararası güçler aslında bizden imkansız bir şey bekliyor. Bosna Hersek'in yok olmasını isteyenlerle var olmasını isteyen güçlerin ortak bir masa etrafında yönetimi paylaşmalarını istiyor." dedi.

Boşnak senarist ve şair Sidran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanat faaliyetlerini, Bosna Hersek'teki kültürel iklimi ve Türkiye'de sahnelecek "Zivornick'te Kalbimi Bıraktım" oyununu anlattı.

Kendisini "Saraybosna şairi" olarak tanımlayan Sidran, şiir, yazı ve senaryolarında Saraybosna şehrini en içten şekilde işlediğini söyledi.

- "Zivronick'te Kalbimi Bıraktım oyunum Türkiye'de sahnelenecek"

Sidran, Türkiye'de sahnelecek "Zivronick'te Kalbimi Bıraktım" oyununa ilişkin, "Oyunda trajik bir ironiyle Zivornick şehrinde 1992'de kurban edilmiş ilk Boşnakların hikayesini anlatıyorum. Bu oyun 20 senedir Bosna Hersek'te sahneleniyor. Daha önce İtalya ve Slovenya'da da gösterildi. Ancak benim için en önemlisi Türkiye'de sahnelenmesi. Bu tiyatro oyunu aslında Türk halkına tanıdık bir hikaye anlatmayacak. Ancak İstanbul'da gösterime girdiği gün benim en mutlu günüm olacak." ifadelerini kullandı.

Henüz filme çekilmemiş 4 senaryosunun daha olduğuna işaret eden Sidran, Bosna Hersek'te, Batılı ülkeler tarafından finanse edilen senaryoların filme dönüştüğüne dikkati çekerek şunları söyledi:

"Bosna Hersek'in ekonomik durumu tek başına birinin film çekmeyi üstlenmesine çok elverişli değil. Genelde Batılı ülkeler kendi kurallarını koyarak bizim senaryolarımızı değerlendirir ve film yapar. Mesela ben şöyle bir taleple karşılaştım, Hollandalı bir yapım şirketi Srebrenitsa konusunu bizim gerçekliklerimiz dışında işlemek istedi. Özellikle suç bakımından simetrik bir suçlama tarzında bir yaklaşım söz konusuydu. Ben bunu kabul edemezdim. 4 sağlam senaryom var ve onları çocuklarıma miras olarak bırakmayı düşünüyorum. Ben inanıyorum ki bir gün daha güzel zamanlar gelecek ve o zamanlar bu filmler en güzel şekilde çekilecek."

- "Türkiye ile duygusal ve ekonomik bağlarımız güçlü"

Abdullah Sidran, Bosna Hersek'teki kültürel iklimin gelişmesinde siyasetin etkili olduğuna vurgu yaparak, "Bir tane Bosna söz konusu değildir, üç tane Bosna var. Bosna Hersek, tek bir arabayı aynı anda kullanmaya çalışan üç çift ele benziyor. Dayton Anlaşması'nın ortaya koyduğu çıkmazlardan bir tanesi işgal eden ve saldıran güçleri yönetime ortak yapmasıdır. Uluslararası güçler aslında bizden imkansız bir şey bekliyor. Bosna Hersek'in yok olmasını isteyenlerle var olmasını isteyen güçlerin ortak bir masa etrafında yönetimi paylaşmalarını istiyor. O yüzden kültürel alan da buna bağlı olarak tesadüflerle ve önceden hiçbir plana bağlı tutulmamış bir sürü gelişigüzel gelişmeyle şekilleniyor." diye konuştu.

Bosna Hersek ve Türkiye ilişkilerinin her iki tarafı memnun eden ve iki tarafın da ihtiyaçlarını gözetecek bir noktada olduğunu aktaran usta senarist, "Duygusal ve ekonomik bağlarımız güçlü." değerlendirmesinde bulundu.

Sidran, şiir kitaplarıyla romanlarının Türkçe tercümesi konusunda Türkiye'deki bazı yayıncılarla görüşeceğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Aslında biz Boşnak milleti olarak Türkiye'den beklentilerimizi ifade etmekte serbest hissediyoruz kendimizi. Siz bizim milletimize ne kadar çok yardımcı olursanız o kadar bizi sevindirirsiniz. Çünkü zorlu koşullar altında çok fazla dostumuz bulunmuyor. O yüzden desteğin hiçbir zaman fazlası olmaz diye düşünüyorum."

"Babam İş Gezisinde" filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye alan ve En İyi Yabancı Film Oscar'ına aday gösterilen Sidran, çoğu şiir olmak üzere 29 eser kaleme aldı. "Şahbaz" ve "Saraybosna Tabutu" adlı kitaplarıyla dünyanın birçok ülkesinde tanınan yazarın "Srebrenicalı Anaya Gözyaşı" adlı ağıt şiiri Türkçe'ye çevrilerek okurla buluştu.

Abdullah Sidran'ın kitapları, İtalyanca, Fransızca, İngilizce, Çekçe, Lehçe, Arapça, İsveççe ve Makedonca dillerinde yayımlandı.

En Çok Aranan Haberler