*[MAÇIN CANLI ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ](http://192.168.41.171/%20http:/spor.mynet.com/canli-mac-anlatimi-ve-sonuclari/2264261-galatasaray-fc-astana.html)**
Kalite ve korku (Hakan Ünsal) Selçuk’un attığı gol, zamanlaması, değeri, dönemi ve şekli itibarı ile önemliydi. Kaptan yine çok kritik iş yaparak, çalışmasının ve emeğinin karşılığını aldı. Burak’ın durumu enteresan. Morali mi bozuk yoksa sıkıntısı mı var bilmem ama sahadaki hali ’dertli’ bir Burak resmi veriyor. Bildiğimiz Burak temposu, isteği ve canlılığı yok. Rahat kazanabilecek pozisyonlar bulundu ama takımın içinde bulunduğu döneme bakınca oyun da sonuç da şaşırtıcı değil. Fazla bir şey beklemeyin (Erman Toroğlu) Galatasaray taraftarları bu takımdan fazla bir şey beklemesin. Dün gece tesadüfen Kupa 2'ye kaldılar. Seviniyorlar... Stattaki seyirci de onları yuhalıyor, TV başında onları izleyen milyonlar da! Galatasaray'ın gidişatı iyi değil! Dün gece hakeme de sallayacakları fazla bir şey yoktu, rakibe de! Oynadıkları Astana takımı, soruyorum Galatasaraylı futbolculara kendi oynadıkları ligde mücadele etse kaçıncı sırada olurdu? Drama devam (Kanat Atkaya ) Maç sonunda tribünlerin yönetime odaklanan protestosu, bu manzaranın gerçek sorumlusunun kimler olduğunu bildiğini işaret ediyordu. Yine de zamanlamasının doğru olduğunu söylemek mümkün değil. Takım toparlanacaksa, bunun için biraz umut varsa ki var bana göre destek olmak zamanıdır. Bu oyundan, Astana önünde zar zor kopartılan beraberlikten memnun olmamak hakkı taraftarın, ben de hiç mutlu değilim o da ayrı bir gerçek... Yerinde ve haklı (Mehmet Demirkol)
Astana son dakikalara galibiyet arayabilen takım olarak girdi. Kimseyi küçümsemek doğru değil tabii. Ancak Galatasaray beraberliğin yettiği bir maçta son düdüğü çağıran ıslıklar arasında girmemeli. Tecrübesi yetmeli. Bugün için yettiğini söylemek çok zor. Ve maç sonu ıslıkları da yerinde ve haklı. Öyle ki, Denizli ligin devre arasını kariyeri boyunca bu kadar hasretle beklememiştir herhalde.
'Selçuk'lular (Feyyaz Uçar) Selçuk’un bu maçtaki partneri Chedjou. Emre, Bilal ve Rodriguez daha önce ön liberoda görev yapan oyuncular. Hamit iyileşene kadar bu arayış bitmez. Hamit’in de nasıl bir performans göstereceği muamma. Melo olsaydı, bunlar yaşanır mıydı? Hayır. Selçuk’a yazık değil mi? Yanında kimin oynayacağı belli değil. Üstelik sen hep aynı performansı vermek zorundasın. Allah'tan Selçuk bu durumu dert etmiyor. Kaptan her daim işinin başında. “Gelene ağam, gidene paşam” diyenlere inat, görevini yapıyor.
Ahmet Çakar Zar zor ama nereye kadar?
Maçın bitmesine 1520 saniye var... Muslera vakit geçiriyor, Sneijder de İskoç hakem Thompson'a "Ne olur maçı bitir" diye ricada bulunuyor! Yazık Galatasaray'a. Bizim TFF 1. Ligi'nde bile zor mücadele edecek bir takıma karşı Galatasaray seviniyor. Ciddi anlamda Galatasaray birçok yanlış yaptı. Chedjou'nun ön libero oynamasının mantığı ne olabilir? Chedjou'yu ön libero oynattığınızda bunun diğer oyuncularda yaratacağı algı ne olabilir? Chedjou hayatında kaç defa ön libero oynamış? Özellikle de katkı verdiğini söylemek doğru değil. Galatasaray'ın maçı niye sürekli düşük tempoda tuttuğunu da anlayamadım. Zaten rakibin kapasitesi çok sınırlı. Biriki oyuncu dışında son derece kötü bir takım ama yavaş oynayarak Astana'nın toparlanmasına, takımın yerleşmesine izin vermenin mantığı ne olabilir? Tabii ki Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi'ne devam ettiği için bu sorular pek sorulmayacak. Ayrıca rakibin en etkili oyuncusu Ganalı Twumasi iken karşısında defansif yönü kötü olan Olcan'ı oynatmak risk değil midir? Özellikle bu riski ilk yarıda çok net gördük. Atılan bir uzun topta Twumasi bir hamlede Olcan'ın arkasına geçti, sıfıra kadar indi ama kötü ortaladı. İlk yarının son dakikalarında Yasin ve arkasından Burak'ın yakaladığı pozisyonlar dışında Galatasaray'ın pek pozisyonu yok.
Buna karşılık beğenmediğimiz Astana'nın ilk yarıda bir topu da direkten döndü. Galatasaray'da kolay gol yeme alışkanlığı hala devam ediyor. Yediği gole bakın! Yapılan ortada arka direkte Twumasi bomboş... Gelişine vuruyor ve golü atıyor. Marke eden ya da vurmasını engelleyecek bir Galatasaraylı oyuncu yok. Ya bu golden sonra Galatasaray, Selçuk'la beraberliği bulamasaydı ne olacaktı? Aslında beraberlik golü erken geldi. Biraz gecikse rakibin direnci daha da artacak ve Galatasaraylı oyuncular panik yapacaklardı. Sonuç olarak Galatasaray, Avrupa'da yoluna devam ediyor ama ne ligde ne de dün akşam tat verdi. Ikına ıkına gidiyorlar ama futbolu bilenlerin bu işin böyle fazla uzun sürmeyeceğini de kestirmeleri lazım.
Uyumayan adam (Uğur Meleke)
Denizli için bir şeyleri değiştirmenin çok zor olduğu bir dönem bu. Zira eldeki malzemenin kapasitesi belli. Hemen hemen aynı ekip, geçen sezon Devler Ligi’ni Chedjou’nun çılgınlığıyla kazanılmış tek bir puanla bitirebilmiş ama Hamzaoğlu kadrosunun yetersizliğini bir türlü kabullenememişti. Hamza Hoca’ya göre 3 kupa kazanan kadrosuna yetersiz demek hakaret gibiydi; bir kez 3 kupa kazanıldıysa sıradaki 33 kupa da kazanılabilirdi! Oysa birkaç detay gözden kaçıyordu: Birincisi, o kupalar yereldi, ikisi Bursaspor’a karşı kötü oyunlarla kazanılmıştı. İkincisi de yaz döneminde Beşiktaş ve Fenerbahçe gelişmişti, Galatasaray ise durmuştu. Hatta Melo kaybıyla geriye gidilmişti. O yüzden geçen yıl sadece Anderlecht’ten 1 puan alıp veda etmiş Galatasaray’ın bu yıl en büyük şansı 32 takım içinde 32’nci sıradaki Astana’yı çekmekti. Galatasaray’ın Kazak rakibini geçerek grubu üçüncü bitirmesi doğal sonuç. Bu kadro kalitesiyle daha fazlası sürpriz olurdu. Başta da belirttiğim gibi Denizli’nin yapabilecekleri sınırlı: Podolski’yi takım otobüsüne bindirdi; oynamak istemeyen Kevin’e teşekkür etti. Sabri’nin kontratı uzatılmadı, Kasımpaşa ve Bursa maçlarının son bölümü ayaklar biraz daha fazla yere bastı. Dün gece de merkeze bir çare bulma arayışı sürdü. Emre’yi denedi olmadı, Rodriguez olmadı, Bilal olmadı, sıra bu kez de Chedjou’daydı. Chedjou’nun özellikleri belli; ön libero değil, ön stoper gibi oynadı dün akşam. Elinden geleni yaptı. Astana’yı geçmek için Chedjou’nun iyi niyetli çabası yeterli oldu ama AtibaOğuzhanSosa’ya karşı bence ziyadesiyle zorlanır Kamerunlu oyuncu. Denizli, şampiyonluk yolundaki rakibine karşı puan farkını korumak istiyorsa Pazartesi akşamı gerçek bir orta saha ikilisiyle oynamalı.
