Sağlıklı bir vücut ve güçlü bağışıklık sistemi için dengeli ve düzenli beslenmek gerekiyor. Sağlıklı beslenme denildiğinde ilk akla gelen yiyecekler sebze ve meyveler olsa da bakliyatların tüketimi de oldukça önem taşıyor. Ancak bakliyat ve kuruyemişlerin doğru koşullarda saklanmaması sağlığımızı büyük riske atabiliyor.
Prof. Dr. Vefik Arıca, olumsuz şartlar nedeniyle küflenen kuruyemiş ve baklagillerde oluşan aflatoksinin karaciğer, böbrek ve beyinde hasarlar bıraktığını söyledi.
Prof. Dr. Arıca, aflatoksinin özellikle kuruyemiş ve baklagillerde yoğun bir şekilde oluşabileceğini ifade etti. Üretim veya saklanma esnasında uygun şekilde saklanma şartları sağlanmaması ve nemle küf ve mantar oluşabildiğine değinen Prof. Dr. Arıca, “Küf aflatoksin üretebilir. Aflatoksin vücuda özellikle baklagillerden veya kuruyemişlerden aldığımız zaman karaciğer, böbrek ve beyinde hasarlar bırakabiliyor. Biliyoruz ki aflatoksin kaynatıldığında veya yüksek ısıda yok olmuyor. Bu nedenle kuruyemişlerde veya baklagiller yoluyla aflatoksin vücuda zehir olarak girdiği zaman 20-30 yıl kalabiliyor ve beyinde, karaciğerde, böbrekte kronik hasarlara yol açabiliyor” diye konuştu.
Kuruyemiş ve baklagillerin üretildiği veya saklandığı yerlerin uygun şekilde denetlenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Arıca, şöyle konuştu:
“Aflatoksin özellikle saklama koşullarının uygunsuz olduğu, nem oranının yüzde 65'in üzerine çıktığı depolarda yoğun bir şekilde, küf şeklinde veya mantar şeklinde çıkıyor. Hiçbir şekilde yok olmuyor. Yüksek dereceye çıktığı zaman veya kaynatıldığı zaman bir ürün aynı şekilde bu zehri üretmeye devam ediyor.”
(İHA)