Seri cinayet şoku

Filmleri anımsatan olayda, ABD'den göç eden bir çift kandırdıkları zengin kişileri teker teker öldürüp varlıklarını ele geçirdi.

Her ABD’linin göç etmeyi arzuladığı cennet tatil beldesi Bocas del Toro takımadaları Panama’nın en sessiz ve huzur verici yeri olarak biliniyordu. Ancak insanlar teker teker yok olmaya başlayınca, yerel halk arasında huzursuzluk baş gösterdi. Polisin araştırmaları sonucunda, ortadan yok olan dokuz kişinin ABD'li bir çift tarafından öldürüldüğü şüphesi doğdu.

Cennet tatil adasında otel işleten güler yüzlü William Holbert ve eşi Laura Reese, göç ettikleri sessiz ve sakin yerde kimsenin aklına gelmeyecek cinayetler işlemekle suçlanıyor. Polis, çiftin para ve arazisine göz diktikleri dokuz kişiyi öldürdüğünü belirtti.

Yedisi ABD’li, ikisi de Panamalı toplam dokuz kişiyi öldüren katil çift, geçtiğimiz gün Panama’nın başkenti Panama City’de mahkeme karşısına çıkarıldı. Avukat Angel Calderon, komşuları tarafından “Vahşi Bill” olarak bilinen Holbert’ın herşeyi itiraf ettiğini ve kimi, neden ve nasıl öldürdüğünü anlattığını söyledi. Holbert ayrıca, kurbanlarını gömdüğü yerleri tek tek polise gösterdi.

Calderon, çiftin kendilerini zengin kişiler olarak tanıtarak varlıklı kişilerle arkadaşlık kurduğunu ve onların güvenini kazandıktan sonra cinayetleri işlediklerini belirtti. Holbert ve Reese, birçok kimsenin başına ne geldiğini sorgulamayacağı kişileri seçmeye özen gösterdi.

Çiftin cinayetleri işleme yöntemi, 1999 yılında çekilen "Yetenekli Bay Ripley" filmini anımsattı. Filmde, zengin bir playboy'u bulmak için Avrupa'ya gönderilen uyanık ve yakışıklı genç (Matt Damon), peşinde olduğu kişinin yerine geçmeye karar veriyor.

**İYİ GÖMEMEDİLER**

Cinayetler, katil çiftin iyi gömmeyi beceremediği iki cesedin tespit edilmesiyle ortaya çıktı. İlk olarak iki ABD’li, otel işletmecisi Cheryl Hughes ve emekli bir galeri sahibi Bo Icelar’ın cesetleri bulundu. Gözler hemen William Adolfo Cortez ve Jane Cortez takma adını kullanan Holbert ve Reese’e çevrildi. Çünkü iki kurbanın ortadan kaybolmalarından kısa bir süre önce, Hughes’un sahip olduğu otel ile Icelar’ın evi ‘Cortez’ çifti tarafından sözde satın alınmıştı.

Araştırmalar genişledikten sonra, katil çiftin üç yıl önce karısı ve çocuğuyla ortadan kaybolan Mike Brown adlı kişiyle bağlantısı olabileceği şüphesi doğdu. Calderon, Holbert’ın banka hesabında çok parası olduğunu öğrendiği Brown’ı kafasından vurarak öldürdüğünü söyledi.

Haklarında tutuklama kararı çıkan katil çift, geçtiğimiz hafta Kosta Rika sınırından Nikaragua’ya kaçmaya çalışırken yakalandı ve kelepçelenerek Panama City’e yollandı. Katil çift, şehre gelir gelmez bir basın ordusunun kuşatmasına alındı.

Holbert, göz altına alınmadan önce cinayetler hakkında soru soran muhabirlere gülerek, “Bu konuda yetkililerle konuşmam lazım” dedi. Holbert’ın karısı ise açıklama yapmadı ve ABD’den kendilerine avukat temin etmesini istedi. Yetkililer ise çiftin psikolojik testlere tabii tutulacağını belirtti.

Polis, sorgusu alınırken Holbert’ın hayranlarını kabul eden bir film yıldızı gibi davrandığını belirtti. Panama Devlet Başkanı Ricardo Martinelli ise, ortaya çıkarılan cinayetlerin ülke tarihindeki en kötü seri cinayet vakalarından biri olduğunu belirtti.

DHA