ANKARA (İHA) - Amerika'da hayatı felce uğratan ve dünyada en çok konuşulan konulardan biri olan keskin nişancı dehşeti, 22 gün sonunda bitti. Amerika'da ard arda 10 kişiyi öldürüp 3 kişinin de yaralanmasına sebep olan katil, günümüze kadar yaşanmış olan 'seri cinayetler' kabusunu da yeniden gündeme getirdi.
Washington ve civarında yaşayan yaklaşık 3 milyon kişinin günlük yaşantılarını alt üst eden katilin yakalanması için yapılan çalışmalarda, uzmanların en çok üzerinde durduğu konulardan biri de katilin profilinin belirlenmesi oldu. Bunun için istatistikleri gözden geçiren ve bugüne kadar kimliği belirlenip yakalanan seri katiller hakkındaki en ufak ayrıntıları dahi inceleyen uzmanlar, oldukça ilginç karakteristik özelliklerle karşılaşıyor. Bu katillerin en bilinen ortak yanları, psikolojilerinin bozuk olması ve sadizm ile seksüel şiddet yanlısı olmaları. Ayrıca kişiliklerinin derin bölgelerine inildiğinde, görünenin aksine korkaklık ve cinsiyet bozuklukları çıkıyor.
Uzmanlara göre, 3'ten fazla cinayeti değişik zamanlarda işleyen ve her cinayet dönemi arasında sükunet süreci yaşayan katillere 'seri katil' adı veriliyor. Bu tür insanlar, cinayetlerini büyük bir titizlikle, adeta sanat icra eder gibi, birbiriyle bağlantılı, birbirinin devamı niteliğinde benzer şekillerde işliyorlar. Bu konuda ortaya atılan bir başka görüşte ise seri katillerin cinayet işleme sebebi olarak gösterilen 2 temel kavram karşımıza çıkıyor. Amerikan Ulusal Adalet Enstitüsü'nün 1995 yılında yayınladığı bir yazıda seri katil tanımı için 'en az iki cinayeti farklı zamanlarda, seksüel ve sadistik motivasyonla işleyenler' ifadesi yer alıyor. Amerika'da son 30 yıl içinde 357 seri katilin 3 bin 169 kişiyi katlettiği ve son 10 yıl içinde İngiltere'de de 58 katilin 196 cinayet işlediği bildiriliyor. Bu katillerden yakalanabilen 331'i üzerinde yapılan araştırmalarda, bu katillerin yüzde 58'inin seksüel şiddet arzusundan, yüzde 38'inin ise sadistik tatmin amacıyla cinayetleri işlediği belirtiliyor.
POLİSİ MEDYADAN TAKİP EDİYORLAR
Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, seri katillerin hepsinin ortalama zeka düzeyinin üstünde oldukları saptanmış. Kurbanlarını seçiş biçimleri, kusursuz cinayet planları ve arkalarında hiç bir ipucu bırakmama konusundaki özenleri, onların zeka düzeylerinin 'üst' olduklarını ortaya koyuyor. Uzmanlar, seri katillerle ilgili 2 temel özellik üzerinde birleşiyor, 'sadizm ve seksüel şiddet'. Kurbanlarına rahatsız etmeden yaklaşıyor, sözlü iletişim kurduktan sonra onları rahatlıkla öldürebilecekleri bir alana götürüyorlar. Cinayetlerini genellikle cinsel ağırlıklı bir işkenceden sonra gerçekleştiriyorlar. Kurbanlarını kendilerine ait bir silahla öldürdükten sonra, arkada iz bırakmamaya büyük özen gösteriyorlar. Kurbanlarını asla cinayet mahallinde bırakmıyorlar. Uzmanlar bunu, 'cesedin bulunmasını engellemek değil, güvenlik güçleriyle alay etmek' olarak açıklıyor. Güvenlik güçleriyle alay etmeye karar veren katiller, cesetleri şehrin en işlek yerlerine, park, karayolu, çocuk parkları gibi kolay bulunabilecek yerlere taşıyorlar. Polisin hangi yöntemlerle cinayeti çözmeye çalıştıklarını bildiklerinden, gelişmeleri medya aracılığıyla takip etmeye özen gösteriyorlar. Bu gelişmelerin ışığında yerlerini, konumlarını, kılık kıyafetlerini, kullanmış oldukları araçları ve görünümlerini değiştiriyorlar.
