Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR, Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, 12 Mayıs 2010 tarihinde çıkan olaylar sırasında omzuna isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Kurt, kaldırıldığı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Kurt'un ölümüyle ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi'nde görevli polis memuru Gültekin Şahin tutuklandı.
Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'olası kasıtla nitelikli adam öldürme' suçundan dava açıldı.
Muğla'daki mahkeme, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir'de görülmesine karar verdi. Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 9 Eylül 2012 tarihinde yapılan son duruşmada mahkeme heyeti polis memuru Gültekin Şahin'i önce ömür boyu hapis cezasına, ardından olayı olası kastla işlediğine kanaat getirerek cezayı 20 yıla indirdi. Heyet daha sonra, olay günü sanığın yanında başka bir polisin daha silah kullanması ve olay yerinde 7.65 mm. çapında tabanca mermisi bulunmasını dikkate alarak Gültekin Şahin'i 8 yıl hapis cezasına çarptırıp tahliye etti.
Kararı, Şerzan Kurt'un ailesinin avukatları ile polis memuru Gültekin Şahin'in avukatları temyize gönderdi. Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi de 14 Nisan 2014 tarihinde Eskişehir'in 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı onamadı.
YENİDEN YARGILANIYOR
Şerzan Kurt davasının Yargıtay'dan dönmesi üzerine polis memuru Gültekin Şahin'in yargılanmasına Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı.
Yargıtay'dan dönenen davanın ikinci duruşması bugün Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşma nedeniyle Eskişehir Adalet Sarayı çevresinde polisler geniş güvenlik önlemi aldı. Duruşmayı izlemeye gelenler tek tek aranarak içeriye alındı.
Tutuksuz sanık Gültekin Şahin'in hazır bulunduğu duruşmaya, HDP Muş Milletvekili Demir Çelik ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt ile avukatlar katıldı.
DEDEKTİF GİBİ ÇALIŞTIM
Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt duruşmada yaptığı konuşmada, olay sonrasında kendisinin dedektifler gibi çalıştığını söyledi. Baba Kurt mahkeme heyetine yönelik olarak şöyle konuştu:
"Orada 3 tane olay oluyor, hiçkimsenin burnu kanamıyor. Kimsenin fiziki teması olmuyor.Dördüncü olay da yani Şerzan'ın vurulduğu olay. Polisin kontrolündedir. Hiçbir şey yokken Gültekin Şahin kendi arkadaşlarının çemberini yararak, öğrencilere doğru ateş ediyor ve daha sonra Şerzan'ı hedef görüp öldürüyor. Bu süreçte hep adalet istedim. Asla ilkel bir düşünceyi aklıma dahi getirmedim. Şerzan'ı geri getiremeyeceğiz. Ama gelecekte gençlerimizin ölmemesi için Gültekin Şahin ve onun düşüncesindeki kararlık güçlerle işbirliği yapanların bir daha böyle bir olaya sebebiyet vermemesi için sizin kararınız çok önemlidir. Siz bunların önüne geçebilirsiniz. Gerçek adaletin gerçek anlamda yer bulmasını istiyorum."
EK SÜRE İSTEDİ
Tutuksuz sanık Gültekin Şahin de geçen duruşmaya sağlık sorunu nedeniyle katılamadığını ve avukatlarıyla görüşemediğini söyledi. Şahin, mahkeme heyetinden Yargıtay'ın bozma kararını incelemek için ek süre isteyerek, "Geçtiğimiz duruşmada hasta olduğum için rapor göndermiştim. Duruşmaya katılamadığım için bozma ile ilgili bir bilgim yok. Avukatlarımla da görüşemedim. Herhangi bir tebligat da gelmedi. Bu nedenle ek süre istiyorum" dedi.
Şerzan Kurt'un avukatları ise tutuksuz sanık Gültekin Şahin'in tutuklanmasını istedi. Mahkeme heyeti Şahin'e ek süre verilmesini kararlaştırarak, tutuklanması talebini kabul etmeyerek duruşmayı 24 Aralık 2014 tarihine erteledi.
MİLLETVEKİLİ ÇELİK: TEK SİLAHI KALEMİYDİ
Duruşma sonrasında Adalet Sarayı önünde gazetecilere açıklamada bulunan HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, "Bugün dördüncü yılı çoktan doldurmuş olan Muğla'da görülmesi gereken davanın Eskişehir'de görülüyor olmasının tirajı komik sahnelerini şahitlik yaptık. Ölmenin ve öldürmenin bu kadar ucuz olduğu, insan hayatının hiçe sayıldığı bir ülkede elbette ki davaların sonuçsuz kalacağı, hukukun ve adaletin yerini bulmayacağı bizim tarafımızdan bilinen bir gerçektir. Şerzan Kurt öğrenciydi. Taşıdığı tek bir silah vardı. O silahı kalemiydi, düşüncesiydi. Ateşli silah, gaz, cop değildi. Şiddet aracı bıçak ya da çakı değildi. Düşüncesine, fikrine, özgür, özerk üniversite iradesine sahip çıktığı için öldürmeyi hak görmüştü onu düşman belleyenler tarafından. Genci, kadını, emekçi, ezileni, Kürdü, Alevisini düşman gören bu devlet zihniyetinin polisi tarafından bilerek, isteyerek kurşunlanıp öldürülmüştü" diye konuştu.
Kurt Ailesi'nin avukatlarından Arif Ali Cangı da "Bu davanın başlangıcındaki yargılamada verilen o komik ceza kamu vicdanında ciddi yara açmıştır. Yargıtay bu yarayı kapatma yönünde bir adım atmıştır, bozma kararı vermiştir. Ancak bu yara hala açık durmaktadır. Çünkü mahkeme bir türlü dosyanın gereği olan bozma konusunda karar vermemiştir. Geçen celse sanık bir sağlık raporuna dayanarak duruşmaya gelmedi bugün de herkesin bildiği konuda haberim yok, avukatlarımla iletişim kuramadım diye ek süre istedi. Bu ek süre ile duruşma ertelendi" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz