Konuşmaya başladığımızda ağzımızdan çıkan ve dış ortamdan bize yüksek frekansta yansıyan ses, kulağımız tarafından algılanır. Bir yandan gırtlağımızdaki ses tellerinden çıkan ve vücudumuzda titreşimle ilerleyen ses dalgaları, daha düşük frekansta kafa tası kemiğimizden de sekerek iç kulağımıza ulaşır. Bu iki sesin birleşmesi de kendi sesimizi duymanızı sağlar.
Susup kaydedilmiş sesimizi dış ortamdan duyduğumuzda ise farklı uzaklıktan ve ses üretici farklı bir aletten kulağımıza ulasan dalgalar, bizim kendi sesimize yabancılaşmamıza sebep olur. Kayıt cihazları ve hoparlörlerin farklılıkları da bu sevimsiz durumu çeşitlendirebilir.
Bu noktada kendi sesimizi başka ortamdan duyduğumuzda yaşadığımız yabancılaşma, aynada kendimizi görebildiğimiz açıların tamamında görüntümüzü doğal olarak algılar ve beğenirken, özellikle profilden çekilen fotoğraflarda kendimizi beğenmememiz durumuyla benzerlik taşıyor. Bu yabancılaşmalara karşı kendinizi yalnız hissetmeyin ve farklı açılardan kendinizi görme, farklı frekanslardan kendinizi duyma deneyimlerinden keyif almaya bakın. Unutmayın, iç dünyanızda algıladığınız benlik algısı, dışarıdan duyulan ve görülen sizle bütünleştikçe, varoluşunuzun harmonisine dair algınızda güzel farkındalıklar oluşacaktır.
Ceren Arpa
Bu yazının tamamını okumak için nedenolmaz.com'u ziyaret edin.