Politik Psikoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, seri katillerin temel olarak çocukluk dönemlerinde travmatize olduklarını ve büyük bir travma geçirdiklerini belirterek "Kendi iç dünyalarında yoğun bir öfke duyarlar. Öfkeyi genelde ebeveynlerine karşı beslerler. Ancak öfkelerini yansıtırken, ebeveylerine olduğu gibi onların tutum ve davranışlarını sergileyerek onları anımsatan kişilere de yöneltebilirler. İçlerinde yok edemedikleri derin bir öfke vardır. Seri cinayetler işleyerek bu duygularını tatmin etmeye ve bastırmaya çalışırlar" diye konuştu.
SERİ KATİLLERİN BİR ÇOĞU DİNDAR VE HETEROSELSÜEL Seri katiller konusunda uzman olan ABD ve ülkenin ünlü polis teşkilatı FBI olarak kabul ediliyor. Kendi ükeleri dışında da seri katil kovalayan FBI uzmanlarına göre her cinayet, seri cinayet anlamına gelmiyor. FBI'a göre bir katilin seri cinayet işlediğinin kabul edilmesi için, 'en az 3 cinayeti (Bazı uzmanlara göre 5) aynı yöntem, silah ve benzer törenle işlemiş olması, kurbanlarını çoğunlukla tanımadığı kişiler arasından seçmesi, bir çoğunun çocuklukta kötü muamele veya tecavüze uğraması' gibi kriterleri taşıması gerekiyor. Seri katillerin kişilik özellikleri incelendiğinde de FBI oldukça ilginç bulgulara ulaşmış. Buna göre, seri katillerin birçoğu masum yüzlü ve toplumda kabul gören işlerde çalışıyor. Birçok seri katilin yakını ya da akrabası "O'nun cinayet işlediğine asla inanmam" şeklinde ifade veriyor. Birçoğu dindar ve düzenli ibadet ayinlerine katılıyor. Muhafazakar ve heteroseksüeller. Hepsi kurbanına ait bir eşyayı saklamayı seviyor. Kurbanlar genellikle kadınlar, çocuklar ve eşcinsellerden seçiliyor. Günlük hayatlarında sessiz, sakin ve saygılı oldukları gibi, neşeli, yaşamı seven ve hayat dolu sıradan insanlar olabiliyor.
Seri katillerin büyük çoğunluğu işledikleri cinayetler için kendilerinin görevlendirildiklerini söylüyor. Kimisi Tanrı tarafından cinayetlerin kendisine aktarıldığını ileri sürerken, kimisi de içinden gelen seslerle bu misyonu üstlendiklerini iddia ediyor. Hemen hepsinin kendisine göre anlamlı olan ve bu anlamı gerçekleştirdikleri cinayetlerde motif gibi işledikleri hassas noktaları bulunuyor. Cinayetlerini işlerken veya yakalandıklarında sergiledikleri cesur ve sakin tavrın tam tersi olarak içlerinde büyük korkaklık duygularıyla yaşadıkları ve bunu bastırabilmek için de farklı bir kişiliğe büründükleri belirtiliyor. Katiller işledikleri cinayetler sırasında ve sonrasında ne kadar zeki davranırlarsa davransınlar mutlaka bir ip ucu bırakıyor ve bu şekilde yakalanıyorlar. En belirgin hataları ise kurbanlarına ait bir eşyayı alıp sakladıkları, cesetlere veya olay yerine cinayeti kendilerinin işlediğini anlatacak ve bu cinayetleri medyadan takip ettiklerinde içten içe gurur duyacakları bir işaret bırakmaları olarak gösteriliyor. Ayrıca bu tip katillerin yakalanmasında belirtilen en önemli unsur, polislerin medya aracılığıyla veya direkt iletişim kurulduğunda küçümseyici ve tahrik edici bir uslupla katili aşağılaması, karşı tarafı hata yapmaya zorlaması olarak nitelendiriliyor.
