ANKARA (İHA) - Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin hayvancılık alanında dünyanın en önemli merkezlerinden biri olma şansına sahip olduğunu, bu potansiyelin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, son günlerde basında süt üretiminin arttığı ve fiyatların düşüş eğilimi gösterdiği, üretici ve sanayicinin bundan olumsuz etkilendiği yönünde haberlerin sıkça yer aldığını hatırlattı. AB ile entegrasyon sürecinde, hayvancılık sektörünün yeniden yapılanması ve rekabet edebilir bir konuma ulaşmasının gerektiğine dikkat çeken Bahçıvan, tüm dünyada verimliliğin ön plana çıktığı bu dönemde hayvancılık sektörünün mevcut yapısıyla rekabet etme şansının olmadığının bir gerçek olduğunu belirtti. Bahçıvan, Türkiye'nin, üretimin her aşamasında reforma gitmek, ölçek ekonomisini ön plana çıkartmak zorunda olduğunu, bilim ve teknolojilerdeki gelişmeler ışığında çağdaş uygulamalara yer vererek atılacak adımların rekabet gücünü artıracağını kaydetti.
"TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR MERKEZ" Türkiye'nin hayvancılık alanında dünyanın önemli merkezlerinden biri olma şansının bulunduğunu ve bu potansiyelin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Erdal Bahçıvan, "Hayvancılık sektörüne yönelik gerekli reformların yapılması hükümetimizin gündeminde de öncelikli konular arasında yer almaktadır. Bu kapsamda, 2004 yılından başlayarak hayvancılık sektörünün reformu için gerekli düzenlemeler yapılagelmiştir. Şubat 2005'te yayınlanan 'Hayvancılık Kararnamesi' ile gerek miktar gerekse nitelik yönünden sektöre yönelik kapsamlı bir teşvik paketi açıklanmıştır. Tarım Bakanlığı'mızca 2005 yılında hayvancılık destekleri konusunda yayınlanan bu kararnameyi memnunlukla karşılamaktayız. 1 Ocak 2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayınlanan kararnameyle 500 milyon doları aşan bir kaynak ayrılmıştır. Hayvancılık sektörünün birçok sorununa eğilen, yem bitkisi üretimi, tohum ıslahı, hayvan sağlığı ve hastalıktan ari bölgelerin geliştirilmesi konusunda farklı teşvikler sunan bu paket hepimizi sevindirmiştir" dedi.
Toplum ve üretici olarak özlemlerinin teşvik paketi hedefinin, süt ve süt ürünlerinin Türkiye'de daha bol daha kaliteli ve daha makul fiyatlarla tüketiciye ulaştırılması olduğuna değinen Bahçıvan, "Bu hedef ve teşviklerin, üretimin tüketiciye kadar olan her aşamasına yansıtılması ve ürün maliyetlerinin hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, Mart ayında yaşanan gelişmeler, esasen bu teşvik paketinin bazı alanlarda geliştirilmesi gerektiğini de göstermiştir. Süt üretiminde bu yıl geçen yıllara göre bir artış sağlanmıştır. Her ne kadar elimizde net rakamlar bulunmasa bile özellikle sanayiye yönelik kaliteli süt üretiminde yaklaşık yüzde 5 oranında bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Üretim artışında teşviklerin rolünün yanı sıra yeni çiftlik yatırımları ve mevcut verimliliğin artmasının da büyük rolü bulunmaktadır. Özellikle yem bitkisi üretiminin desteklenmesiyle hayvanların daha iyi ve daha ucuz maliyetle beslenmelerinin verim artışlarında önemli rolü olmuştur" ifadelerini kullandı.
"SÜTTE ÜRETİME ARTIŞINA KARŞILIK TÜKETİM DÜŞÜYOR" Bahçıvan, süt üretimindeki söz konusu artışın, aynı oranda tüketime yansımadığını, sanayiinin teşvik paketinden pay almamasının bunda önemli etken olmakla birlikte, tüketim artışına yönelik reklam, okul sütü, KDV oranının düşürülmesi, üretimin ihracata yöneltilmesi gibi önlemlerin de pakette yer almadığının görüldüğünü kaydetti.