Son parantezi, herkes üzülürken telafi düşünen adama açmak gerek. Bu yıl Galatasaray’ın tek faydalı transferi o. Antepli Muhammet’in, Mersinli Welliton’un ve Antalyalı Sezer’in gol sevinçlerini kursaklarında bıraktı, sadece birer dakika sonra her birine yanıt verdi. Bu sene kaydettiği 9 golün 6’sını Galatasaray mağlupken, üçünü de durum berabereyken attı. Herkes uyurken o uyumadı. Dün de yenen şok golden sonra uyumayıp Selçuk’a golü attırdı zeki Alman... Bu yılın Galatasaray adına bir numaralı yıldızı Podolski kesinlikle.
Titreye titreye (Serhat Ulueren)
ALFRED Hitchcook’un Kuşlar filmi mi, Rus ruleti mi, Tatsız tuzsuz bir yemek mi desem... NE dersem diyeyim... G.Saray’ı izlemek insanı ürkütüyor, tedirgin ediyor. Keyifli bir maç izlemek çok zor. Devler Ligi’nin en zayıf takımını yenemiyorsun, hadi onu da geçtim son 20 dakika kendi yarı alanında oynuyorsun ve yüreğin ağzında maç bitsin diye dua ediyorsun. Twumasi’nin golüne ya cevap veremeseydin? Astana 35 dakika daha gol yemese dün gece kazanırlardı.
SAHANIN en kötüleri Sneijder ve Burak. Maç boyu saymaktan yoruldum ama 15’den fazla top kaybetti Sneijder. 43’te Burak direğe çarpıp dışarı çıkan topu dışında hep lüzumsuz işler yaptı. Son dakikalarda yüzde yüz faul yapıyor, sonra hakeme küfür edip kart görüyor. Böyle profesyonellik olmaz. Dün eski Burak olsa en az 2 gol atardı. Kafa vuruşları etkisiz, koşuları diri değil, gereksiz ofsayta düşmeler ve hep ağlayan bir Burak vardı sahada. Seyirci ve Denizli iyi tahammül etti kendisine. Şimdi Terim’e, Mancini’ye ve Hamza Hoca’ya hak veriyorum. Bu teknik adamların hepsi de Burak’ın az koştuğunu, orta sahaya hiç yardımcı olmadığını söylüyorlardı. Ne kadar haklı olduklarını dün gece çok iyi anladım. Ya Sneijder? Özellikle ilk yarı ruh gibiydi. Dünya kadar para kazan ve bana bu sezon Avrupa’da bir maç bile kazandırma... Olacak şey değil... Dün geceki Sneijder çok ama çok kötüydü. KAPTAN Selçuk’un şans golünde Podolski 5 saniye ortaya çıktı ve işi bitirdi. Ama bu G.Saray, bu kadrosuyla UEFA Avrupa Ligi’nde başarılı olamaz. Astana’dan korkan, gol pozisyonu üretmekten uzak, defansta bazen acemice hatalar yapan G.Saray’ın dünkü sonuca sevindiğini sanmıyorum. Mustafa Denizli kenarda neredeyse dokuz doğuracaktı. Dudakları uçukladı, avuçlarının içini yumruklamaktan bitap düştü. Sevgili hocam, işin çok zor çok...
YÖNETİME İSTİFA ÇAĞRISI
KALEDE Muslera, defansta Semih Kaya, orta alanda Chedjou, Selçuk ve Sabri, önlerinde de Podolski ve 2. yarı Yasin biraz da
konsantre oynadılar. Ama tarih dün geceki Astana maçını, “G.Saray zayıf rakibi karşısında tir tir titredi” diye yazacak.
YÖNETİM seyirci tarafından istifaya davet edildi. Üstelik çok gürültülü oldu... Bence mart ayını beklemeyip bir an önce giderlerse kendileri için daha hayırlı olur diye düşünüyorum.
Daha fazlası olamaz (Osman Şenher)
Mustafa Denizli’nin gelişi Galatasaraylılar’a ne kadar heyecan verirse versin bu kadroyla başarılı olmak çok zor... Astana mütevazı bir takım... Adamlar Galatasaray’ı gözlerine kestirmişler... Bütün futbolcuları canlabaşla oynuyor, teknikleri sınırlı olmasına rağmen az daha dün gece bizlere kâbus yaşatacaklardı.