Çoğu seri katilin vermek istediği mesaj, "Ben geçmişte çok aşağılandım. Ancak şimdi hepinizden daha güçlü ve daha zekiyim" olarak nitelendirildiğinde, ortaya kendilerini ispatlama çabasının çıktığı gözüküyor. Dedektiflerin katilleri aşağılama çabaları karşısında da çok kolay sinirlendikleri için hata yapma olasılıkları artıyor. Seri katillerin yakalanmalarında ön plana çıkan bir başka unsur ise kendilerini açığa çıkaracak davranışlardan sürekli olarak kaçınmaya çalışmaları. Uzmanlar, katillerin ilerleyen süreçlerde günlük davranışlarını bile aşırı şüphe içerisinde ayarlamaya çalışmaları ve giderek artan detayları gözden geçirme çabaları, açık vermelerine sebep oluyor. Cinayetleri işledikten sonra, kendilerine biraz dikkatli bakan herhangi bir şahıstan bile 'Acaba biliyor olabilir mi' şeklinde şüphelendikleri için günlük yaşamlarında değişikliğe gitmeleri onların sonunu hazırlıyor. Ayrıca katiller, cinayetleri işlerken ve öldürdükten sonra kaçarken herhangi bir sıkıntı çekmemek için olay yerlerini çok iyi bildikleri bölgelerden seçiyorlar. Bu da polisin araştırmalarında çemberin daralması ve şüphelerin o bölgede yoğunlaşmasına sebep oluyor.
TARİHTEKİ ÜNLÜ SERİ KATİLLER
Tarih boyunca seri cinayetler gündemdeki sıcaklığını her zaman korumuş ve konunun dehşet dolu ve zaman zaman iğrençliğe varan boyutlarda olmasına rağmen insanların hep ilgisini çekmiştir. Seri katiller hakkında yüzlerce roman yazılmış, film endüstrisinde bu işe hatırı sayılır bütçeler ayrılmıştır. Tarihte kendine özel bir yer edinen en ünlü seri katil 'Karın Deşen Jack'tir. 19. yüzyıla aydınlanamayan bir leke olarak damgasını vurmuş, tarih boyunca işlenmiş en büyük seri faili meçhullerden biri 'Karındeşen Jack' cinayetleri. Victorya Çağı Londrası'nda 1888 yılında sefaletin, fakirliğin, uyuşturucu ve fuhşun kol gezdiği Whitechapel sokaklarında kadın avına çıkmış bir sapkın olarak Karındeşen Jack, 6'sı hayat kadını toplam 15 kişiyi hunharca öldürmüş, peşine takılan yüzlerce dedektife hiçbir ipucu bırakmadan ortadan kaybolmuştu. 'Jack the Ripper' (Karındeşen Jack) olarak anılan katilin kimliğinin hiçbir zaman ortaya çıkarılamamış olması, vakanın günümüze dek gelen cazibesinde kuşkusuz büyük pay sahibidir. Ünlü yazar Alan Betham, insanın kanını donduracak cinayetler işlemiş kadın ve erkek bir dizi seri katili anlattığı "Seri Katillerin İç Dünyası" isimli kitabında, seri katillerin en ünlülerine ve işledikleri cinayetleri anlatmış. İşte geçmişten günümüze hafızalarda yer alan ünlü seri katiller;
- En Zalim Seks Katili Gilles de Rais (Mavi Sakal): 1404 yılında İngiltere'de doğdu. Soylu bir aileden geliyordu. Babasını kaybedince dedesinin yanına gönderildi. Kadınlardan uzakta, sırf erkeklerin yaşadığı bir ortamda büyütüldü. Genç yaşta kuzeniyle eşcinsel ilişkiye girdi. 16 yaşında İngiltere'nin en zengin mirasçısı kuzeni Catherine de Thouars ile evlendi. Kısa bir balayından sonra karısıyla birbirini bir daha hiç görmediler. Büyükbabasının ölümüyle mirasına da konan Gilles, zevk-i sefaya daldı. Sonu gelmeyen eğlenceler ve ters ilişkilerin yaşandığı alemler düzenliyordu. Hoşuna giden genç oğlanlara yüksek paralar ödeyip onları haremine katıyordu. Yaptığı aşırı eğlenceler sonucunda mali sıkıntıya düştü. Taşları altına çevirebilecek olan Felsefe Taşı'nı bulabilmek için kara büyüye başvurdu, şeytan çağırma ayinleri düzenledi. Hiçbir sonuç alamayınca şeytana kayıtsız şartsız teslim olmaya karar verdi. Bunun da tek bir yolu vardı, insan kurban etmek. 5 yıl boyunca Batı Fransa'da tanımlanamayan bir terör kol gezdi. Genelde 6-19 yaş arasındaki küçük çobanlar, koruda oynayan oğlanlar, evde tek başına bırakılmış çocuklar birden bire kayıplara karışıyordu. İşkence edip öldürdüğü çocukların kafalarını kesip yan yana diziyor ve güzellik yarışması düzenliyordu. Sapıkça işlediği cinayetleri ortaya çıkana kadar kurbanlarının sayısının 200'ü aştığı tahmin ediliyor. Ölümünün ardından Mavi Sakal olarak efsanelere konu oldu.