Süt üretimindeki artış ve bunun tüketime yansımamasının sektörde bazı kısa ve orta dönem önlemlerin ivedilikle alınmasının gerekliliğini gösterdiğini dile getiren Bahçıvan, "Süt sektörünün yaşamakta olduğu bu sorunlar, Tarım Bakanlığı'mız koordinatörlüğünde üretici, sanayici, kooperatifler ve derneklerin yer aldığı geniş katılımlı toplantılarda tartışılmaktadır. Bu yıl gözlenen üretim artışının 'mevsimsellik' olgusuyla açıklanamayacağı, acil önlemlere ihtiyaç olduğu görüşü, ilgili kesimlerce benimsenmektedir. Söz konusu sorunun çözümüne yönelik kısa dönemde uygulanacak önlemler arasında, Okul Sütü Projesi'nin derhal hayata geçirilmesi, KDV oranının acilen yüzde 1'e düşürülmesi ve AB'de uygulananlara benzer ihracat teşviklerinin uygulanmasının yer alması önem taşımaktadır. Orta ve uzun dönemde AB ortak piyasa düzenleri çerçevesinde uygulanan modeller ülkemiz koşullarına adapte edilmeli ve gerektiğinde müdahale alımı yapabilecek, tarım ve hayvancılık finansmanında etkin bir rol üstlenebilecek bir sistem oluşturulmalıdır" dedi.
"DOĞRU FİNANSMAN MODELLERİ"
Süt üretim miktarları ve maliyetleri tüketiciye yansıtılacak fiyatın gelecek günlerde hepimizi fazlasıyla meşgul edecek konular olarak görüldüğüne işaret eden Bahçıvan, "Ancak, hayvancılık teşviklerinin amacının, kaliteli süt üretiminin artırılması, süt üretim maliyetlerinin ve sonuçta tüketiciye yansıyacak fiyatın düşmesi olduğu da unutulmamalıdır. Üretici, sanayici ve tüketicinin hepsinin memnun olacağı yeni denklemleri hep birlikte yakalamak zorunda oldu sektörünün birçok sorununa eğilen, yem bitkisi üretimi, ğumuz, bunun için verimlilik artışının her aşamada sağlanması ve geçiş döneminde her kesimin belirli fedakarlıklarda bulunması gerektiği de ayrıca hatırlanmalıdır. Türk tarımının gelişmesi, doğru finansman modellerinin uygulanmasına bağlıdır. Zira, sadece düşük faizli yatırım kredisiyle tarım sektöründe istenilen atılımın sağlanması mümkün değildir. Tarım sektöründe gerekli finansman modellerinin Türkiye'de uygulanması gerekmektedir" dedi.
Türkiye'nin, tarım ürünlerini makul, rekabet edebilir fiyatlarla üretmek ve tüketiciye sunmak zorunda olduğunu kaydeden Bahçıvan, Türk tarım ürünlerinin uluslararası rekabet gücüne kavuşturulması ve kayıtlı üretici ve sanayicinin kayıt dışının getirdiği haksız rekabetten kurtarılması gerektiğini söyledi. Bahçıvan, "Devletin bu konuda radikal kararlar alması ve kayıt dışı üretiminin zaman geçirmeden önlenmesi gerekmektedir. Kabul edilmelidir ki, kalıcı ve uzun dönemli hedeflere ulaşma sürecinde, kısa dönemli ve geçici birtakım sıkıntıların yaşanması son derece doğaldır. Önemli olan, Türkiye'nin, kaliteli sütün bol üretildiği, bol tüketildiği ve ihraç edilebildiği bir ülke konumuna getirilmesidir" ifadelerini kullandı.