Galatasaray’da bir çok futbolcu kaliteleriyle bu takımda forma giyemez, giymemeli de... Bu yanlış kurulmuş bir kadro... Böyle bir takım Süper Lig’de de başarılı olamaz. Arada bir maç kazanır, taraftarın gönlünü alır ama şampiyonluk veyahut Avrupa’da başarı gibi şeyleri düşünmemek lazım... Futbol takımlarının olmazsa olmazı iki bekten başlıyor... Carole ile Denayer sakat olunca mecburiyetten Olcan ve Sabri oynuyor... İkisi de güçleri yettiği kadar mücadele ediyorlar ama kapasiteleri bu kadar, yetenekleri bu kadar... Kendilerini ne kadar zorlasalar da bunun üzerine çıkamazlar...
Olcan’ın defansif yönü sıfır.. Rakibi yanından el sallayarak geçiyor. Olcan rakibinin kademesine geçeceğine kalenin içine giriyor... Komedi gibi... Sabri, gidiyor hücuma çıkıyor, koca alan bomboş. Kim kapatacak orayı? Rakip rahat rahat Galatasaray kalesine gelip tehlike yaratıyor...
Chedjou, Selçuk’un partneriydi... El freni çekilmiş arabalar gibi... Ne temposuyla, ne yeteneğiyle, ne kalitesiyle Galatasaray’a katkı sağlayamadı, orta sahada faydalı olamadı. İyi ki, Selçuk mükemmel futbol oynadı... Hem Chedjou’nun görevini yaptı. Hem gitti gol attı... Dün gece sahanın en iyisiydi... Galatasaray’ın mutlaka ikinci bölgeye bir futbolcu transfer etmesi lazım...
Podolski, Bursa maçının iyilerindendi. Maç gecesinde de basın mensupları ile kavga etti. Aklı sanırım orada kalmış... Misafir sanatçı gibiydi. Bir tek golün pasını verdi, başka da hiç bir katkısı olmadı. Burak kusura bakmasın... Kendine olan özgüvenini bitirmiş... Pas vereceği yerde şut çekiyor, şut çekeceği yerde pas veriyor... Yasin ise bencil... Tamam çok istekliydi ama top ayağına geçtiği zaman biraz kafasını kaldırıp sağına soluna bakması lazım... Sonuçta bu beraberlikle Avrupa Ligi’ne devam edilecek. Ama gene söylüyorum; bu kadro takviye edilmezse dün geceki görüntüyle bir arpa boyu yol gidemezsin...
Tribünle bağlar (Mehmet Ayan)
TRİBÜN saha bağlantısıyla başlamalı. Sebep kulüp yönetim biçimi mi, futbol takımı performansı mı? Hangisi bilinmiyor ancak çıplak gerçek şu ki, G.Saray tribünü takımından uzak. Mustafa hoca, önünde yığılı sorunu çözdükten sonra bu konuya iyi bir sosyolog olarak el atacaktır. Yoksa, topu ayağına her alan büyük bir baskı altında topa hükmedemeyecek. Bu stres de oyun oynayamamayı beraberinde getiriyor.
BURAK’IN 80’lerde göz göre göre ofsayta düşmesine ve o pozisyonu tribün 23 saniye adeta uyarmasına rağmen oyuncunun oralı olmamasına haklı olarak sinirleniyor taraftar. Ancak Sabri, Semih, Umut gibi oyunculara da ‘yetersiz’ muamelesi yapılması ne doğru ne haklı!
CHEDJOU YADIRGAMADI
MAÇA gelince… G.Saray oyuna hakim başladı. 15’ten 40’a kadar rakibe hem oyunu hem alanları teslim etti. Sol taraftan Olcan üzerinden ciddi tehlikeler buldular. Astana ‘canlı seyredince’ futbolun gereklerini yerine getiren, maç içindeki ‘resmi’ belli, aklıbaşında bir takım. Avrupa kupalarına veda ettiler. Ancak Kazak gazetecilerin basın toplantısına girerken alkışladıkları Stoilov takdiri hak ediyor (Bugün takımıyla kontratını uzatıyor).
G.SARAY 2. yarıya da üstün başladı. 90 dakika genelinde olduğu gibi gol pozisyonlarıyla bol buluşamadı. İyi oynadığı sıralarda
yediği golün ardından hemen golü bulması, G.Saray adına maçtaki en olumlu durumdu. 64 değil, 7484’te golü bulsa, 01 dakikalar oyuncular için ölüm olurdu.