- Hannover'in Seks Kasabı Fritz Haarman: 1. Dünya Savaşı, Hannover'i derinden sarstı. Haarman hem zevk için hem de para için öldürüyordu. Genç kurbanlarını kesip etlerini satıyordu. Çamaşırlarını da temizleyip düzelttikten sonra karaborsada satıyordu. Eşcinsel olan Haarman, kurban olarak kendisine genç erkekleri seçiyordu. 24 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Haarman, mahkemede daha fazla sayıda insanı katlettiğini söyledi.
- Zenci Düşmanı Yamyam Frank Howard Fish: 1870 yılında Washington'da doğdu. Soylu bir aileden geliyordu ancak ailesinde ruhsal bozukluk oranı yüksekti. 5 yaşında babasını kaybeden Fish'i annesi evin geçimini sağlayamayınca yetimler yurduna gönderdi. Psikiyatrlar kendisine acı çektirmekle ilgili anlattıkları hikayelere inanmadılar. Ta ki bir gardiyan, Fish'in hela çukurunda, kendine saplamak için kullandığı iğneleri buluncaya kadar. Kurbanlarını genelde zenci çocuklar arasından seçen Fish, Tanrı'nın kendisini çocukları hadım etmesi ve ona kurbanlar vermesi için dünyaya gönderdiğine inanıyordu. Değişik zamanlarda akıl hastanesinde yatan Fish, 15'e yakın cinayet işledi. Kurbanlarını öldürdüğünde parçalara ayırıyor, etlerini kavururak ya da kızartarak yiyordu.
- Düsseldorf Vampiri Peter Keuerten: 1929'un ilk aylarında Düsseldorf bir seri cinayet haberiyle sarsıldı. 16 ay boyunca bir kan içici caddelerde, parklarda, şehrin ıssız bölgelerinde dehşet saldı. Bir makas ya da bıçak yardımıyla yakaladığı kurbanlarının ya kafatasını parçalıyor ya da boğazını kesip kanını emiyordu. 47 yaşındaki vampir Peter Keurten yakalandığında 59 saldırısı ve en az 13 cinayeti olduğunu söyledi.
- Çılgın Köpek William G. Heirens: 1945'de Çılgın Köpek diye adlandırılan bir katil Chicago sokaklarında terör estirdi. Kurbanlarını kadınların arasından rastgele seçen katilin belli bir neden ve stili yoktu. 17 yaşındaki katil William G. Heirens, bir cinayetinde duvara kırmızı rujla, "Tanrı aşkına daha fazla öldürmeden yakalayın beni, kendimi artık kontrol edemiyorum" yazmıştı. Yakalandığında çift kişilikli olduğu ortaya çıkan Heirens, mahkemede son söz olarak, "Ben bile yaptıklarıma şaşırıyorum" dedi.
TÜRKİYE'NİN SERİ KATİLLERİ
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan "Faili Meçhul Olayları Araştırma Komisyonu" yeni uzmanlık alanına yani seri cinayetlere hızlı adapte oldu. İlk bulgular hayli ürkütücü. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün seri cinayetler üzerine 81 ilden toplanan yüzlerce şüpheli cinayet dosyalarının ön araştırma sonuçlarına göre, birkaç kişiyi öldürmüş herkes seri katil değil. Türkiye'nin seri katil sayısı yalnızca 6. Gazeteci-Yazar Sevinç Yavuz'un derlediği bir yazı dizisinde Türkiye'deki seri katiller ve bazılarının yakalanışı şöyle anlatılıyor;
- Seyit Ahmet Demirci: 32 yaşında. Mayıs-Temmuz 1998 tarihleri arasında İstanbul'da üç mobilyacıyı dükkanlarının bodrum katında kafalarına kurşun sıkarak öldürdü. Fatsa'da küçük bir çocukken arkadaşıyla birlikte yaşlı bir mobilyacının tecavüzüne uğramıştı. Yakalanmasaydı cinayetlerini tecavüze uğradığı yaşa (11) tamamlayacaktı. 3 kez idama mahkum oldu.
- Orhan Aksoy: 33 yaşında. Evli ve iki kızı var. Ekim 2000-Ocak 2001 arasında 5 kişiyi evinde çamaşır ipiyle boğarak öldürdü. Depremden sonra işleri bozulduğu için ailesini Romanya'ya yolladı ve öldürmeye başladı. Kurbanlarını boğduktan sonra koliye koyup şehrin tenha bölgelerine bıraktığı için adı koliciye çıktı. Yargılanıyor.
- Hamdi Kayapınar: 22 yaşında. Cinayetlerine 14 yaşındaki kardeşini boğarak başladı. Mart 1998-Şubat 2001 arasında 6 kişiyi daha öldürdü. 4 kişiyi de öldürmeye teşebbüs etti. 2 kez mübbet hapis cezası aldı. Yargılanıyor.
- Yüksel Aktin: 28 yaşında. Mayıs 1999-Ocak 2000 arasında İstanbul'da biri kadın 5 kişiyi öldürdü. Yakalandıktan sonra Abdullah Çatlı'yla Rusya'ya gidip 3 kişiyi öldürdüğünü açıkladı. Yargılanıyor.
- Tarkan Sitemkar Uysal: Eylül 1999-Mart 2000 arasında İzmir ve Afyon'da 2 kişiyi otelde öldürdü. Kendini depremzede olarak tanıtıyor ve sahte kimlikle dolaşıyordu. Eskişehir'de yakalandı.
- Erdinç Tümer: 28 yaşında. Evli. Ocak -Ağustos 1999 arasında İzmir ve Bursa'da 5 kişiyi öldürdüğü iddia ediliyor. Halen firarda ve polis tarafından aranıyor.
KAYSERİLİ HAMDİ KAYAPINAR'IN YAKALANIŞI Sevinç Yavuz'un araştırmasında, katillerin nasıl yakalandığı da ince ayrıntılar eşliğinde anlatılmış. Buna göre, "Türkiye'nin en acımasız seri katillerinden biri olan ve 6 kişinin katili olarak 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Kayserili Hamdi Kayapınar olayında, ilk iş olarak son iki yılda av tüfeğiyle işlenen 5 cinayetin yeri tespit edildi. Böylece katile ilişkin ilk bulguya ulaşıldı. Çünkü 5 cinayet de şehirdeki bir su kanalı boyunca ve 10 kilometrelik bir çizgi içinde işlenmişti. Demek ki katil su kanalına yakın bir mahallede oturuyor ve bölgeyi iyi tanıyordu. Katille ilgili ikinci bulgu cinayetlerin zamanlarının incelenmesiyle ortaya çıktı. Çünkü ikinci cinayetle üçüncüsü arasında 19 aylık bir boşluk vardı. Öyleyse katil 19 ay kadar bölgeden uzaklaşmıştı. Peki ne olabilirdi? Ya cezaevine girmişti ya da askere gitmişti. Tahliye ya da terhis sonrasında da cinayet işlemeye devam etmişti. Katilin kimliğine ilişkin bu ipuçları elde edildikten sonra psikologlarla masaya oturuldu. Kayseri polisi, psikologlardan tıpkı Amerikan filmlerinde olduğu gibi katilin bir profilini çizmesini istedi. Kurbanların öldürülüş şekilleri ve diğer deliller psikologlara anlatıldı. Uzun bir çalışmadan sonra katilin profili şöyle belirlendi: "Cinayetleri tek başına işliyor. İnsanlardan kopuk yaşıyor. İçine kapanık. Aile yapısı bozuk. Muhtemelen aile içi şiddete maruz kaldığı için öç almayı ve şiddeti alışkanlık haline getirmiş. Kıskanç bir yapıya sahip ve büyük bir ihtimalle sabıkalı."