MAÇIN öne çıkan ismi oyunun 360 derecesine katkıda bulunan Selçuk’tu. Podolski, goldeki katkısı dışında hücumda fazla göze
çarpmadı. Chedjou yeni yerini kesinlikle yadırgamazken Yasin becerileriyle bencilliği arasındaki dengeyi ayarlayamıyor.
Benfica'ya dua edin! (Erhan Telli)
Galatasaray yönetiminin yerinde olsam, bu sabah ilk iş olarak Benfica kulübüne şöyle afilli bir teşekkür mesajı yayınlarım resmi siteden...
‘Sevgili Benficalılar... Astana ile oynadığınız son maçı 2-0 yenik duruma düşmenize karşın, 2-2 berabere bitirmeyi başardığınız ve Kazakları İstanbul’a toplam 3 puanla yolladığınız için, sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Sayenizde, Avrupa Ligi’ne devam ediyoruz. Bizi rezil olmaktan kurtardığınız için, minnettarız...‘
Mesajın altına da kulüp başkanı Dursun Özbek’ten yöneticilerine, teknik direktör Mustafa Denizli’den futbolculara kadar, tek tek herkesin ismini yazarım...
Öyle gecenin bir yarısı uykulu kafayla falan da yazmam ki bu mesajı, rezil olmayayım!..
Gerçekten de ne kadar duâ etseler azdır Benfica’ya...
Sayelerinde, adamları yenmeye bile gerek kalmadan Avrupa Ligi’ne gidiyorlar işte... Şampiyonlar Ligi’nin en kötü takımını iki maçta da yenememişsin zaten kimin umurunda ki! Galatasaray taraftarını, kendi evinde ve mabedinde, Astana diye bir takımın önünde son 10 dakikada kalpten öldürsen ne yazar?
Maçla ilgili tekniktaktik hiçbir şey yazmak istemiyorum aslında ama benim koltuğumda oturup da kendini teknik direktör sanıp taktik verenleri görünce de, yazmadan edemiyorum yine... Mustafa Denizli, daha önce Chedjou’yu kaç kez ön libero oynarken izledi acaba? Bir, üç ya da beş... Hiç zannetmiyorum!
Olsa olsa, Florya’da yaptırdığı son antrenmanlarda izlemiş ve beğenmiş olacak ki, sırf bir iki köşe yazarı Kasımpaşa maçından sonra yazdı diye, herhalde Chedjou’yu orada oynatmış olamaz!
Yılların tecrübesi koskoca Mustafa hoca, herhalde böyle bir şey yapmaz... Tıpkı yine bir köşe yazarı yazdı diye, ilk maçında ilk 11’de oynattığı Emre Çolak’ı, artık 18’e bile almadığı gibi!
Peki ya Bilal Kısa’nın suçu ne bu takımda acaba? Onu da Hamza Hamzaoğlu getirdi diye mi bu çilesi?
Yahu, zaten kendi evinde ve kendi seyircin önünde baskı kurarak oynamayı amaçlıyorsun. Oyun üstünlüğünün bariz bir şekilde sende olması gerektiği aşikâr...
O zaman orta sahada hiç oynamayan Chedjou mu, yoksa Bilal mi? Jem Karacan’ın dan Emre Çolak’a ve Rodriguez’e kadar herkes tek tek oynarken, Bilal’in tek hatası, o bölgede hepsinden iyi oynamak mı?
Son sözüm de, tüm futbolculara...
Gidin evinize şu maçı bir daha izleyin ve düşünün bakalım...
İki takımı da tanımayan ve ilk kez bu maçı izleyen birine, ‘Hangi takım G.Saray?’ diye sorsak ne der acaba...
Siz düşünedurun, ben kendi adıma cevabı vereyim. Şu halinizle o üstünüzdeki formaları çıkarsak, Astana’dan daha kötü bir takım olduğunuz kesin! En azından onlar, birbirleri için savaşıp mücadele ediyorlar.
Peki ya siz ?
WESLEY SNEIJDER
Daha önce seni eleştirmek için ‘bir kez değil, iki kez düşünmek gerekir’ diye yazdığım için, tam 3 kez düşündüm Wesley ama, sen de 3 maçtır hiç ortalıkta yoksun zaten! Pardon, varsın aslında... Ya gönderilen hocanın ardından önce sallayıp sonra ona cepten mesaj atıp, ‘öyle demedim’ derken... Ya da maç öncesi takım arkadaşların protesto edilirken, sen tek başına tribüne koşup yumruk şov yaparken!