Kayseri polisi, elindeki eşkal ışığında FBI'ın soruşturmalarını aratmayan bir yöntemle işe girişti. Kayseri'de oturan ve bu vasıflara uyan kim varsa incelemeye alındı. Kısa süre sonra şüpheler 22 yaşındaki Hamdi Kayapınar üzerinde yoğunlaştı. 14 yaşındayken kardeşini boğarak öldürmüş ve 4.5 yıl ıslahevinde yatmıştı. Hemen gözaltına alındı. Parmak izi ve tanıklıklardan sonra evi arandı. Kurbanlara ait kanlı kıyafetler, saat ve ziynet eşyaları bulundu. Kayapınar sorgusunda suçunu itiraf etti. 14 yaşındayken erkek kardeşini, 1989-1990 arası, bir işadamıyla gece bekçisini, 1999-2001 arasında da üç kişiyi öldürmüştü. Polisteki ifadesinin özeti ise şuydu: "Okula gidemedim. Bir mesleğim olmadı. İş aradım ama bulamadım. Babam da beni sürekli aşağılıyordu. Bu işi bir av olarak değerlendiriyorum. Zaten avcıyım. Kurbanlarım av. Avlarımın üstünden çıkan para ve eşyalar da ganimetimdir."
FİLMLERDEN ETKİLENİYORLAR
Seri katiller üzerine araştırma yapan uzmanlar, katillerin antisosyal kişilik bozukluğu özelliği üzerinde fazlasıyla durmuşlardır. Burada, en dikkat çekici özellik, toplum kurallarına ters düşme, başkalarının hak ve hukukunu hiçe sayma gibi noktalardır. Başkalarına zarar verme ve onları tehdit eden davranışlarda bulunma ve toplum açısından suç kabul edilen noktalarda pervasızca istediği şekilde davranma gibi hususlar, bir seri katilin yavaş yavaş kimliğine bürünmesinin evreleridir. Artık kişi için suç ve toplumsal kuralları ihlal etme, bir hayat tarzı haline gelmiştir. Suç psikoolglarına göre, seri katillerin birçoğu yazılı medyadan okuduğu haberlerden, kitaplardan ve özellikle de izlediği filmlerden etkilenir. Hiçbirşeye sahip olamadığı ve değersizleştiği duygusuyla kendisini filmindeki başrol oyuncunun yerine koyarak yeni bir kişilik geliştirir. Yeni inançları ve değer yargıları oluşturur ve bunların ışığında cinayet işlemeye başlar. Her seri katilde, cinayetlerin dehşeti dolayısıyla pek ön plana çıkmasa da mutlaka okudukları kitaplardan ve izledikleri filmlerden örnek aldıkları bir noktaya rastlanır. Günümüze kadar çevrilmiş ve seri cinayetleri konu alan filmlerden bazıları şunlardır: "Katil Doğanlar, Sapık, Kopya Cinayetler, Yedi, Röntgenci, Kuzuların Sessizliği, Dönüşüm." Bunların içinden en ilgi çekici olan ve katilin ruh dünyasına derinlemesine dalışlar yapan 'Yedi' filminde katil, kendisini Tanrı'nın görevlendirdiğini söyler ve kendisine göre İncil'de yer alan 7 ölümcül günahı işleyen insanları öldürmeye başlar. Tam bir sosyo-manyak ve ruh hastasıdır. Kendisini yakalamaya çalışan dedektiflerle kedinin fareyle oynadığı gibi oynar. İnsanların kendisininden bahsedeceğine ve bir kahraman olarak görüleceğine inanır. İnanılmaz zekidir. İp ucu bırakmaz ve FBI'yla alay edercesine teslim olur.